¹⁵ The Pray, The Sin

261 38 42
                                    

Bir yatak. Karşısında bir kamera. Yatakta iki insan, birinin gözleri ve elleri bağlı, diğeri onun üstünde. Kamera başında iki insan, biri her şeyi kamera başında, diğeri her şeyi kendi gözleriyle izliyor.

Yatakta elleri ve gözleri bağlı Beomgyu, bilinci açık fakat aynı zamanda sanki uyuşturulmuş gibi. Bedeni tahrik olmuş her bir uzvu ateş içinde kıvranmasına sebep oluyor. Bedenine dokunan bir el hissediyor. Kim olduğunu göremiyor, irisleri karanlıktan başka bir şeye bakmıyor çünkü. Ama aklında bir isim var, Yeonjun. En son onunla konuştuğunu ve yakınlaştıklarını anımsıyor. O olmalı diye düşünüyor ama bir yandan bedeni dokunulma ihtiyacıyla birlikte deliye dönüyor.

Oda da başka sesler daha var ama sanki uzağında biraz. Tam olarak ne denildiğini duyamıyor, duysa bile şu anda odağı ona dokunan eller, boynunda dolaşan dudaklar ve kasıklarına sürtünen sert bir şeyde. Başta biraz tedirgin ama şu an bedeninin yanıp tutuşması onu tedirginlikten uzaklaştırıp delirtmeye yöneltiyordu. Yeonjun'un ona dokunduğunu düşünürken içinde hala tedirginlik akıyor. Bunu yapıp yapmamakta kararsız. İstemiyorum diyor başta çünkü olacaklardan korkuyor ama bir anda içinde hissettiği sertlikle acı bir çığlık atıyor. Acı verici ama bedenindeki ateşe iyi gelecek gibi görünüyor.

Bilinci açık ama uyuşturulmuş gibi. Vereceği asıl tepkilerin hepsi aklında ama bunu dışarı aktaramıyor. Ellerinin ve gözlerinin bağlı olması değil buna engel olan, bedenini istediği gibi hareket ettiremiyor. Anlamlandıramadığı bu durum ona dokunan bedenin sert girişleri yüzünden aklından gidiyor ama o anki odağı tahrik olan bedenini Yeonjun ile rahatlatmak. Bedenleri çarpışıyor ama olan sadece bu. Başta boynuna bırakılan öpücükler çoktan kesilmiş ve bir daha o dudaklar değmemişti bedenine. Yüzüne bile çıkmamıştı, bir kere bile öpmemişti Beomgyu'yu.

Uyuşturulan zihniyeti zorlukla bunu istemediğini dudaklarından çıkan seslerle belirtiyor ama alt tarafındaki sert vuruşlar durmuyor daha da hızlanıyordu. İnlemeleri istemediğini söylerken arada ağzından Yeonjun'un ismi çıkmaya başlıyor ve gözyaşları gözlerinin bağlı olduğu bezi ıslatıp geçmeye başlıyordu. Sonra kulağına "Kendini bana bırak." diyen bir ses geliyor. Bu Beomgyu'yu daha çok korkutuyor çünkü bu, sesine hayranlık duyduğu Yeonjun'un sesi değil. Midesinin bulandığını hissediyor ama kendi isteğiyle hareket edemiyor. Tek yapabildiği birkaç kelime çıkarabilmek dudaklarından. "İstemiyorum, lütfen, dur!"

Sonra az önceki sesleri tekrar duydu. Bir isim söylenmişti bir başkası tarafından. "Soobin." Diyordu, "Arkadaşının becerildiğini izlemek nasıl hissettiriyor?" Kesik kesik duyduğu kelimelere tepki verememek delirtiyordu. Evet şu an tahrik olan bedeni bir zevk içindeydi ama bedeni dışındaki varlığı bundan kurtulmak istiyordu Beomgyu'nun, acı çığlıklar atıyordu şimdiden. Neler olduğunu bile kavrayacak mecali ve durumu yoktu şu anda. Sanki ameliyat öncesi bir ilaç ile felç edilmiş gibi ama her şeyi hissediyor ve buna tepki vermiyordu. Ağzından çıkanlar duyulmuyordu adeta.

İçinde hissettiği bir sıcaklık ile belki de bittiğini düşünebildi o an her ne kadar kendisi rahatlamasa da. Ardından yatakta bir hafiflik hissetti, onun kalktığını anlayabildi.

Birkaç ses daha işitti ama anlayamamıştı hiçbir sey, kendi hızlı nefes alışverişilerini duyabiliyordu sadece. Hemen sonrasında odadaki sesler bir anda kesilmiş, yatakta tekrar bir ağırlık oluşmuş ve bağlı olan elleri ve gözleri açılmıştı. Odadaki loş ışıkla gözlerini biraz kırpıştırmış ve alışmasını sağlamıştı etrafa. Yatakta kızarmış gözleri ve burnu, terden kabarmış kısa siyah saçları ve hala rahatlamak için can atan bir beden ile uzanıyordu Beomgyu. Gözleri Yeonjun ile buluştuğunda kendisine çatık kaşlarla bakıyordu. Beomgyu tepki verememiş sadece eli artık canını acıtan erkekliğine gitmek istiyor ama bunu yapamayacak kadar ağırlaşmıştı her bir yanı.

"Ah Beomgyu... Sen bana gerçekten aşık görünüyorsun." Gözleri altındaki bedende bir tur attıktan sonra az önceki sert ifadesine göre daha alaycı bir yüz ifadesi takınarak gözleriyle hala şişik duran erkekliği işaret etti. "Benim bedenim olmadığı için boşalamadın değil mi? Senin bedenin sadece benim için yaratılmış olmalı." Daha sonra üstündeki kıyafetleri çıkarmaya başladığında Beomgyu boş gözlerle onu izlemeye başladı. "Yarın bu gördüğün her şeyi unutacak olman çok yazık olacak fakat..." Düğmesini açmaya koyuldu ve onu çıkarmadan önce cümlesini tamamladı. "Hissettiğin her şeyi kendine her dokunduğunda bir bir hatırlayacaksın. Varlığıma ne kadar ihtiyaç duyduğuna dair her şeyi, bana ne kadar muhtaç olduğunu."

Beomgyu bedensel bir tepki vermiyordu evet, fakat düşünceleri arasında hisleri bir tufanın içine sürükleniyor, dalgalar arasında savruluyor ve büyük bir yangın içinde kavruluyordu. Zihniyeti içinde tüm duyguları eziliyor, gözleri parlaklığını yitiriyor ve artık yok olmak istiyordu. Ve en kötüsüyse öpmek için can attığı dudaklar şu an onunkileri tüm hararetiyle öperken Beomgyu'nun tek hissettiği bundan iğrenmesi ve bu iğrenmenin içinde tek yapabildiği buna karşı hiçbir şey yapamamaktı. Bedeni şeytana hizmet ederken ruhu meleklere yalvarıyordu yardım etmeleri için. Ama tek bir karşılık alamıyor, bedeni şeytanın alev dudaklarından kalan izleri taşımaya başlıyor ve içinde lanetli sözlerinin sertçe girişini hissediyordu tüm acı gözyaşlarının içinde.

Her şey bitti, gün ağardı. Beomgyu temiz kıyafetleri içinde artık kirlendiğini bilmediği bedeniyle kendini yatağında uzanıyor ve dün gece neler olduğunu hatırlamaya çalışıyordu ama tek hatırladığı Yeonjun'la birlikte koltuklarda oturduğu idi. Evine nasıl geldiğini de hatırlamıyordu. Acı içinde sızlayan beline lanet ederek yataktan kalktığında okulun son haftası için hala okula gidiyor oluşuna sinirleniyordu. Tüm bunlardan sonra ağrıyan başına da kötü sözler sarf ederek aynaya bile bakmadan okul için hazırlanmış ve acıyan bedenine rağmen yola koyulmuştu.

Bazen olacakları önceden görmek ve bazı şeyleri engellemek ister insan. Nitekim bunu yapmak elinde değildir ve geleceğin ona getireceklerinin sonuçlarına katlanmak zorunda kalır ya da günahları adına dua etmek tek çaresi gibi görünür. Bazen de günahına ortak eder dualarını ve gözünü boyayan şeytanın kölesi olurdu.


-_-_-_-_-_-

Dırırırırıw geldim!

Bölüm adına kısa bir açıklama yaparsam bu bölüm tecavüz üzerine ilerliyor anlaşıldığı üzere ve benim her ne kadar konu bu olsa da elim yazmaya çok gitmedi bu yüzden pek istediğim gibi olmadı yani kötü olmuş olabilir muhtemelen 😔😔😔

Öyle işte bi açıklama yapmak istedim

Winnie kaçar mwuahh

Pacify Her || taegyuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin