¹¹ The Heart, The Mind

342 57 28
                                    

Yaşam, doğmakla başlayan ve ölmekle sonlanacak olan varoluşun ismi. İnsanlar genel olarak neden arada kalan ve yaşam olarak isimlendirilen bu boşluğumsu ve soyut şeyin var olduğunu yıllardan beri sorgular. Herkese göre bir amacı vardır ya da asla bu amacı bulamayanlar vardır. Amacı olanlara göreyse yaşam kimisine göre bir imtihan, kimisine göre ise birçok gereksiz şeyi barındıran yaşamaya çalışma sanatıydı. Ama ya daha amacını bulacağı zamanlar gelmemişse bulamayanların?..

Sinirden elleri zangır zangır titriyor bir yandan yumruklarını sıkıp duruyor ve sinirli soluklarını veriyordu karanlık havaya. Adımları normal ama onu bu saatte gören biri olsaydı eğer gideceği yerde iyi şeyler dönmeyeceğini hissederdi. Saçlarıyla aynı renkte bir kaç damla kan bulanmış elini görmek istemezcesine beyaz tişörtüne sürmüş adımlamaya devam ediyordu. Gözü arada elindeki, ekranı açık, telefondaki konuma kayıyor, gönderilen konumdan önceki atılan mesajlara bakmamaya çalışıyordu. Çünkü biliyordu Taehyun, tekrardan görse aklını yitirebilirdi sanki şu an gözü kararmamış gibi.

Adımları yavaşladı, kafasını kaldırdı ve önünde duran demir büyük depo kapısına bakındı. Etraf ıssız değildi ama birilerinin öylesine veya rastgele geleceği bir yer de değildi. Aşağıdan yukarıya açılan kapıyla birlikte kapının sonuna kadar açılmasını bekledi ve ardından içeriye adımladı. Girişiyle birlikte kapı ardından yavaşça kapandı.

Yarım saat önce yatağında uzanmış, bir süre önce Beomgyu'yla yaptığı konuşmasından sonra yarım ağız sırıtarak tavanı izliyordu kızıl saçlı olan. Gözleri sanki Beomgyu karşısındaymış gibi parlıyor sadece birkaç gündür uzak olsalarda ona olan özleminden yanıp tutuşuyordu. Hayallere dalıyor, gelecekte yapmak istediği şeyleri düşlüyordu Beomgyu'yu dahil ettiği. O sırada aklı eskiye gitti ve Beomgyu'yla yakınlaştıkları ilk zamanlara döndü bir anlığına.

Şu anki serin Nisan havasının esintisinden uzak olan Mayıs ayı sıcaklarındaydılar. Çok değil bundan önceki seneydi, henüz üçüncü yıllarında oldukları ve okulun son aylarına girdikleri. Sınavlardan kurtulan ve sıcağın etkisiyle artık okula çok gelmeyen öğrencilerin yarattığı boş bir okul ve dolayısıyla öğretmenlerin de boş bıraktığı derslerde bahçeye çıkan diğer öğrenciler ile doluydu okul.

Elindeki iki dondurmayla kantinden çıkıp okulun bahçesine çıkan Taehyun gözleriyle bir süre çevreye bakınmış daha sonra ağaçların ve çalıların bol olup arkasına geçtiğinde gözükmeyeceğiniz bir yer olan bahçenin kuytu köşesine adımlamıştı. Siyah saçlı olan muhtemelen orada olmalıydı. Düşündüğü gibi yaklaştığı her fırsatta gözüken siyah saçlar bunu kanıtlamıştı. Çalıların arkasına geçip çimenlere ve Beomgyu'nun dibine oturup elindeki dondurmanın tekini ona uzattığında kulaklıkla müzik dinleyen siyah saçlı bunu beklemediğinden başta irkilmiş ve yüzünü kızıl olana çevirmişti. Kulaklığının tekini çıkarıp bir ona bir de dondurmaya baktığında Taehyun ona parlak bir gülüş sunmuş ve onun için aldığını söylemişti.

Beomgyu çevreye kısa bir bakış atıp kimsenin onları göremeyeceğini kesinleştirdikten sonra kafasını onaylar şekilde sallayıp dondurmayı almıştı. Beomgyu daha bir şey diyemeden Taehyun, siyahlının az önce çıkardığı kulaklığın tekini alıp kendininkine taktı ve Beomgyu'ya biraz daha yaklaşarak yanına kaydı. Kızıl olan gözlerini kapatmış şarkının kulaklarına değerkenki ritmini hissediyorken Beomgyu tüm bu olanlara karşı sesini çıkarmamış sadece Taehyun'un ne yaptığını ve yapacağını izlerken bulmuştu kendini.

Yaklaşık iki ya da üç ay olmuştu kızıl olanla yaptığı anlaşmanın tarihinden beri. Bu süre zarfında birbirlerinin kurallarına ayak uyduruyor ve değişik bir şekilde birbirlerinde uyumu buluyorlardı. Gün boyu okulda oldukları vakit kızıl olan Beomgyu'nun isteklerini gerçekleştiriyor ve gerekiyorsa lafları altında eziliyor, gün bitip okuldan çıktıkları vakit ise siyahlı olan Taehyun'un isteklerini yerine getirip birbirlerini tanımalarına izin veriyordu. Ve tüm bunlar olurken oldukça yol kat ettiklerini de fark etmiştiler. Birbirlerine olan temasları artıyor, önceden sürekli kesişen gözler çekingenlikle kaçırılıyor ve samimiyetleri gözle görülür şekilde ilerliyordu. Yani en azından gözden uzak oldukları süreceydi bunlar.

Pacify Her || taegyuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin