İyi okumalar :) Bu arada yarısından fazlası kardeşime aittir. xxx
..............................
Böyle durumlarda ne olursa olsun topu kaldırırdık. Smaca çıktım 2 kişi ile birlikte.
Top elime çok iyi oturdu. Ve bamm!
Ren: AAAAAĞH! TAKIMIM İŞTE!
-Çok iyi döndü top!
16-13 olduk.
...
Maç sonunda bitmişti. 3-2 biz kazanmıştık bu sefer. Çok zor ve uzun bir maçtı. Kollarım ağrımıştı. Maç bitimi kendimi olduğum yere bıraktım. Bağdaş kurup nefeslerimi düzenledim.
--MUHTEŞEM! *şak şak şak* EN İYİ! *şak şak şak* Y/N-
-YA Bİ SUS OİKAWA! Tek ben oynadım sanki.
Oikawa yanıma gelmişti ama onu susturduğum için morali bozulmuş gibiydi.
Biri sırtıma atladı ve saçlarımı dağıtmaya başladı.
Ren: Helal kız sana! Sende neler varmış neler! Bunu daha öncede bildiğini gösterseydin daha iyi olurdu!
-Saçımm!
Onu daha fazla taşıyamayıp yere doğru kapaklandık.
-AĞIR OLDUĞUNUN FARKINDA MISIN?!
Ren: Yoo.
Üstümden kalktı ve benimde kalkmama yardım etti. Diğer takımla tebrikleşip iki takımda kendi kenarlarına geçti. Maç analizi yaptıktan sonra herkes dağıldı.
Oikawa ve Kageyama ile birlikte okul bahçesinden çıktık.
--Sana demiştim bizim okula gelmelisin diye.
-Burası daha iyi. Tanıdık çok.
K: Bugün çok iyiydiniz. Eğlendim. Ama bir dahaki sefer biz kazanacağız.
Ben tam ağzımı açıcakken Oikawa kenardan yükselmişti.
--Sen benim-
Ağzını elimle kapattım.
-Elinizden geleni ardınıza koymayın.
...
Akşam
Telefonumun çalmasıyla birlikte izlediğimiz filmi durdurup telefonu elime aldım.
Sütçü Pasör
--Kim arıyor?
-Kageyama. Sen devam et ben gelirim birazdan.
Oturduğum yerden kalkıp odadan çıktım.
-Alo?
--Alo. hah. iyi akşamalar Y/N. Bu akşam antrenman yapmıyor musun?
-Bugün çok yoruldum o yüzden yapmayacağım. Neden ki?
--Şey... bahçede göremedim seni de. Öyle... başka bir sebebi yok yani.
-Hmm anladım, tamam. Başka bir şey var mı?
-- Var... Oikawa ne zaman gidiyor?
-1-2 güne.
--Tamam o zaman...
-...
--İyi akşamlar.
-Sanada iyi akşamlar sütçü jojuk.
Güldüm. Bir şey demedi ve telefonu kapattım.
--Y/N yarın seninle bir yerlere gidelim. Sana uyar mı?
-Çok iyi fikir.
Filmi başlattım ve geceyi film izleyerek geçirdik.
Yarın
Oikawa'yla birlikte evden çıktık.
-Nereye gidelim?
--Bilmem.
-Lunapark nasıl?
--Çocuk musun kızım sen?
-Ne alakası var acaba?!
--Gidelim ama atlı karıncaya falan binmem ona göre.
-Tamam.
Otobüse atladık ve lunaparka gittik. Geldiğimizde çok kalabalıktı. Burada bir sürü oyuncak vardı.
-Roller coastera binelim mi?
--Bilemedim şimdi. Çok güvenli değil gibi baksana kemerlere falan.
-Dur ya sen korkuyo musun yoksa?
--.....yo
-Gerçekten mi? PUHAHAHAHAH
--Ne gülüyosun ya. Korkmuyorum tabi ki. Hadi yürü.
Bilet aldıktan sonra roller coastera doğru ilerledik. En öne oturduk ve başlamasını bekledik.
-Çokta yüksekmiş Oikawa ya. Korkmazsın di mi?
--Yüz kere soracan mı daha?
-Tamam tamam sustum.
Oyuncak başladı. Öyle yüksekti ki bir an bayılacağımı falan sandım. 2 turdan sonra bitti ve indik.
--Çok güzeldi...
Dedi dalga geçerek.
-Ya ne demezsin. Bir daha hayatta binmem.
--Ben sana dedim. Hiç büyük sözü dinleyeceğin yok senin de.
-Pardon abicim. Bir daha asla sözünden ÇIKMAYACAĞIM!
Dedim ve gülmeye başladım.
--Acıktım ben. Çıkalım burdan. Benim hevesim falan kalmadı.
Karnım guruldadı.
-Bende acıktım. Abicimm pizza yiyelim mi?
--Aferin.. ama yiyemezsin ben yicem.
-NİYE YA!?
--Abinin sözünden çıkma!
-Tamam. Şaka bi yana ne yiyek?
--Ben hiçte şaka yapmıyodum Y/N.
Ona dik dik baktım ve konuşmaya başladı,
--Tamam. Şaka yok. Maymun gibi ne bakıyon acaba?
-Ben sana maymunu gösteririm şimdi.. neyse.
Şakalaşa şakalaşa bir pizzacıya geldik. İçeride boş olan bir masaya oturduk ve sipariş verdik.
Çok geçmeden pizzalar gelmişti.
-Afiyet olsun!
--Sana da.
Pizzayı tıkanmaya başladım. Gerçekten çok acıkmışım.
--Yavaş ye biraz, geberecen şimdi.
-Sağnaneğ yaeğ!
Kolasını içerken bana gülmüş olmalı ki ağızından her yere kola fışkırdı. Kendimi tutamayıp bende gülmeye başladım.
-Salak. HAHAH
--Ne güldürüyosun kızım?!
Aklıma geldikçe gülüyordum. Birlikte gülerek yemek yedik ve sonra hesabı ödeyerek oradan ayrıldık.
-Seni çok güzel bir yere götürücem. Bu saatlerde orası çok güzel oluyo.
. . .
