xxx
.....................
Yayoi: Tamam... Kaçtım o zaman.
-Bir zahmet.
Dedim sessizce. Yayoi yanımızdan ayrıldı.
K: İyi misin? Noldu?
-İyiyim. Bir şey olmadı...
Olay çıksın istemiyorum.
K: Özel bir şey diyecektin?
-Özel? He evet doğru. Aslında... boş ver.
K: Bak Y/N, bir şey olduysa söyle.
-H-hayır.
K: Öyle diyorsan.
-Bu arada Yayoi'yle ne konuştunuz..?
K: Hım acaba...?
Dedi kıkırdayarak.
-Kageyama! Dalga mı geçiyorsun?
K: Tamam tamam hemen sinirlenme. Pek bir şey konuşmadık.
-Peki konuştuklarınız?
K: Y/N... hadi ama.
-... Merak ediyorum.
K: Anlıyorum.
-Neyi?
K: Kıskandığını.
-Normal değil mi? Neyse ya.
K: Çok tatlısın Y/N.
-...
K: Kıskandığın zaman çok tatlısın.
-Teşekkürler :)
...
Aradan yarım saat geçti. Yeniden müdür yerini aldı.
Müdür: Tekrardan merhaba gençler. Şimdi herkesin heyecanla beklediği an geldi. Sırayla gelecek ve masanın üzerinden bir adet kağıt alıp kimi kraliçe ve kimi kral olarak seçtiğinizi yazacaksınız. Daha sonra kutuya atın. O zaman herkes sırayla gelebilir.
Sırayla ilerliyorduk. Tabi ki de kendimi yazıcam.
...
Herkes oylarını kullanınca tekrar müdür konuşmaya başladı.
Müdür: Evet... Şimdi de oyları açacağım. Kimler kral ve kraliçe seçilirse bu yıl okulun çifti olacaklar.
Oyları açmaya başladı.
...
Müdür: Gençler oyları okudum ve yazdım. Şimdi en çok oy alan kızımızı yani kraliçemizi çağıracağım.
Müdür: Mika!!!
Alkış koparken ben sadece izledim. Umudum yoktu zaten benim olmama.
Mika müdürün yanına gitti. Kraliçe olduğu için taçta taktılar.
Konuşma yapması için mikrofonu Mika'ya verdiler.
Mika: Çok teşekkürler. Zaten bu okulda olabilecek tek kraliçe bendim. İnşallah yanıma yakışan biri kral olur.
Müdür: Tebrikler Mikacım. Şimdi sıra kralda.
Müdür: Arata!
Tekrar alkış. Çocuk uzun boylu ve sarışındı. Havası vardı ama değişik. Aynı tacı ona da takıp mikrofonu verdiler.
Arata: Yaptığımız en iyi seçimdi. Teşekkürler.
Müdür: Evet gençler ikinizi de tebrik ediyorum. Bu yıl ki kral ve kraliçemizi alkışlayalım.
Alkış faslı da bitince artık dağılma zamanıydı.
Müdür: Çok eğlenceliydi. Merak etmeyin tekrar buna benzer etkinlikler yapacağız. Hepinize iyi geceler!
-Nasıl geçti? Eğlendin mi?
K: Pek sayılmaz. Ama iyiydi işte.
Yayoi yanımıza geliyordu.
Y: Selam! Nereye?
-Eve. Sonra görüşürüz.
Kageyama'nın elini tutup gidecekken,
Y: Nerede oturuyorsun?
Kageyama'ya bakıyordu.
-Bana mı dedin?
Y: Ah hayır.
K: Evde.
Y: Evde? HAHAH. Çok komik birisin Kageyama...
Y: Sen Y/N? Nerde oturuyorsun?
-Kageyama'la aynı sokakta. Komşuyuzdur.
Pis pis gülümsedim.
Y: Ahh sevindim. Bir gün görmek isterim evini.
Ne yapacaksan evimi!
-Bu aralar aslında pek müsait değilim.
Y: Anladım. Peki sen Kageyama?
Ne oluyor şuan?!
K: Benim-
-O da müsait değil.
Y: İkinizde mi? Ne tesadüf.
-Tesadüf değil. Voleybolumuz var.
Y: Ahh tamam. O zaman bir gün ben seni beklerim yani sizi, dedi Kageyama'ya bakarak.
-Olabilir canım. Nasıl Enkai'yi sevdin mi?
Y: Çok sevdim. İyi çocuk, eğlenceli.
-Öyledir. Neyse görüşürüz.
Y: Görüşürüz Kageyama.
-Ne diye diyorsa sana... Ben diyorum burada görüşürüz diye!
Dedim söylenerek ve kısıkça.
K: Takma.
-Ne?
K: Görüşürüz demesini diyorum, takma.
-Dediklerimi duydun mu?
K: Aslında duymamak mümkün değildi.
-NEY?! Çok mu sesli söyledim?!
K: Şaka yaptım. Sadece ben duydum.
K: Devam edecek misin beni kıskanmaya?
-Hoşuna mı gitti Kageyama Tobio?
K: Gitti Y/N...
. . .