İşler gardeşte!
........................
-Tamam da nereye?
Enkai: Sürpriz.
-Hadi ama Enkai!
--Asıl sana hadi ama Y/N! Gözünü kapat.
-Yakın mı bari?
--Bilmiyorum.
-Off.
İstemeyerek gözümü kapattım. Acaba nereye götürüyo?
...
Enkai: Aç!
Gözümü açtım. Sahil kenarında renkli ışıklarla süslü bir yerdi. Burası ilkokulda hep geldiğimiz yer!
-Aa ne zamandır buraya gelmemiştim.
--O zaman iyi oldu.
-Evet.
Konuşmaya devam ettik.
--Niye arayıp sormuyosun hiç beni kız?
-Kusura bakma. Benim kafa bu aralar yerinde değil.
--Ne kusuru be! Şaka yaptım. Okular başlıyor. Düşüncelerinizi alayım.
-Tabi ki ilk olarak çok üzgünüz!
Dedim gülerek.
Sonra sesini değiştirerek konuşmaya devam etti.
--AHHAHA. Çok iyi. Ah yani anlıyoruz.
Ciddi olmaya çalışsam da sesi o kadar komikti ki kendimi tutamadım.
--Nasıl gidiyor hayat?
-İyi diyelim iyi olsun.
--Tövbee! Noldu?
-Bir şey olduğu yok.
Aklım Kageyama'ya gitti. Acaba şimdi ne yapıyor?
--Y/N! Heyy!
-Ah! Efendim?
--Duymuyon mu kız?
-Çok pardon.
--Senin kafa baya baya gitmiş.
-Gerçekten çok pardon. Ne diyodun?
--Hatırlıyo musun? Buraya ilk geldiğimizde elimde futbol topum vardı. Ve sen onu denize atmıştın!
-Evet! Hatırlıyorum. Sahi neden öyle bi şey yaptım?
--Onu sana sormalı.
Gülerek sohbet ettik ve 1 saat sonra eve döndüm. Enkai beni bıraktı.
-Sağ ol Enkai.
Enkai: Çok mutlu oldum. Yine yaparız bir ara.
-Tabi! Görüşürüz.
Arkamı döndüm ve eve doğru ilerlediğim sırada bahçesinde Kageyama'yı gördüm.
Bana bakıyordu.
-Merhaba.
Kageyama: O kim?
-Enkai mi? Ah şey o benim en yakın arkadaşım.
--Anladım.
-Nasıl oldun?
--Daha iyi.
-Sevindim, iyice dinlen. O zaman sonra görüşürüz.
Dedim ve içeri girdim. Annemler evde yoktu. Direk odama çıktım ve telefonda gezinmeye başladım.
Akşam olunca da erkenden uyudum.