Uyandım ve çadırımdan çıktım. Etrafta kimsecikler yoktu. Babamın çadırının kapısını hafifçe ırdım. İçerde kimse yoktu. Tam içeri doğru bakarken arkadan carl seslendi.
CARL= Napıyorsun burda?
BEN= Ş-şey
CARL= herkez bir işle uğraşıyor baban birlikte odun toplamamızı istedi.
BEN= offf.
CARL= ben de çok meraklı değilim seninle ormana gitmeye.
BEN= Hayır yanlış anladın. Ben sadece...
CARL= Ne oldu?
BEN= Hadi gidelim odun toplamaya.
Birlikte ormana doğru yürümeye başladık.
CARL= Dün akşam beni neden öptün?
BEN= Ne! Ne zaman!
Carl= İyi geceler dilerken.
Boğazım düğümlenmişti. Gerçi bu sorunun cevabını ben de bilmiyordum.
BEN= ben çok yoruldum. Şuraya oturalım mı?
CARL= Tamam.
Oturduk...
BEN= ilerde bir ağaç gördüm. Orda çok odun var gibi, ben bir gidip bakayım.
CARL= Dikkatli ol !
İlerlemeye başladım. Aslında bunu uydurmuştum. Ondan ve sorularından kaçmak için...
Bir ağaç gördüm. Tam o anda ormanın derinliklerinden çıtırtılar geldi. Önce korktum. Ama sonra işime devam ettim. Tam odunları aldım geri dönüyordum ki üç aylak birden üzerime gelmeye başladı.
Allah kahretmesin! Okumu da almayı unutmuştum!
Tam koşarak kaçıcaktım. Ayağım takıldı ve yere düştüm. Odunlardan birini aldım. Tam aylağın kafasına geçirecektim ki...
BEN= CARL! NE YAPIYORSUN SEN!
Carl aylağı silahla vurmuştu.çok kızmıştım.
BEN= Başatabilirdim!!!!!!!!!!!!
Hiç bir şey söylemedi. Tam o anda yağmur başladı. Aynı zamanda da 5 aylak birden üzerimize gelmeye başladı. Ben odunu alıp birisinin kafasına vurdum ve öldürdüm.
Carl benim kolumdan tutup koşmaya başladı. Birlikte koşarken aylaklar da peşimizden geliyorlardı. O anda carl'ın ayağı takıldı ve düştü. ben de onun üzerine düştüm. Tıpkı babam ve lori gibi!!!!!
O anda aylaklar da bizim üzerimize düşecekti ki...
