"Son sözlerinden sonra bir daha buraya adımını atmazsın sanmıştım."
"Senin için gelmedim küçük hanım." dedi Ricky, sigarasından bir nefes daha aldı. Hala ona bakmamakta ısrar ediyordu.
Dudaklarını birbirine bastırdı ve gözlerini devirdi, Clara. Artı...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Yirmi üç yıllık sıradan hayatında ilk defa gerçek bir amaç edinmişti kendine, genç kız. Yaşaması için gerçek bir amaç! Bir şeylere kolay bağlandığını itiraf ediyordu ancak o kadar kolay vazgeçmediğini de biliyordu.
Gerard ile arasında geçen verimli konuşmanın ardından henüz bir cevap alamamıştı. O günden beri ağzı kulaklarında gezmekten kendini alıkoyamıyordu. Olumlu bir cevap alacağından adı kadar emindi. Çünkü Clara daha önce hiç reddedilmemişti. Kaldı ki Ricky'nin kendisini reddetmeyeceğini biliyordu. Kendisine olan aç dolu bakışlarını görmüştü. Bedenini izlerken yutkunmasını, aletini okşarken sertleşmesini...
Hiçbir erkek ona hayır dememişti. Ricky de demeyecekti.
Yakın arkadaşlarıyla her zaman ki mekanlarındaydı. Masada dönen muhabbete katılsa da gözleri sürekli telefonunun ekranındaydı. Gerard'dan gelecek olan mutlu haberi bekliyordu. Biraz düşününce içinde olduğu durumun saçmalığıyla yüzünü buruşturdu. Resmen Gerard'dan mutlu bir haber bekliyordu. Kıyamet gibi bir şeydi bu.
"Merhaba Clara."
Clara sesin sahibini tanıdığından ona doğru dönmekte acele etmedi. Bu Maggie'ydi. Mekanın sahibi Donny'nin yeğeni. Ne zaman şehre gelse, amcasına yardım ederdi. Maggie'yi çocukluğundan beri tanırdı. Tanrı affetsin çok da çirkin bir şeydi. Büyük gözlükleri, diş telleri ve en az iki beden büyük garip kıyafetleriyle herkesi uzaklaştırırdı kendinden. Fakat çocukluğundan bu yana da en çok Clara'nın etrafında dolanıp onunla arkadaş olmak için can atardı.
"Selam, Maggie." Dedi Clara, samimiyetsiz bir gülüşle. Oldum olası yapışkan insanlardan nefret etmiştir.
"Vegan sütlü mikshake. En sevdiğinden." Maggie elinde ki bardağı masaya bıraktı. İşinin başına dönmek yerine olduğu yerde gülümseyerek dikiliyordu.
Daha sipariş bile etmeden gelmesine alışmıştı artık. Tam da gitmesini söyleyeceği sırada kapı çanının sesi duyuldu. Clara bakışlarının oraya kaymasına engel olamadı. Sanki kontrolü kaybetmiş gibiydi. Fakat karşısında onu gördüğünde bakışlarının kontrolsüzlüğünün nedenini anlamıştı.
Daha kapıdan girer girmez onu incelemeye koyuldu. Bu sefer beyaz bir tişört, siyah bir kot pantolon ve aynı renkte deri ceket giyiyordu. 'Bu adam hep mi rahat takılıyor? Acaba takım elbisenin içinde nasıl durur?' diye düşündü. Bir elini çenesinin altına atıp büyülenmiş gibi onu izlerken adamın öfkeli gözlerini fark etmemişti bile.
"Aman tanrım, yanıyorum! Bu adam ateş değilse ben de gey değilim." Benny'nin sözlerini bile duymadı genç kız.
Ricky çenesiyle dışarıyı işaret ederek lokantadan çıkmıştı. Clara birden ayağa kalktı. Arkadaşlarının sorularını yanıtsız bırakarak adamın peşinden gitti.