22. Bölüm

69.3K 3.8K 1K
                                    

2 gündür hastanede sıkıntıdan patlıyordum. Artık doktorlara, hemşirelere hatta odayı temizleyen ablaya bile sarmıştım. Abla, kaynanasından neler çekiyormuş öyle. Anlata anlata bitiremedi maşallah. Yok evlenirken beş kuruş harcamamışlar da diğer geline neler neler yapmışlar da. Kadın haklı şimdi. Abla en sonunda tüm anlatacaklarını bitirmiş, tüm stresini atıp gitmişti odadan. Sanırım benim muhabbetim kadını sarmamıştı.

Annem ve Gül yanımdaydı bugün. Kapı tıklatılıp açılınca annem, Gül, dedem ve anneannemle birlikte göründü. Ellerinde çiçekler vardı.

"Çok güzel teşekkür ederim" diyerek karşıladım onları. Anneannem hemen ağlamaya başladı.

"Hanım başladın yine ağlamaya. Hani kızın yanında kendini tutacaktın?"

"Ne yapayım hayatım baksana her yeri sargılı yatıyor benim yavrum." Diyen kadına kocaman gülümsedim.

"Anneanne gel sana sarılayım. Bak sen de annem gibisin. Bu gözyaşlarının kaynağı neredeyse kurutacağım ha sonunda." dediğimde anneannem kıkırdadı. Hemen yüzünde güller açmıştı. Cilveli bir şekilde dedeme dönüp konuştu.

"Hayatım bak aynı senin gibi torunun da. İki dakikada beni güldürmeyi başardı." Dediğinde odadaki herkes kahkaha atmıştı. Dedem ise anneanneme çok güzel bir bakış atmıştı. Kız anam kadın benden daha cilveli maşallah.

Odadaki koltuklara oturup sohbet etmeye başladı annem ve anneannem. Gül'ün elinde telefon vardı. Dedem ise öylece oturuyordu.

"Kız Özgü sen o diziye baktın mı? Anam bu da yeni başladı bu ne böyle? Hangisini takip edeceğimi şaşırdım valla" dedi anneannem.

"Fragmanını gördüm Akkız abla. Hep birikti bunlar. Eve gidelim de hayırlısıyla, devam edeceğim."

"Kız Özgü, ben hiç beğenmiyorum anam bu dizileri, dönüp dolaştırıp aynı şey. Ama can sıkıntısı işte evde bakınıyorum."

Dedem anneanneme göz devirdi. Anneannem anında yakaladı ve "Kemal!" Diye seslendi.

"Efendim gözümün nuru" diye cevap veren dedeme şokla baktım. Gülmemek için kendimi zor tutuyordum. Gül'de benimle aynı durumdaydı.

"Yok bir şey Kemal neyse" diyerek bu defa da anneannem göz devirince, ağzımdan kıkırtı kaçtı.

"Ee torunum ağrın sızın yok değil mi?" Diye soran dedemin konuyu değiştirmeye çalıştığı belliydi.

"Daha iyiyim dede. Ani harekette, öksürürünce falan ağrı giriyor. Onun dışında iyiyim çok şükür" dedim.

"Oh oh maşallah torunum. Daha da iyi olacaksın" diyen dedeme gülümsedim.

Odanın kapısı tıklatıldı. Tüm tatlılığıyla Vildan hanım içeriye girdi.

"Herkese merhaba. Hastamızı kontrol etmem gerekiyor izninizle. Bir 5 dakika bizi yalnız bırakır mısınız?"

"Kız Vildan bizden ne olacak yabancı mıyız?" Diyen anneannemle gülümsedim. Bu kadın çirkeflikte annemle yarışırdı. Zaten annemde onunla aynı fikirdeymiş gibi bakıyordu Vildan hanıma.

"Haydi hanım haydi. Gelin size bir çay ısmarlayayım. Vildan kızım da rahat rahat yapsın işini." Diyerek ayağa kalktı dedem. Anneannem ve annem de istemeye istemeye ayağa kalkmıştı. Gül kararsız kalmış gibi bir bana bir dedeme bakıyordu.

"Gül istersen sen kalabilirsin" diyerek fikrimi belirttim. Gül soru dolu bakışlarıyla Vildan hanıma baktı.

"Fıstığım bence çıksan daha iyi olur. Dikişlerini kontrol edeceğim. Sen kendi küçük yarana bile bakamıyorsun." Dediğinde pekte şaşırmamıştım. Gül gerçekten çok nahif bir kızdı.

 TOPRAK (Düzenlenecek)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin