İki gerçek +18

1.2K 37 4
                                    

"Beni burada bekle, döneceğim" dedi. "Nereye?" diye sordum aceleyle. Dudaklarıma uzandı ve uzun bir öpücük bırakarak, "Bana güven" diye konuştu. Başımı salladım ve gitmesine izin verdim. Onun yan tarafta duran tişörtünü giyerek yatakta oturdum. Aradan yaklaşık beş dakika geçmişti. Bıkkın bir şekilde elimi yüzüme koyarak, "Aptallık ediyorum" diye fısıldadım. Beni bu şekilde bırakıp gitmiş olamazdı. Bu ihtimali düşünmek bile istemiyordum. Yana doğru uzandım ve başımı yorgana yasladım. Her an ağlayabilirdim. Bunu biliyordum. Bakışlarımı tavana dikerken aniden pencereden bir tıkırtı sesi geldi. Korkuyla irkilerek yatakta doğrulurken yeniden tıklatıldı.

Temkinli bir şekilde ayağa kalktım ve pencerenin önüne geldim. Onun yüzünü görünce rahatlayarak derin bir nefes aldım. Pencereyi açarken, "Senin ne işin var burda?" diye sordum örümcek adam'a. Bir şey demeden öylece durdu. Jeton yerine düşerken aniden bakışlarım değişti. "Ne yani? Hayır, bu olamaz. Öyle olsa bana daha önceden söylerdin" dedim. Maskesine uzandım ve yarıya kadar açtım. Parmağım yavaşça alt dudağına dokunurken, onu öptüğüm ilk günü zihnimde canlandırmaya çalıştım. Karanlıktı ama aynı dudaklardı. Maskeyi tamamen çıkardığında yüzü karşımdaydı. Peter Parker. "Özür dilerim" dedi. Bir adım geriledim. Belimi tuttu ve uzaklaşmama izin vermedi. "Daha önce cesaret edemedim. Özür dilerim" dedi tekrardan.

"Bana vereceğin gerçek bu muydu?" diye sordum. Olumlu anlamda başını salladı. "Peki ya diğeri?" diye sordum. "Seni partide gücünü kullanırken gördüm" dedi. "Yani kim olduğumu biliyorsun" dedim fısıldayarak. Başını salladı ve "Aslında en başından anlamalıydım ama aradan kaç ay geçmişti ve bunun sadece bir isim benzerliği olduğunu düşünmüştüm" dedi. "Bana neden adının Benjamin olduğuny söyledin?" diye sordum. "Aslında bir bakıma öyle" dedi. "Peter Benjamin Parker."

Elimi alnıma koyarak, "Sen olduğuna neredeyse emindim ama içimde hep bir şüphe kalıyordu" dedim. Ellerimi tuttu ve "Artık sır yok, yalan yok. Sadece ikimiziz" dedi gözlerime bakarak. Buna gülümsemeden edemedim. "İkinci hediyen nedir?" diye sordum. Yaklaştı ve dudaklarımızı birleştirdi. "Bu" dedi fısıldayarak.

Ellerini tişörtümün iki yanına koydu ve çıkarırken, "Yakışmış" diye sırıttı. Kendi köstümünü çıkardıktan sonra sırtımı yatakla buluşturdu ve üzerime eğildi. "İstemiyorsan her an söyleyebilirsin" dedi. Sorusuna yanıt vermedim ama tekrar onu öpünce gereken cevabı almıştı. Dudaklarıma sertçe yapıştı ve ısırarak emdi. Birkaç saniye sora boynuma doğru eğilirken güldüm. "Huylanıyorum" dedim sırıtarak. Bunu söyledikten sonra daha çok öpmeye başladı. Tenimi emiyordu ama nazik değildi. Sertçe ve tutkuluydu. Tişörtün altında sütyen olmadığı için doğrudan çıplak kalmıştım.

Gözlerime baktığında eski sessiz ve utangaç Peter yoktu. Çok daha farklı duygular besliyordu. Gözleri göğüslerime indiğinde inledi. Boynumdan aşağı indi ve göğüslerimin etrafını öpmeye başladı. Bir elini kaldırdı ve sağ göğsümü tuttu. Tek eliyle okşarken, sol göğsüme uzandı ve kabarmış ucunu ağzına alıp emmeye başladı. "Tanrım, Peter.." diyerek yorganı sıkıp inledim. Bıraktığı ısırıklar ve öpücükleri yüzünden sesli bir şekilde inlemiştim. Göğsümden elini çekince yavaşça aşağı indirdi ve elini külotuma koydu. Başını kaldırdı ve onay ister gibi baktı. Başımı salladım ve "Devam et" dedim fısıldayarak.

Külotu çıkarırken bacaklarıma birkaç öpücük kondurdu ve ardından kadınlığıma doğru yaklaştı. İçimde hızla büyüyen tutku ve ihtiras karışımı beni bitiriyordu. Parmakları vajina deliğimin iki yanında gezinmeye başlarken bedenimi yukarı kaldırdım ve inledim. Bir parmağını yavaşça içeri sokarken hareketleri yavaşlamıştı. Biraz sonra ikinci parmağını da sokarak hızlandı. Elimi koluna koyarak sıktım. "Ah.. Peter" diye inledim defalarca. "Lütfen" diye seslendim. "Lütfen, ne?" diye sordu. "Seni istiyorum" dedim gözlerine bakarak.

"İçimde."

Son sözümden sonra gözleri kapandı ve başını geriye doğru attı. "Beni deli ediyorsun" dedi inleyerek. Vajinamda duran parmaklarını bir anda çıkardı. Geri çekildi ve baksırını çıkardı. İri ve sertleşmiş erkekliğini görünce sertçe yuktundum. Kendime daha önce defalarca dokunmuştum ama bu ilk gerçek seks deneyimim olacaktı. Bunu onunla yapacak olmaktan oldukça memnundum. Dudaklarıma uzandı ve uzunca bir süre öperek, "Canın yanarsa söyle" dedi. Penisini kadınlığıma sabitlerken birkaç saniye durdu. Derin bir nefes aldı ve kendini yavaşça ileri itti. Kolunu sıktığımda onun içimdeki varlığına alışmaya çalıştım.

"Devam et" dedim sessizce. Beni dinledi ve yavaşça çıkıp yeniden girdi. Bu kez çıkmaması için elimi beline koyarak kendimi ona bastırdım. İnleyerek gözlerime baktı ve bu kez kendini aniden iterek penisini sonuna kadar soktu. Bedenime dolan haz ile inledim. İçimdeki ritmini hızlandırdı ve diğer taraftan göğüslerimi emmeye devam etti. Dakikalarca böyle devam ederken hiç bırakmadı. Zevkten havalara uçuyordum. Onun da benden geri kalır yanı yoktu. Dudaklarıma uzandı ve ardından kulağıma doğru eğildi. Zirveye yaklaşıp boşalırken, "Doğum günün kutlu olsun" dedi fısıldayarak.

"Doğum günün kutlu olsun" dedim onunla aynı şekilde.

Maskenin Ardında | PETER PARKER +18 Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin