Birbirinizi koruyorsunuz +18

944 37 9
                                    

Babam karşımda sinirden deliye dönmüştü. Benden istediği cevabı alamamak onu derinden sarsmış olmalıydı. Hızla ilerledi ve sertçe kolumu tuttu. "Araya zaman girse de burada kimin sözünün geçtiğini sana hatırlatacağım" dedi sinirle. Peter anında onu kolunu yakaladı ve geri itti. Babam öfkeyle bakışlarını ona yöneltti ve elinde tuttuğu değişik silahı ona doğrulttu. Hiç duraksamadan ateş ettiğinde, kendimi hiç düşünmeden onun önüne attım. Gecikmiştim. Silahtan fırlayan enerji dalgası onu geriye fırlattı ve biraz uzağa, asfalt zemine düştü. Korkuyla onu yanına ilerlemek istediğimde babam kolumu tuttu. "Bunu denersen bu kez onun beynini patlatırım" dedi.

Boş tehdit yapmazdı. Her şeyi yapardı ama asla yalan söylemezdi. Peter ayağa kalkmaya çalışırken onu izledim. Gözlerimi sıkıca kapattım ve yumruklarımı sıktım. "Zavallısın" diye fısıldadı bileğimi daha çok sıkarak. Boşta kalan kolumu iyice gerdim ve hızla ona dönerek yumruğumu suratının tam ortasına geçirdim. Acıyla elini burnuna götürdü ve bileğimi bırakarak geriledi. "Zavallısın" dedim başının üzerinden ona bakarak. Öfkeyle bana baktı ve ardından yere düşen silahını almaya yeltendi. Ondan önce davranarak silahına ayağımla vurdum ve uzaklaştırdım. Tek kaşımı havaya kaldırarak, "Silahın olmadan sen bir hiçsin" dedim.

"Bu sana bir yerden tanıdık geldi mi?" diye sordum gülerek. Bağırarak aniden üzerime atıldı ve nereden aldığını bilmediğim bıçağı boğazıma dayadı. Ağzındakı kanı yere tükürerek güldü. "Beceriklisin ama hâlâ yetersizsin" dedi. Çenemi yukarı kaldırdım ve kendimi olabildiğince geriye ittim. Bıçağın tenime değdiği yerleri buz gibiydi. Bir adım geriledi ve yere eğildi. Bıçağı bana doğru tutuyordu. Silahını almak için eğildiğinde bu fırsatı kullanmak istedim ama benden önce bir şey ona vurup geriye fırlattı. Korkuyla başımı kaldırınca havadan üzerime doğru gelen zırha baktım. Tony gelmişti.

Yere indiğinde zırh açıldı ve hızla yanıma geldi. "Tony-" diye konuşmak isterken beni aniden kendine çekti ve sıkıca sarıldı. "Yaralandın mı?" diye sordu telaşla. "Hayır" dedim ve ardından aceleyle ondan uzaklaşarak Peter'a doğru koştum. Tony arkamdan gelirken, Peter ayağa kalktı ve maskesini çıkarttı. Aniden ona sarılınca birkaç saniyeliğine sarsılsa da kendini tuttu. "Çok korktum" dedim yüzümü omzuna yaslayarak. "Sorun yok" diyerek sırtımı okşadı ve geri çekilirken, "Merhaba, Bay Stark" dedi Tony'e bakarak. "Merhaba evlat" diyerek onun sırtını sıvazladı. "Birbirinizi kolluyorsunuz" dedi Tony gülümseyerek. Peter ve ben birbirimize bakarak "Öyle mi yapıyoruz?" diye aynı anda sorduk.

"Evet, yapıyorsunuz" dedi Tony. Yanımızdan geçti ve babamı kolundan tutarak ayağa kaldırdı. "Aylardır seni arıyordum ama kendin gelmeyi tercih ettin" dedi Tony. Zırhına doğru ilerlerken babamın üzerine küçük bir şey yerleştirdi ve aniden bileklerini sararak kelepçe haline geldi. "Bırak!" dedi bağırarak. Başını çevirdi ve bana baktı. "Babana bunu yapmasına izin mi vereceksin?" diye sordu. Onca olan şeyden sonra hâlâ bunu sorabiliyor olmasına şaşkındım. Gerçekten bu yolun onu kurtaracağına mı inanıyordu. Tony onu kolundan tutup götürünce bağırdı. "Gerçek aileni bilmek istemez misin? Sen benim çocuğum değilsin. Sana gerçek aileni gösterebilirim" diye bağırdı.

"Saçmalık" dedim başımı sallayarak. Kurtulmak için söylediği yalanlardan birisiydi. Peter kolunu belime sardı ve kendine çekti. "Eve gitmek ister misin?" diye sordu. Başımı salladım ve "Evet" dedim. Yol boyunca tek bir kelime dahi etmedim. Eve varınca Peter kapıyı kilitledi ve ben de kanepeye oturdum. Birkaç dakika sonra elinde iki kahveyle geri döndü. "Ne düşünüyorsun?" diye sordu. "Son söylediklerini" dedim saklamadan. "Daha önce onun yalan söylediğini görmedim. Acı bile olsa hep doğruyu söylerdi" dedim. "Her şeyin bir ilki vardır" diyerek yanıma oturdu. Yaklaşık yirmi dakika kahvelerimizi içerek orada oturmuştuk.

Maskenin Ardında | PETER PARKER +18 Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin