Yangın ve güç

716 26 12
                                    

***

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

***

Sabah hava aydınlanmaya başlarken yavaşça gözlerimi araladım. Elim Peter'ın çıplak göğsünde duruyordu. Esnemeye çalışarak uyku sersemliğini atmak için uğraştım. Ardından ona daha sıkı sarıldım ve başımı göğsüne yasladım. Peter kıpırdanmaya başladığında elini belime koydu ve uykulu sesiyle, "Günaydın" dedi. Başımı kaldırdıç ve çenemi göğsüne yaslayarak yüzüne baktım. "Günaydın" dedim gülümseyerek. Bana doğru uzandı ve dudaklarımı öperek geri çekildi. "Artık sır olmadığı için gerçekten rahatalamış hissediyorum" dedi. Elim teninin üzerinde daireler çizerken "Ben de" diye konuştum.

Kapı tıklatılınca aceleyle birbirimize baktık. Kapının ardındaki ses, "Peter, uyandın mı?" diye konuştu. Ned'in sesiydi. "Evet, birazdan geliyoruz" dedi yüksek sesle. Adım sesleri uzaklaşınca "Gitti" dedim. "Nereden anladın?" diye sordu. "Duyma yeteneğim gelişmiş durumda" dedim. Sırtını yatak başlığına yaslayıp otururken ellerimi tuttu. "Güçlerini merak ediyorum. Onları nasıl kazandığını da" dedi. Buruk bir gülümsemeyle, "Onları nasıl kazandığımı sana şimdi anlatamam ama günün birinde belki" dedim. Başını salladı ve "Ben bir örümcek ısırığından sonra değiştim. Duyularım son seviyeye çıktı" dedi. "Peki ya ağ? Kendin mi yapıyorsun?" diye sordum.

"Evet, ilk başlarda zordu ama sonra çözdüm" dedi. Elimi tutunca parmaklarını avucumda gezdirdi. "Çok muhteşem bir güce sahipsin" dedi hayranlıkla bakarak. Gülümsedim ve "Henüz alışamadım. Doğru düzgün deneyimlemeye hiç fırsatım olmadı" dedim. Mor yansımalar görünür hale gelirken ilk önce gözlerime ve ardından avucumda beliren enerji kütlesine baktı. "Telekinezi yapabilirim ve bu şekilde uçuyorum. Enerji manipülasyonunu yeni öğreniyorum. Aynı zamanda uzak mesafede ileri düzeyde görme ve duyma yetisine sahibim. İnsanların duygularını hissedebiliyorum ve yaralandıklarında onların acılarını alabiliyorum" dedim. Şaşkın bakışlarla beni izlerken, "Gerçekten sana hayranım" dedi.

Güldüm ve başımı yana doğru eğdim. "Senin bir takma adın yok mu?" diye sordu. "Herkes senin gibi ünlü bir kahraman değil. Kimse bana isim takacak kadar tanımıyor" diyerek güldüm. Kafamı göğsüne yasladı ve sıkıca sarılırken, "Senin tek ve en büyük hayranın benim" dedi.

***

Yarım saat sonra herkes üzerini giyinip yarışma ve oyunlar için salona inmişti. Net ve Betty yanımıza gelirken, "Dostum, etraf harika görünüyor!" dedi heyecanla. Peter ve Ned kendi aralarında konuşurken ben de su içiyordum. Konuşmaları bittiğinde Ned bana döndü ve "Peter sana doğum günü hediyesi verdi mi?" diye aniden sordu. Sorduğu soruyla içtiğim su boğazımda kaldı ve öksürmeye başladım. Başımı kaldırdığımda Peter sinsice sırıtıyordu. "Evet, verdi" dedim sakince. "Ne verdi?" diye sordu Ned. Elimi boynuma götürdüm ve kolyeyi bluzumun altından çıkararak, "Bunu" dedim. Peter yine sırıtmaya devam ederken koluna vurdum ve "İbnelik yapma" dedim uyararak.

Etkinlik saati hızlıca geçerken artık otelden ayrılma saati gelmişti. Herkes otobüse bindiğinde artık yola çıkmıştık. Peter'a yalvarışlarımdan sonra pencere önünü kapmıştım. Yavaştan kapanan gözlerimle birlikte başımı onun omzuna yasladım. Kolunu belime doladı ve saçlarımı öperek okşadı. El hareketleri beni daha da rahatlatırken uykuya dalmıştım. Aradan ne kadar süre geçtiğini bilmiyorum ama beynimde yankılanan patlama sesi ve görüntülürle birlikte irkilerek uyandım. Bedenim titrerken Peter endişeyle beni tuttu. "İyi misin? Bir kabustu sadece" diye başımı göğsüne yasladı. "Geçti" diyerek tesellide bulundu.

Maskenin Ardında | PETER PARKER +18 Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin