Hatalarım varsa affola umarım yeni bölümü beğenirsiniz iyi okumaları:))Kırgındım çok kırgındım neye olduğunu bilmiyordum ama içimde yüreğimde bir sızı vardı bişeyleri değiştirememenin sancısı yüreğimi ağrıtıyordu o günün üstünden iki gün geçmişti mecbur olmadıkça ne o konuşuyor ne de ben konuşuyordum üstünden iki gün geçmişti ama yüreğimdeki ağırlık sadece artmıştı ne yapsam geçirememiştim korkuyordum nedeninin Adar olmasından çok korkuyordum sevdiğin birinden ömür boyu sevgisizlik görmek nedir iyi biliyordum zaten hayatımın bu evresine kadar görmüştüm bundan sonra da görmek istemiyordum Adarı sevmek istemiyordum doğrusunu söylemek gerekirse neden sevdiğimi de bilmiyorum sanırım o evden çıkınca her şeyin değişeceğine inandım bu yüzden tutundum ona ama o dalda kırıldı neden bir kez olsun değişmiyordu ki ben bu hayattan çok bir şey istemedim beni gerçekten seven önemseyen değer veren birini istedim ama anlaşılan benim için fazlaydı doğarken annesine sebep olmuş biri için fazlaydı bu acı benim hakkımdı... sadece çok zor geliyordu.
Kahvaltıdan sonra erkekler işe gitmiş biz kadınlarda ev işlerine girişmiştik o konuyu kızlarla konuşmamıştık ısrarlarına rağmen konuşmak istememiştim onlarda daha fazla üstelememişlerdi bugün ise evde bir telaş vardı akşama misafirlerimiz vardı karaoğlu aşireti gelecekti herkes bi koldan çalışıyordu bende mutfağa girip yemeğe yardım ettim yemek yapmayı hep çok sevmişimdir sürekli yapmanın verdiği hızla çabucak bitirdim çok güzel görünüyorlardı biraz da temizliğe yardım ettim ve işte her şey bitmişti yarım saat sonra zil çaldı kapıya en yakın olan kişi bendim bu yüzden kapıyı ben açtım içeri yaşça büyük bir adam girdi ardından aynı yaşlarda sert mizaçlı bir kadın onun ardından ise iki genç adam girdi diğerleri hemen ev sahipleri ile tokalaştı ama adamlaedan birinin önümde durduğunu fark ettiki uzunca baktı yüzüme sonra
"Sen kimsin"
Dedi daha ben cevap veremeden aramıza bir beden girdi kafamı kaldırıp baktığımda bunun Adar olduğunu fark ettim
"Benim karım o " dedi adama sert bir üslupla uyarır gibiydi adam kafa salladı ama hala gözleri üzerimdeydi Adar biraz daha gelerek beni tam olarak sırtıyla kapattı sonra adam da diğerlerinin ardından içeri girdi Adar bana döndü ve
"Evde başka kimse kalmadı mı ki kapıyı sen açıyorsun "
"Ben kapıya yakındım diye "
"Bu iş senin işin değil istersen kapının dibinde ol eve misafir geleceği zaman gerekmedikçe içerden çıkma anlaşıldı mı? "
Neden bana karşı bu kadar kabaydı ki
"Anlaşıldı"
"Güzel şimdi gir içeri ve çıkma"
"Tamam"
Ve oda misafirlerin yanına avluya gitti bende doğruca mutfağa gittim mutfak işleriyle ilgilendim bir süre sonra içeri Hikmet ana girdi
"Haydin kızlar biraz acele edin misafirlerimiz değerlidir hizmette kusur etmeyin çabucak çay ikramına başlayın,Güneş Hatice çay ikramını ikiniz yapın"
Ama ben bunu yapamazdım Adar çok kızardı
"Hikmet ana ben yapmasam olur mu mutfakla ilgilenirim "
"Sen lafımın üstüne laf mı dersin sana ne dediysem onu yapacaksın anladın mı?"
Öyle bir hiddetle söylemişti ki hayır demeye çok korkmuştum sadece başımı salladım ve
"Anladım" diyebildim ama biliyordum Adar bana çok kızacaktı yavaş yavaş çay servisine hazırlandık içimde bir sıkıntı vardı biri boğazımı sıkıyordu sanki nedenini bilmiyordum çay tepkilerini alıp avluya doğru gittik hava kapalı ve bulutluydu bu beni daha çok huzursuz etti, avluya girmiştik bizim girmemizle tüm gözler bize döndü ve Adarla göz göze geldik öyle büyük bir öfkeyle bakıyordu ki âdeta gözleri alev saçıyordu korkuyla hemen gözlerimi kaçırdım o sırada kapıda bana kim olduğunu soran adamla göz göze geldim yine pür dikkat bana bakıyordu bundan rahatsız olarak hızlıca işime döndüm bir an önce yapıp gitmek istiyordum çayları dağıttıktan sonra hızla mutfağa döndüm ben ne yapacaktım bitmiştim kesin çok kızacaktı ama isteyerek yapmamıştım ki bütün gece korkudan kendimi yiyip bitirerek geçti onun dışında mutfaktan hiç çıkmamıştım en son misafirler giderken en arkalarda durmuştum misafirlerden sonra ev halkı da odalarına çekilmişti ben hala mutfaktaydım bir şeylerle oyalanıyordum çünkü odaya gitmeye korkuyorudum en son uğraşacak bir şey kalmayınca mecbur odaya gittim kapının önünde durdum derin bir nefes aldım en fazla döverdi oda yaşamadığım şey değildi sonuçta tekrar derin bir nefesin ardından odanın kapısını açtım tekli koltukta oturuyordu ben içeri girince göz göze geldik hala sinirli bakıyordu odaya girip kapıyı kapattım tam yavaş yavaş banyoya gidiyordum ki konuşmasıyla olduğum yerde kaldım
"Bugün sana misafirlerin önüne gelmeyeceksin dedim değil mi sen ne cüretle sözümü çiğnersin"
"Ağam valla isteyerek yapmadım beni bi din.. "
"Kes sesini sunduğun hiç bir bahane yaptığını örtmez cezanı çekeceksin "
"Ama ağam vallaha benim bir suçum yok lütf.."
"Kes dedim! sana konuş dedim mi ben dediklerimi duymaz mısın sana söylediğin hiç bir şey yaptığını haklı çıkarmaz dedim yarından itibaren iki gün boyunca bu odadan dışarı çıkmayacaksın ne olursa olsun sakın çıkma anladın mı"
Ne söylersem söyliyeyim boştu o asla beni dinlemicekti en azından dövmemişti odadan çıkmamaya alışıktım babamda sık sık bu cezayı verirdi
"Anlaşıldı ağam"
"Güzel eğer bu sözümü de çiğnersen bu kadar iyi olmam bilesin"
"Tamam ağam"
İstemsizce gözümden yaş geliyordu umutlarım hayallerim belki her şey daha güzel olur umuduyla tutunduğum bütün dallarım kırılmıştı kendime engel olamıyordum neydi bu hayal kırıklığı mı?
Yavaşça banyoya girdim kafamın içinde babamın sözleri dönüyordu hayatım boyunca bana söylediği sözlerde belki de haklıydı ben mutluluğu ve sevgiyi hak etmiyordum bu hayatımın gerçeğiydi bunu büyük ölçüde kabullensemde bazen kaçmak istiyordum belki doğru değildir diyordum ama uzandığım her dal kırılıyordu ve ben gerçeğime geri dönüyordum.
Ufak bir duş aldım ve odaya geldim o korkuyla banyoya girdiğim için elbiselerimi ve bornozumu almayı unutmuştum yanımda sadece küçük bir havlu vardı bu şekilde nasıl çıkacaktım bi yarım saat civarı ne yapacağımı düşündüm ama yapacak bir şey bulamadım mecbur çıkacaktım küçük havluyu olabildiğince kendime sardım kapıyı açtım kafamı hafif dışarı uzattım görünürde yoktu sessizce çıktım ve ufak ama hızlı adımlarla giyinme odasına girdim kapıyı açıp içeri girdim tam derin bir nefes alacakken oda neydi onun burda ne işi vardı ikimizde birbirimize bakıyorduk beni baştan aşağıya süzdü üstümdeki havlu o kadar küçüktü ki pek bir yerimi örtmemişti ve Adarın gözü açıkta kalan yerlerdeydi o kadar utanmıştım ki bir kaç saniye sonra hızla gözlerini çekti benden ve yine hızlıca çıktı odadan
yalnız kalmıştım odada
o da neydi bana bakışları beni rahatsız etmeliydi ama içten içe hoşuma gidiyordu bu yanlıştı eğer böyle giderse ona karşı hisler beslemeye başlardım ve bu benim için hiç iyi olmazdı kafamdakileri atarak bende geceliklerimi giyip odaya döndüm Adar çoktan yatağa girmişti bende ışığı kapatıp yatağa girdim bugün olanları düşündüm bugün olanlar benim suçum değildi iyi ama neden Adar özellikle benim misafirlerin yanına gitmemi istememişti ben onunla evliydim ama kız kardeşi bekardı ona değilde neden bana yasaktı belki de sırf eziyet için yapmıştır
Peki ya bugün kapıda karşılaştığım adam o kimdi acaba kapıda bana uzun uzun bakmıştı ve kim olduğumu sormuştu iyi de neden ahh gerçekten fazla düşünüyordum sadece evde ilk kez gördüğü için sormuştur başka ne için olabilir ki evet kesinlikle bu kadar düşünmemeliydim daha fazla geç olmada bende yattım.Bölüm hakkında düşünceleriniz nedir lütfen benimle paylaşın ve lütfen oy vermeyi unutmayın :))
bu kadar geç geldiği için de üzgünüm umarım bölümü beğenirsiniz. :))
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BİR GÜNEŞ MASALI
De TodoKitap yetişkin içerik şeddet ve argo içermektedir rahatsız olacaklar okumasın lütfen