Sabah uyandığımda, bir süre tavanla bakıştım yine. Her gece ve her sabah istemsizce oluyordu bu. Boş boş tavanı izliyordum uyumadan önce ve uyandıktan sonra. Nedensizce...
Hâlâ yatakta yatarken, kapının çaldığını duydum ve yataktan kalktım. Kısa geceliğimin üstüne, diz altına kadar uzanan ince sabahlığımı giydim ve kapıya yürüdüm. Kimin olduğunu bile sormadan, hemen kapıyı açtım. Karşımda, dün eve bakmaya gelen kiracı vardı.
Siyah geceliğimle kapıyı açmamı beklemiyordu belli ki. Gerçi ben de sabahın bu saatinde kimseyi beklemiyordum.
Baştan aşağı bedenimi süzdükten sonra yutkunduğunu farkettim.
"Kusura bakmayın Leyla Hanım. Rahatsız etmek istememiştim." dedi ve bakışlarını yere dikti. "İsterseniz başka zaman geleyim. Sanırım erken geldim biraz. Özür dilerim." dediğinde, gülümsedim.
"Ah şey, özüre gerek yok. Anahtar için gelmiştiniz değil mi?" deyince, başını salladı. Ben de bir şey demeden, kapının kenarındaki anahtarlıkta asılı duran anahtarı aldım ve Atalay'a uzattım.
"Buyrun." dedigimde bana baktı ve anahtarı aldı elimden. Tam kapıyı kapatacaktım ki, sesini duyunca duraksadım.
"Şey... Kontratı ne zaman hazırlarız? Ne zaman müsait olursunuz?" diye sordu.
"Bende kontrat var zaten. Ben doldururum. Bugün evdeyim hep. Günün herhangi bir saatinde gelirsiniz, hallederiz. Olur mu?" dediğimde, gülümseyerek başıyla onayladı.
"Tamam öyle yapalım." dedi ve elini uzattı. "Görüşürüz Leyla Hanım." dedi. Elimi uzatıp, elini sıktım ve aynı şekilde karşılık verdim.
"Görüşürüz. Aynur hanıma selamlar." dedim ve merdivenlerden inmeye başlayınca, kapattım kapıyı.
Gözüm, yan aynadan kendime çarptı. Kısa geceliğim ve sabahlıkla açmıştım adama kapıyı. Atalay'ın tepkisi de tatlıydı. Önce bir süzmüş, sonra da bakışlarını kaçırmıştı. Gülümsedim ve odama geçip, üstümdeki sabahlığı, odadaki koltugun üstüne bırakıp, yatağıma uzandım.
Duvardaki fotoğrafa takıldı gözüm. İki yıl önce ölen kocamın fotoğrafı duruyordu. Sanki beni izliyor gibi hissediyordum. Yerimden kalktım ve fotoğrafı duvardan indirip, şifonyerin en altındaki çekmeceye koydum. Bunu neden daha önce yapmadıysam?
Kocama aşık değildim. Ailem ben küçükken ölmüştü ve beni dayım büyütmüştü. Ben büyüyünce de, beni kocamla zengin olduğu için evlendirmişti. Ama sonra kocam kalp krizi geçirmiş, üç yıllık evliliğimizin ardından ölmüştü. Zaten benden yirmi yaş büyüktü. Evlendiğimizde ben daha 20 yaşındaydım. Üç yıl sonra öldü. İki yıldır da yalnızım koca evde.
Geride yüklü bir miktarda para ve bir sürü gayrimenkul bırakmıştı. Ben de oralardan gelen kiralarla geçiniyordum. Dayım ve ailesiyle de görüşmüyordum. Dayım beni sattığı içi çok kızgındım ona. Beni vermiş, karşılığında bir ev ve bir dükkan sahibi olmuştu. Ondan nefret ediyordum. Beni mal gibi satmıştı resmen.
Nitekim, artık rahattım. Güzel bir hayatım vardı. Maddi sıkıntı çekmiyordum. İstediğim gibi bir hayat yaşıyordum. Yalnızlık da çeksem, mutluydum. Belki de, hayatımda biri olsa daha mutlu olurdum... kim bilir?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KİRACI (+18)
RomanceKocası yıllar önce ölen Leyla, evli olan kiracısıyla aşk yaşamaya başlar. Peki bunun sonu nereye varacak? Bu yasak aşk nereye kadar sürecek? +18 sahneler olacak. Rahatsız olacaklar okumasın. 12.03.2023 - 18.06.2023