16| Vuslat

6.6K 106 3
                                    

Leyla
Atalay'la konuşmamızın üstünden on gün geçti. On gündür diğer evimde kalıyordum ve Atalay'ın aramalarına cevap vermiyordum. Ondan uzak durma kararımı yüzüne olmasa da, mesaj atarak belirtmiştim. Ardından çok fazla aramıştı beni ama açmamıştım telefonlarını.

Şu an kaldığım ev, bir rezidansın onuncu katıydı. Burayı manzarası için çok seviyordum. Diğer evi de Atalay için. Onu o kadar özlemiştim ki, on gün içinde, diğer arabamla evin oraya gidip uzaktan izlemiştim birkaç kez.

Karanlık çökünce, yatak odama geçtim. Şortlu gecelik takımımı giydim ve yatağa girdim. Bakışlarım camdan dışarı kaydı. Hava bozuk gibiydi bütün gün. Yağmur çiselemeye başlamıştı. Yağmuru çok severdim. Huzur verirdi bana.

Gözlerimi kapatıp, uyumaya çalıştım ama uyuyamıyordum. Aklıma hep Atalay geliyordu. Artık onu görmem lazımdı. Çok özlemiştim.

Daha fazla dönüp durmak istemedim yatakta ve kalktım. Gecelik takımlarımı çıkardım ve rahat bir eşofmanla bir sweat giydim. Saçlarımı ev topuzu yaptım ve çantamı alarak çıktım evden. Asansörle otopark katına indim ve arabama bindim. Kafamı dağıtmam gerekiyordu.

Otoparktan çıkınca, yağmur yağdığını gördüm. Arabayı, daha önce Atalay'la gittiğimiz tepeye doğru sürdüm. Oraya gidip sabaha kadar oturmayı planlıyordum.

Tepede geldiğimde, tanıdık arabayı görünce kalbim gümbür gümbür atmaya başladı. Atalay'ın arabasıydı. Ben ondan uzak durmaya çalışsam da, bir şekilde bir araya geliyorduk.

Arabamın sesini duyunca arkasına doğru baktı. Bakışları şaşkınlıkla büründü. Arabadan inince, bakışları bana kaydı. Kapıyı kapatıp, dikildim olduğum yerde. Yağmur iyiden iyiye hızını artırmıştı. Öylece birbirimize bakıyorduk.

Birkaç dakika sonra, ikimizde birbirimize adeta koşar adımlarla yaklaşarak sarıldık. Yağan yağmur, ıslanmamız hiç önemli değildi. Ben zaten aylardır sırılsıklamdım. Şu an sadece gerçek anlamını bulmuştu.

Atalay, sarılmayı bırakıp, yüzüme baktı. Ellerini yanaklarıma koydu ve yüzüme baktı.

"Sen gerçek misin Leyla? Buradasın, sana dokunuyorum değil mi? Bu kez rüya değil, değil mi?" dedi fısıldar gibi. Gülümsedim dediğine ve başımı olumsuz anlamda salladım.

"Değil. Doğru görüyorsun. Benim. Gerçeğim." dedim ve ben de ellerimi yüzüne koydum. Nasıl da özlemiştim.

Bir süre sessizce birbirimize baktık. Atalay, gözlerini kapatıp, alnını alnıma dayadı. Ben de gözlerimi kapattım ve Atalay'a bıraktım kendimi.

"Neredesin sen? Günlerdir neredesin? Bana ne yaptığını biliyor musun?" dedi. Bir eli belime inmişti bu esnada. "Sensiz nefes alamadığımı bilmen gerekirdi Leyla. Sensiz yaşamanın işkence gibi olduğunu bilmen gerekirdi." dedi, aynı fısıldar ses tonuyla.

"Seni çok özledim. Öldüm hasretinden. Hep izledim seni. Ama yetmedi. Yapamadım Atalay. Yapamadım." dedim ben de aynı şekilde fısıldar gibi.

"Bırakma beni Leyla. Sensiz bomboş hissediyorum. Sanki yıllardır hayatımdasın. Seninle doğmuşum sanki." dedi ve alnını çekti. Gözlerimi açıp, yüzüne baktım. O da bana bakıyordu. "Bütün benliğimi doldurmuşsun Leyla. Artık Sensiz yapamam." dedi ve dudaklarıma eğildi yavaşça. Yutkundum ve gözlerimi kapatıp, dudaklarını kabul ettim.

Dudakları dudaklarıma temas ettiği anda bedenim, deli gibi yağan yağmur altında, kavruluyor gibi hissettim. Atalay, benim alt dudağımı emerken, bir eli de belimi okşuyordu. Ben de onun üst dudağını emerken, bir elimi koluna sarmış, diğer elimi de sırtına koymuştum. Eğer destek almasam erir giderdim kollarında...

Uzun sayılabilecek bir öpücükten sonra, nefes nefese ayrıldık. Hızlı hızlı nefesler aldık bir süre.

"Seni seviyorum. Çok seviyorum Leyla. Ve inan bana, artık bekar bir adamım." dediğinde, şokla yüzüne baktım.

"Ne?" diyebildim zar zor. Başını salladı hızlıca.

"Evet. Sana demiştim ya, boşanacağım diye. Dün dava karara kavuştu. Boşandık. Aynur'da boşanmak istediği için, anlaşarak boşandık. Bitti artık." dedi. Duygularım birbirine girmiş gibiydi. Ne tepki vereceğimi şaşırmıştım.

"Bir şey demeyecek misin? Artık birlikte olmamız için bir engel yok." dedi. Yüzüne baktım gülümseyerek. Daha sonra sarıldım. Cevabımı bu şekilde vermiş oldum. O da kollarını belime sardı. Mutluydum. Çok mutluydum.

KİRACI (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin