9| Davetsiz Misafir

13K 140 2
                                    

Atalay'la geçirdiğimiz o anların üstünden bir hafta geçti. Bir haftadır yakınlaşma olmamıştı çünkü Aynur izindeydi. Yıllık iznini kullanıyordu. Atalay'ın dediğine göre bir ay izni vardı. Bir haftasını evde geçirmeyi tercih ermişti. Devamını ne olacağını bilmiyordum. Atalay'da bir şey demiyordu bu konuda. 'Sadece bekle.' demişti ve bu ne demekti bilmiyordum.

Ben de bu aralar evde takılıyordum. İçimden dışarı çıkmak gelmiyordu. Bütün gün evde yatıyordum. Önceden en azından iki günde bir de olsa çıkardım. Ama artık o da yoktu. Bir haftadır dışarı adım atmamıştım. Alışverişi bile internetten yapıyordum, ki ben her şeyi kendim görerek seçmeyi severdim. Ama onu bile yapmak istemiyordum şu sıralar.

Yine bütün günü yatarak geçirdiğim bir günün akşamıydı. Camdan dışarı baktığımda, havanın karardığını gördüm. Saate baktığımda, çoktan sekiz olduğunu gördüm.

Yattığım yerden kalktım ve odamın yolunu tuttum. Banyoya girecektim. Genelde odamdaki banyoyu kullanırdım. Kendi istediğim gibi dekore ettirmiştim. Loş bir havası vardı ve bana huzur veriyordu bu ortam.

Küvetin dolması için suyu açtım ve ılığa ayarladım. Küvet yavaşça dolarken, içine çilekli duş jelinden döktüm. Su bir yandan doluyor bir yandan da köpürüyordu.

Aynanın karşısına geçtim ve saçlarımı gelişigüzel bir şekilde topuz yaptım. Tamamen soyundum ve suyu kapatıp küvete girdim. Bedenimi tamamen suya bıraktım ve suyun bedenimin her yerine temas etmesiyle rahatlayarak, başımı küvetin kenarındaki havlunun üstüne koydum ve gözlerimi kapattım.

...

Bir saat kadar sonra banyodan çıktığımda, rahatlamış hissediyordum. Bunu haftada en az üç kez yapardım. Meditasyon gibi bir şeydi. İyi geliyordu bedenime. Hem de o sessizlikte zihnimi dinlendiriyordum.

Vücuduma havlu sardıktan sonra odama geçtim ve yatağa uzandım. Boş boş tavanı izlerken telefonum çalmaya başladı. Yataktan kalktım ve şifonyerin üstünde duran telefonumu aldım. Atalay arıyordu. Normalde bu saatlerde aramazdı pek. Bekletmeden açtım telefonu.

"Efendim?" diyerek cevapladım. Saat onu geçmişti. Bu saatte ne olabilirdi ki?

"Neredesin Leyla?" diye sorunca, hafifçe kaşlarımı çattım. Nerede miyim?

"Evdeyim. Nasıl bir soru bu? Bu saatte nerede olmami isterdin?" dedim, yatağa otururken.

"Ah şey özür dilerim. Aslında doğru soru, müsait misin olacaktı." deyince, heyecanlandım. Bunu boşuna sormuyordu herhalde.

"Müsaitim. Ne oldu ki?" diye cevap verdim. Tam o sırada kapım çalmaya başladı.

"O halde kapıyı açar mısın?" dediğinde, kalbim hızlı hızlı atmaya başladı. Üstümü giyinmemiştim bile ve Atalay kapıdaydı...

KİRACI (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin