almanca sinavim var haftaya donemin ilk sinavini nasil dogum gunume koymayi basariyorsunuz her seferinde amina kouim bu hayatin
ben tez falan yazmak istemiuorum hocaya soyler misiniz tez yazmayacakmis medu yani iki saat onu sinifta bosuna tutacakmissiniz bos kagit verecekmis diye lutfen.
neyse arkadaslar yani ne yapalim ne demis arda turkmen pharmaton asla pes etme
hadi size iyi okumalar😔😔💗💗💗💗
+
Zili çalan Jungkook'a kapıyı açmak için yerimden kalktığımda sorun neydi biliyor musunuz? Sorun, eskiden herhangi bir mazeret uydurmadan birlikte çok daha fazla zaman geçirdiğimiz, bunu da çekinmeden yaptığımız Jungkook'un bana, onu çağırdığımda, çağırma nedenimi sorarak gelmeye başlamasıydı artık.
Eskisi gibi değildik. Arkadaşlığımız zedeleniyordu ve ben bunun nedenini çözemediğim her gün bunu takıntı haline getiriyordum.
Jungkook'un grupla arası açılmıştı, en çok da benimle. Bunun nedeni her neyse bulmam gerekiyordu. Sorunu kökünden çözmem, ona yardım etmem gerekiyordu. Tabi bunun için de, onunla eskisi gibi olmaya çalışmalıydım. Değişen ben değildim, oydu, bunu düzeltebilirdik. Sanırım.
"Sigara getirdim" diyerek açtığım kapıdan içeri girdiğinde, soğuğun ve deodorantının kokusuyla karışık ferah bir hava yüzüme çarptığında derin bir nefes aldım içgüdüsel olarak. Jungkook çok güzel kokuyordu, hep öylegelmişti zaten.
Koyu gri hırkasının cebinden bir paket çıkarıp bana attığında refleks olarak hemen yakalayıp tuttum. Yuvarlak yaka siyah tişörtünün tüm üst bedenini sardığını, gri hırkasını çıkardığında anladım. Altına koyu mavi bir kot pantolon giymişti ve kemer yerine bandana takmıştı deliklere. Bağcıklarını bağlamayıp ağzının açılmasına neden olduğu spor ayakkabılarını paspasa sürtüp içeriye geçtiğinde, elimdeki pakete bakıyordum. Vape, aromalıydı. Jungkook en çok karpuz aromalı olanı sevdiğimi bilirdi, ondan almıştı.
"Nikotini az bunun" dediğimde elini havaya kaldırıp geçiştirdi ve kanepeme geçip yayılarak oturdu. Başını arkaya atıp bacaklarını açtı ve derin bir nefes aldıktan sonra başını iki yana kıtlattı. Adem elması fazla belli oluyordu, gözümün oradan takılı kalmasına izin vermeden elimdeki naylon pakete tırnağımı geçirdim ve çekiştirerek açtım. "En azından sigara" dediğinde elimdeki, minik boy yapıştırıcıya benzeyen minik boy aleti dudaklarıma götürüp düğmesine bastım. "Çok sigara içme hem, daha iyi."
"Bunu sen mi bana söylüyorsun?" dediğimde, dudaklarıma çektiğim duman sözlerimle beraber ağzımdan dışarı yayıldı. Karpuzlu sakız kadar ferah bir koku burnuma geldiğinde, genzimdeki dumanın yumuşaklığı beni tittretti. "Evet, bana bir şey olmaz ama sen fazla içme."
Bu sözü ciddiyet ve dalgınlıkla söylese de başını hâlâ heriye atmış, gözleri kapalı bir haldeydi. Her şeye rağmen kıkırdadım ve her zaman olduğu gibi bunu da dalgaya aldım, çünkü altında bir anlam yattığını düşünmemiştim. "Benden kurtulamayı aklında bile geçirme, sigara dedektörün olurum."
Dudağının ucu hafiften kıvrıldığında derin bir nefes aldı ve gözlerini açtı. Başını kaldırıp bana çevirdiği sırada tam dibine, kanepeye atmıştım kendimi. "Sen kurtulmayı aklımdan bile geçirmiyorum ki zaten?" diye bir soru cümlesiyle karışık ima yaptığında, sırtımı yasladığım kanepeden kurtulup başımı aşağı attım ve kafamı Jungkook'un uyluğuna koyup tavana bakarak kanepeye uzandım. "Bacağıma yatmana izin veren kim?"

ŞİMDİ OKUDUĞUN
no way!
FanfictionEvinde verdiği partide kör kütük sarhoşken kör kütük sarhoş biriyle sevişen Kim Taehyung, bu kişinin en yakın arkadaşı Jeon Jungkook olduğunu bilmiyordu. for @methesa düz yazı&text. taekook ağırlıklı bangtan.