bu fik cok chill bi fik oldugu icin bazen bolum atmayi unutuyorum arkadaslar herkesten ozur dilerim🤚🤚🤚🤚
ikindi uykuma yatmadan once bi duzenleyip atayim dedim o yuzden konusmami cok uzun tutmayacagim gidin okuyun ben de uyuyayim nasil fikir BAYILCAM
hadi iyi okumalar sekerlerim😉😉😉😉😘😘😘😘😘😘
+
Elimdeki poşeti, asitli içecek taşıdığımdan ötürü fazla sallamamaya çalışarak yürürken yola doğru düzgün bakmıyordum. Adım atan ayaklarımı izliyordum, sanki onlar beni götürüyormuş ama benim aklım hâlâ Jungkook'un genelde boş olan sırasının önündeki sıramda otururken Jungkook'tan aldığım mesajdaymış gibiydi.
Çok da kafamı takmam gereken bir durum olmadığını düşünüyordum bunun. Zira Jungkook ara sıra ederdi böyle laflar, diğerlerine ettiğini hiç görmemiştim ama, bana etmesine alışmıştım, ondandı herhalde.
Yine de ayakkabılarımı kaldırım taşlarına hafiften sürte sürte ilerlerken Jungkook'un, benim narinliğimin ve yanındaki küçüklüğümün hoşuna gittiğini ciddi bir şekilde dile getirmesi garibime gitmişti. Jungkook bu tarz şeyleri bana eskiden daha fazla söylerdi, bir süredir böyle laflar etmediğinden ötürü az önce yazdığı mesaj belki de o yüzden bir tuhafıma gitmişti. Ne vardı ki sonuçta? Hoşuna gidebilirdi narin oluşum ve kendini benden büyük hissedişi? Ben de Jungkook'u çok çekici ve baskın biliyordum mesela. Bunu neredeyse hiç dile getirmemiştim gerçi ama, en yakın arkadaşımın hoşuma giden yönleri olması gayet doğaldı. Muhtemelen bahsettiği narinliğimden de o şekilde hoşlanıyordu.
Bu nedenle bunu daha fazla kafaya takmamaya karar verdim. Ne de olsa o Jeon Jungkook'tu. Benim dışımda herkes aynı düşünceye sahip olmalıydı, homofobikliğinden ötürü gey damgası yememek için hemcinslerini asla övmeyen Jimin bile.
Böylece rahat bir nefes alıp yaya geçidinden geçerken, ilerideki sıralı banklardan birinde oturan Jungkook'u fark ettim. Araba anahtarı ve cüzdanı için üzüldüğümü dile getirmekten başka çarem yoktu. Hanyu'nun deyişine göre, partiden sonra etrafı toparlarken çıkan kayıp eşyaların arasında ne bir araba anahtarı, ne de bir cüzdan vardı. Seokjin olsa üzüleceği ilk şey Jungkook'un kaybolan cüzdanının içerisindeki kredi kartları olurdu.
Aklıma gelen bu düşünceyle kendi kendime kıkırdayıp Jungkook'un oturduğu bankın arkasına doğru yürüdüm. Jungkook dalgın bir şekilde manzarayı izliyordu. Hava öğlenin bu saatinde fazlaca bulutlu olduğundan arada esen rüzgarın sesi, şehrin seslerine karışıyordu. Arkasından yaklaştığım Jungkook hâlâ beni fark etmediğinde, elindeki sigaranın külünün fazlaca uzadığını fark ettim. Ne külü silkmişti, ne de sigarayı içmişti. Dalgın dalgın bozuk olan havaya eşlik eden Han Nehrinin manzarasına bakıyordu.
Onu arkasından bir süre o şekilde izlediğimde, üzerinde bir hırka olmayışına kısa bir iç çektim. Jungkook dışarıya hırkasız çıkardı genelde çünkü çok sık üşümezdi ama üşüdüğünde de üşüdüğünü fark etmezdi. Bu nedenle genelde onun için ben hırka taşırdım yanımda. Bu sefer okuldan direkt buraya geldiğim için yanımda bir hırka yoktu ama üstümdeki hırkayı verebilirdim, hem ben o kadar da üşümemiştim.
Arkasından yaklaşıp elimi ensesine koyuşumla irkilse de büyük bir tepki vermeden başını yavaşça arkaya attığında, ensesinin sıcaklığı benim soğuk elime yayılıyordu. Pürüzsüz bir teni vardı, ensesini es geçip kısa kollu gri tişörtünün açıkta bıraktığı pazusuna elimin tersini yasladığımda, yine sıcak olduğunu fark ettim. Bu Jungkook hep böyleydi. Dışarıda olduğumuz soğuk havalarda genelde Jungkook'u ısıtıcı gibi kullanırdık. O da kollarının altına girmiş altı kişiye göz devirip sabır dilenirdi ama bizi kendinden uzaklaştırmaya da kıyamazdı.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
no way!
FanfictionEvinde verdiği partide kör kütük sarhoşken kör kütük sarhoş biriyle sevişen Kim Taehyung, bu kişinin en yakın arkadaşı Jeon Jungkook olduğunu bilmiyordu. for @methesa düz yazı&text. taekook ağırlıklı bangtan.