no way!

on

ay biraz beklettim ama bence guzel bir bolumle comeback yaptik kizlar kosunnn😭😭🤚🤚🤚💗💗💗

(yorum atmaniz icin popo acicam yakinda)
(opsiyonel degil)
(ney
(ney (yankili

+

"Siz orospu çocuklarından hanginiz evimin yedek anahtarını çıkarttı?" diye zili çalma gereği bile duymadan eve doluşan altı kişiye konuştuğumda Hoseok bana ters ters baktı. "Ben çıkardım" dedi ve gayet rahat bir şekilde ikili koltuğa oturduktan sonra ceplerinde bir şey aramaya koyulurken konuştu. "Sinirimi bozarsın da seni aşkoya ısırtmam gerekir diye yedek anahtar yaptırdım."

"Kanka şaka mısın?" diye soran Yoongi'ye katılır halde konuştum. "Sinirini bi' ben bozuyorum zaten, değil mi?" diyerek kaşlarımı çata çata konuştuğumda Hoseok başını iki yana sallayıp cevap verdi. "Sadece senin değil, hepinizin evinin yedek anahtarı var bende."

Hoseok'un bu itirafıyla, oturma odasına yeni giren Jungkook'la partide sevişmiş olma ihtimalimle üzerime binen yüklerden bir nebze kurtulup Hoseok'a şaşırmaya odaklandım. "Kanka psikopat olduğunu biliyorduk ama bu kadar beklememiştik" diye konuşan Seokjin kanepeye rahat bir şekilde otururken Yoongi'nin onu ittirmesine maruz kalıyordu. "Bırak ben geçeyim kanepeye, siz yerde oturursunuz, uyuyacağım ben."

"Ay deli sikmiş herhalde" diyerek Yoongi'yi ensesinden kavradığı gibi yana doğru itikleyen Seokjin rahat bir şekilde kanepeye oturduğunda ben de kimse, özellikle de Jungkook yanıma oturmasın diye tekli koltuğu kapmıştım hemen. Jimin, Hoseok'un oturduğu ikili kanepede Hoseok'a eşlik ederken Namjoon geniş kanepeye oturmuş Seokjin'i bize şikayet eden Yoongi'yi ensesinden çekip Seokjin'le ortalarına oturtmuştu. Yoongi'yi de ensesinden kavrayan kavrayanaydı. Kedi diye boşuna demiyorduk zaten.

"Benim evimin yedek anahtarı da var mı lan sende?" diye Hoseok'a soru soran Namjoon, Hoseok'un ona ters bakışıyla cevabını almış olsa da konuştu Hoseok. "Hepinizin diyorum ya, anlamıyor musunuz?"

"O zaman kilidi değiştiririz" diyerek mantıklı bir fikir ortaya süren Jimin rahat bir şekilde bize doğru konuşurken tam yanında oturan Hoseok'un tek kaşını kaldırıp tam dibinden ona baktığını gördüm. "Buna lüzum yok, özellikle de senin için" diyerek Jimin'e cevap veren Hoseok arkasına yaslanıp ceketinin cebinden bulduğu bir dal sigarayı masamın üzerinde duran zippoyla yakarken Jimin ona dönmüştü. "Nedenmiş o?" diyerek kaşlarını çatarak Hoseok'a konuşan Jimin'e saçlarının altından bir bakış atan Hoseok, şahsen beni bile ürkütmüştü. Gözlerinden tehlikeli bir parıltı geçtiğinde, sigarasını dudakları arasında tutmaya devam ederken konuştu. "Senin kapını ne zaman çalsam beni içeri alacağını bildiğim için."

Hoseok'un bu sözü üzerine gerim gerim gerilen Jimin'e baktığımda, diğerleri de bu gerilmeyi fark etmiş gibi bir Jimin'e, bir birbirimize bakıyorduk. Yaptığı imayı pek anlamamıştım ama Jimin anlamışa benziyordu. "Delirme" dedim ben de. "Çocuk, köpeğin tarafından ısırtılmak için mi açacak sana kapıyı?"

Hoseok burnundan güler bir nefes verip başını iki yana salladı ve sigarasını dudakları arasından çekip ağzından süzülen dumanla konuştu. "Aşkoya onu ısırtacağımı kim söyledi?"

Kaşlarımı çatıp Hoseok'un cevabını anlamaya çalıştım. Benim kapımın yedek anahtarının onda olduğunu söylerken beni aşkoya ısırtmak amacıyla anahtar çıkarttığından bahsetmişti. Omuz silkip derin bir nefes verdim. "Neyse ne" dedim, anlam veremediğim bu konuşmayı daha fazla sürdürmenin bir manası yoktu. "Niye geldiniz, gidin geri, sizi burada isteyen kim ulan?"