İşte karşınızda hüzünlü bir yb. Geç gelmiş bir yb de diyebiliriz tabi. Neyse sizleri seviyorum
İyi okumalar..
Bu hafta o kadar çabuk geçmişti ki.. Sanki sadece bir gün yaşamışım gibiydi. Ancak bir o kadar da yorucuydu. Bedensel ve ruhsal açıdan yorgun düşmüştüm.
Yiğit ile uğraşmıştım. Bir ara kendimden soğutmaya çalışmıştım ama olmuyordu işte. Lanet olsun ki çok seviyordu..
Baran ise tam bir dengesizdi. Telefonda kavga ediyorduk ama okul çıkışıma hiç bir şey olmamış gibi geliyordu. Samimi davranıyordu.
Okulun çıkış zili ile birlikte sınıftan çıktım. Tabi en son ben çıkmıştım, aşırı uyuşuktum. Okul binasından çıkınca bir ses duydum. Çantanın yere düşme sesi..
Yakınlaştıkça sesler daha net duyuluyordu. Burada kavga eden iki erkek vardı sanırım.
" Bıkmadın mı artık? Onuda mı elimden alacaksın? Yeter artık lan! Onu seviyorum, aramıza girme. "
" Sen onu sevsen de o seni sevmiyor."
Hemen oradan uzaklaştım. O aptal karakterlerden değilim ben. Kendimi gösterirsem daha kötü olur. Bu yüzden hiç bir şey olmamış gibi uzaklaştım. Baran ve Yiğitin ne konuştukları umurumda değil.
" Elçin? "
Baranın sesi ile arkamı döndüm. Yüzümde sahte bir gülümseme vardı.
" Baran? Hayırdır sen neden buradasın? " dediğimde şaşırmıştı. Ona sinirliydim. Belki Yiğit haklıydı. Yiğitin sevgilisini elinden almıştı. İçimden masum olmasını istiyordum.
" Seni görmeye geldim sadece. Senin neyin var? " dedi bana doğru bir adım daha atarak. Bende gerilemedim. Aksine daha da yaklaştım.
" Asıl senin neyin var? Ne yapmaya çalışıyorsun? Beni umursamazdın sen. Bir anda değiştin ve bana sıcak davranıyorsun. Söyle! Amacın ne senin? Duygularımın önemi yok hiç değil mi? Yıkıp harabeye çeviriyorsu- "
" Duyguların? " dedi sözümü keserek. Ah.. Cidden o kadar sözümden buna mı dikkat etmişti?
" Evet, duygularım. Yiğitten hoşlanıyorum. Oldu mu? " dedim bağırarak. Etrafta kimse yoktu ve içimde ki savaşın sessizliğini bozuyordum böylece.
" Beni sinirlendirmek için yapıyorsun. " dedi kafasını sağa sola sallayarak. Kendini inandırmaya çalışıyordu. Aslında haklıydı, onu sinirlendirmek için yapmıştım bunu. Ama bunu bilmesine gerek yoktu.
" Seni neden sinirlendirmekle uğraşayım ki? "
" Lanet olsun. Hiç bir şey bildiğin yok. Seni görmeye hiç gelmediğimi sanıyorsun. Ama öyle değil. "
" Ne demek istiyorsun? "
" Yiğit ile mutluluklar demek istiyorum. " dedi ve arkasını dönüp gitti. Ardından Yiğitin sesini duydum.
" Elçin? "
Arkamı döndüm ve gülerek bana bakan Yiğit ile karşılaştım. Hızla yanıma geldi ve sarıldı.
Anlaşılan dediğimi duymuştu.
" Seviyor musun beni? "
" Yiğit.. ben.. bi-bilmiyorum. " diyip ne dediğini dinlemeden oradan uzaklaştım. Eve gitmek istemiyordum. Ayaklarım beni İnternet kafeye doğru götürüyordu. İşte karşımdaydı herşeyin başladığı yer.
Sahi ben onu ilk ne zaman görmüştüm ?
Burak ile ilk kez kursa giderken buranın önünden geçmiştim. İşte tam karşımda ki duvara yaslanıyordu. Sigara içiyordu, yine. İlk gördüğümde bile etkilemişti beni. İlk kez gördüğüm tanımadığım çocuk, adını bilmediğim çocuk benim yakışıklı çocuğumdu. Baran değil, yakışıklı çocuk derdim ona.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İnternet Kafede Aşk
RomanceHer aşk hikayesine göre daha ilginç bir aşk. Yeni bir şehir.. Yeni bir hayat.. Yeni bir aşk.. İnatçı bir kız ve umursamaz bir çocuk ⬆Daha fazlası ⬆