~7~

4.4K 232 38
                                    

Selam sevgili okuyucularımm :)

Mültimedya ;) sağda ki Burak solda ki Baran Ortada ki deee Kararsız kızımız Elçin :D

İyi okumalar..

Burak ile yaşadığımız o ilginç olaydan sonra yüzüne bakamaz hale gelmiştim. Suç ben de değildi ki benim değil onun utanması lazımdı. Salona geçip oturunca yaklaşık yarım saat dersler ve okul hakkında konuşuldu. Sanki okula onlar gidecek gibi bu kadar yorum yapıyorlar. Daha sonrasında da yemek masasına geçmiştik. Burak ve ben yanyana, onun annesi ve babası yanyana oturduk. Benim annem ve babam da karşı karşıya.

Burağın yüzüne bakamazken şimdi yanımda oturması hayatın bana yaptığı piçliklerden biri olsa gerek. Ama asıl sorun yemek masasının küçük olması. E haliyle biz de daha yakın duruyoruz. Diyeceksiniz neden masanız küçük ?

Annemin salonu dizayn edişi yüzünden..

Benim için sorunlu, Batuhan için bol sırıtmalı bir yemekten sonra kalkıp anneme masayı toplamakta yardım ettim. Ne sırıtıyorsun mal gibi demek vardı aslında suratına. Köstebek suratlı.

İşler bitince bu içimi daraltan ortamdan az bir süre kurtulmak için odama geçtim ve odamın penceresinden dışarı baktım. Kavga eden iki sevgili. Kız sevgilisine bir kıza baktığı için bağırıyordu. Sevgilisi ise inkar ediyordu. Meğer kıza değil arkasında ki afişte yazan reklama bakıyormuş. Güldüm sadece. Şimdi bu çocuk kendini zeki mi sanıyor yani. Yanılıyor. Ama düşünüyorum da ya gerçek söylüyorsa.. Neyse konumuz bu değil.

Arkamı döndüğümde yatağımda oturan bir mal gördüm. Kim olduğunu anladınız bence -_-

" Senin ne işin var burada ? "

" Manzaram iyiydi aslında. " dedi ve sırıttı. Sen çok sırıtmaya başladın ama.

Şöyle hayal edin yatağımın tam karşısında pencerem var ve boyum uzun olduğu için biraz eğiliyorum bakarken. Yani Burağın manzarası..

" Ne mutlu sana. " dedim ve odadan çıktım. Amaç onu sinir etmek.

Salona geçeceğim sırada annem Burağa seslendi.

" Burakçığım gidiyorsunuuuuuuzz. "

Burakçığın batsın anne. Burakçık mı ?

Burak gidince annemi ve babamı öpüp odama geçtim. Giderken yanağımdan makas aldığını da unutmamak lazım. Odama geçince düşündüm. Bazılarının gibi sıradan olsaydı ya hayatım. Yani her ne kadar maceralı bir hayatım olmasa da sonuçta kursta bir kız ile kavga etmiştim. Bu da yetmez gibi videosunu çeken internete koymuştu. İnternet kafede ki çocuktan hoşlanıyorum bir de. Hangi ara gördüm de bu duruma geldim ki. Hayır hoşlanacaksan kursta ki bir çocuktan hoşlan yani. Bir daha nerede göreceğim ki onu. Benden büyük gibi duruyor zaten. Bir de başıma en yakın arkadaşım ile kavga etmem gelmişti. Eski sevgilim ile kötü bir ayrılık yaşamıştık. Bence o kadar sıradan değildi hayatım. O zaman bu hafif maceralı hayatımı günlüğüme geçirmeye başlamalıyım. Buraya taşınmadan önce sürekli yazdığım günlüğüme. Gizli yerinden çıkarttım ve bir önceki sayfalara baktım.

Sevgili günlük

Bugün Burak ve ailesi taşındılar. Yani bu demek oluyor ki artık eskisi gibi eğlenmeyeceğim. Belki de yeni yastık savaşı arkadaşı bulmalıyım. Kendimi kandırıyorum. Aslında Burağın gittiğine sevindim gibi gösteriyorum. Ama öyle değil. Üzülüyorum. Tabi bu duruma Gökhan çok sevinecek. Çünkü Burak ile beni sürekli kıskanıyordu. Bu yüzden çok fazla kavga etmiştik. Sanırım onunla yapacağım yastık savaşını. Hem sinirimi almış olurum. Sinirliyim çünkü Gökhan ile eskisi gibi değil. Ben aynı hissetsem de o nasıl hissediyor bilmiyorum. Sonuçta 2 yıl. Sıkılmış olabilir..

Hatırlıyorum bunu yazdıktan 3 veya 4 gün sonra ona sormuştum benden sıkıldın mı diye. Sayfayı çevirdim tekrar. Sorduğum güne geldim.

Sevgili günlük yazmaktan sıkıldığım günlük

Bugün çok iyi hissediyorum çünkü Gökhan benden sıkılmamış. Hatta bunu sorduğum için bana kızdı biraz.

Okulda kenara çekip sordum. Kaşlarını çattı. Bunu sorduğunu unutucam dedi. Sonra elimi tuttu. Veee yanağımı öptü. Seni seviyorum dedi. Bende onu çok seviyorum.

2 yıl önce ki ergenliğimi hatırladım. 8. sınıftım ve cool takılmazdım. Aksine çok neşeli bir yapım vardı. Sanırım bu yüzden seviyorlardı beni. Günlüğüme yazdığım anı hatırlayıp tebessüm ettim. Onu gerçekten seviyordum. Ama seviyor-dum. Benimle gideceğimiz zaman ki konuşması geldi aklıma. O günü açtım günlükte.

Bugün diğer günlerden çok daha farklı. Bugün çok fazla sevmemem gerektiğini öğrendim. Gerçekten şerefsiz insanların varolduklarını öğrendim. Beni sevdiğini söylemişti. Bu kadar çabuk da vazgeçti. Filmlerde izlediğim aşk acısı yaşayan kızların salak olduğunu söylerdim. Hala da söylüyorum . Öyleyse salağım.

Olmayacak bir aşka kaptırmışım kendimi. Umutlanmışım. Fazla sevmişim. Ama o bana gideceksen bu ilişki yürüyemez Elçin demişti.

Ha unutmadan birde beni sevse de mesafe olunca olmazmış. Çok düşünmüş. Kendisi aptalın tekiymiş. Ama olmazmış. Üzgünmüş . Ben mutlu olmayı hak ediyormuşum. Sevgili olsaydık bile mutlu olamazmışım.

Sadece bir damla gözyaşı döktüm ve yanından bir şey demeden ayrılmıştım. Boğazımda ki düğüm izin vermezdi zaten.

Peki bu göz yaşı bitmez mi ? Hatırladıkça akıyor çünkü.

Kafamı günlükten kaldırıp derin nefes aldım. Artık hatırladığım da gözyaşı akmıyordu. Sinirleniyordum. Günlükte boş bir sayfaya geldim ve yazmaya başladım.

Sevgili günlük

O eskiden hatırladıkça gözlerimi yakan olaydan çok zaman geçti. Ve çok olaylar oldu. Atlatamayacağımı sandığım olaylar oldu. Ama atlattım. Gökhan olayını atlattığım gibi.

Sürtük muamelesi gördüm ve Burak buna birşey demedi. Bana bunu söyleyen kız arkadaşı olduğu halde. Üstüne üstlük birde bana bağırdı haklı olduğum halde. Sonra insanların bir camı kırdığında dediği şeyi söyledi bana. ' Özür dilerim ' .

Bana asla birlikte olamayacağız gibi gelse de birisinden hoşlanmaya başladım. Ama aşk mı bilmiyorum. Gökhandan sonra aşktan korkar oldum. İnsanlara güvenemez hale geldim. Burak olayını da unutmamak lazım.

Herkes mutlu olmak istiyor. Ne olur ki mutlu olsak ? Ama mutlu olmak istediğimiz kişiyi biz seçsek. O da bizi sevse. Ama Baran.. Bilmiyorum. İyi davransa da..  Tek istediğim onun da beni sevmesi.

Sabah kalktığımda saat 12 idi. Bugün erken saatte kursa gitmem gerekiyor maalesef. Yatağı topladım ve mutfakta bir şeyler atıştırdım. Giyinmek için odama çıktım. Bugün hava aşırı sıcak olduğu için kısa şort giydim ve üstünde kolsuz salaş sarı bir tişört giydim. Saçımı saldım ve nota defterimi alıp odamdan çıktım. Tam çıkmıştım ki bir şey farkettim. O yüzden tekrar odama girdim.

Günlüğüm.

Çalışma masamın üstüne bırakıp yatmıştım en son. Ama şu an yok. Hemen salona geçtim. Annem televizyon izliyordu.

" Anne odama sen mi girdin ? Günlüğüm yok. "

" En son Burak sizin dün akşam sözleştiğinizi söyledi. Bugün birlikte gidecekmişsiniz. Sonra seni uyandırmak için girmişti. Ama Burak öyle bir şey yapmaz tatlım. Emin misin oraya koyduğuna ? "

Tekrar odama gittim. Ama yok işte yok. Şu an aşırı sinirliyim. Hemen Burağı aradım.

" Elçin ? Ne oldu ? "

" Günlüğüm nerede Allahın cezası ? "

Beğendiyseniz oylayın lütfen. Sizi seviyorum

İnternet Kafede AşkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin