Herkes uyuduğu sırada hem biraz hava almak hem de bahçeyi keşfetmek için dışarı çıkmıştım. Saydığım zaman yetimhanenin altı katlı bir bina olduğunu gördüm. Benim odamsa altıncı katta, koridorun en sonundaydı. Yani söylediklerine göre bugün değiştirmek zorunda kalacağım odam... Ama bu konuda karasızdım açıkçası. Eski ben o oda için savaşır mıydı yoksa umursamazca ondan vaz mı geçerdi bilmiyordum. Eski ben olmak isteyip istemediğimi de bilmiyordum... Resmen kendimi tanımıyordum. Bir doktor bıçakla bana saldırırsa veya yetimhanedeki kızlar beni kendi odamdam kovarsa ne tepki vereceğimi kestiremiyordum. Sanki kendim olmaktan çıkıp, bir yabancının bedenine hapsolmuş gibiydim. Onu anlamıyor, ne yapacağını bilemiyordum. En kötüsü de beni sevip sevmediğini bilmiyordum. Eskiden kendimi seviyor muydum?
Bahçedeki banklardan birisine oturmuş dünden beri yaşadıklarıma rağmen sabahın ilk saatlerinin ve güneşin doğuşunun tadını çıkarırken bunları düşünüyordum. O hangarda ilk uyandığım an geldi sonra aklıma. Yer ne kadar da soğuktu. Sirenler kulaklarımı çınlatıyordu ve askerler nedenini bilmediğim bir şekilde beni kovalıyordu... Şimdiyse nedenini biliyordum. Bir değişkene yardım etmiştim. İyi de bu ne demekti şimdi? Değişken de neydi?
O an aklıma doktorun bana verdiği telefon geldi. Dün o kadar çok şey üst üste gelmişti ki onu tamamen unutmuştum. Telefonu elime aldığımda ilk yaptığım şeyse bir türlü öğrenemediğim tarihe bakmak oldu. 25 Ekim 2022... 2005 yılında doğduğuma göre, o zaman 17 yaşında olmam gerekiyordu. Demek bu yüzden beni yetimhaneye göndermişlerdi. Henüz reşit olmadığım için... Kendim hakkında bir şeyler öğrenmek hoşuma giderken şu değişken dedikleri şeyi internette arattığımda karşıma sadece bir uyarı çıkmıştı.
"EĞER BİR DEĞİŞKENE RASTLADIYSANIZ HEMEN BU NUMARADAN MERKEZ YETKİLİLERİNE HABER VERİN VE BULDUĞUNUZ İLK YERE SAKLANIN!"
Farklı sitelerde de defalarca aratmama rağmen sonuç değişmemiş, bu aptal uyarı dışında başka bir şey bulamamıştım. O yüzden vazgeçerek telefonu tekrardan cebime koydum ve görünmeyecek şekilde ceketimi onun üzerine indirdim. Onu kaybetmek istemezdim. Her ne kadar beni zorla alıkoyup bağlayan ve iznim olmadan üzerimde testler yapan insanlara güvenmek istemesem de şu değişkenlerden beni koruyabilecekleri de bir gerçekti. İnsan en çok bilmediğinden, daha doğrusu hatırlayamadığı şeyden korkuyordu...
Yetimhanenin bahçesi binanın arkasına doğru devam ettiğinden oraları da görmek için ayağa kalktım ve o tarafa doğru yürümeye başladım. Ancak o sırada kaldığım odanın penceresinde gördüğüm bir şey ayaklarımı olduğu yere sabitledi. Kim olduğunu tam seçemediğim kızlardan birisi pencereye çıkmış ve ayaklarını aşağıya sarkıtmıştı. Yoksa... Atlayacak mıydı?!
Daha gördüğüm şeyden emin olamadan bu düşünceyle yetimhaneye koşarken buldum kendimi. Hızla içeri girdim ve merdivenleri koşarak çıktım. Altıncı kata geldiğimdeyse artık nefes nefese kalmıştım. Yine de koridor boyunca koşmaya devam ettim ve koridorun sonundaki odaya tüm hızımla daldım. Pat diye açtığım kapı yüzünde şok içinde uyanan kızlar şaşkın ve korkmuş bir gözlerle bana baktılar. Ancak ben onları umursamadan pencereye doğru ilerledim yavaşça. O sırada Nehir'in pencerede olduğunu fark eden kızlar telaşla "Nehir!" diyerek ayaklandılar ama ellerimi kaldırarak "Durun!" dedim fısıltıyla. Hepsi birden durdular ve karasız bir şekilde bir bana bir de ona baktılar.
"Nehir." diye seslendim yumuşak bir sesle ben de o sırada. Sanki bu durumla defalarca karşılaşmışım gibi onun şu anda uyuduğunu biliyordum. Ve korktuğu taktirde aşağıya düşebileceğini de... Ah, iyi ki odaya öyle pat diye girdiğimde uyanmamıştı. Telaştan ne yaptığımı mı biliyordum?! Gerçi şu anki hal ve hareketlerime bakılırsa bedenim biliyordu... Kızlar tedirgin bir şekilde beni izlerlerken yavaş ve sakin adımlarla ona yaklaştım. Yanına geldiğim zamansa ona dokunmak yerine bir elimi düşmesin diye önüne bariyer yaptım. Sonra da sakin ses tonumu koruyarak ona tekrardan seslendim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HAYATTA KALANLAR
Science FictionO günden sonra hiçkimse eskisi gibi olmadı. Bedenlerini değiştiren hastalık, akıllarını değiştiren bizlerdik. Kim kimden daha çok nefret etti, kim kime daha çok zulmetti bilinmez ama biz birbirimizi bitirdik...