Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Çoğu insanın sorduğu klasik bir soru vardı; ' 5 yıl sonra kendinizi nerede görüyorsunuz? '.
Seokjin bu soruya verilen mantıklı cevapların yanında oldukça komik cevaplar da görmüştü. Bazılar ne kadar karamsar olduklarını cevaplarıyla belli ediyor, bazıları da hayatlarındaki neşeyi sonsuza kadar sürdürebileceğini düşünerek hesap yapıyordu.
Bu soru Seokjin'e de sorulmuştu. Dedesi onu karşısına çekmiş, babacan bir tavırla sormuştu bu soruyu.
' 10 yıl sonra kendini nerede görüyorsun Seokjin? ' Seokjin dedesinin sorusuyla gülümsemiş, bütün hayallerini saymaya başlamıştı. Seokjin umutlu bir gençti, asla umudunu kesmemişti. Şuan saydığı çoğu şeyi yaşıyordu. Kendi şirketi vardı, ünlüydü, kendi parasını kullanıyordu. Fakat olmayan şeyler de vardı. Annesi yoktu, abisiyle aynı evde yaşamıyordu, babasına bir araba alamamıştı. Olan şeyler onu mutlu ediyordu, olmayan şeylerin imkansız olduğu gerçeği -Namjoon'la aynı eve çıkmak dışında- çoktan kabul edilmişti zihninde.
Fakat asla hesaba katmadığı bir şey vardı.
' Çok güzel şeyler söyledin oğlum ama bir alfadan veya betadan bahsetmedin. ' dedesinin cümlesiyle 10 yıl önceki Seokjin gözlerini kaçırmış, ne diyeceğini bilememişti. Daha önce dikkatini çeken alfalar elbette olmuştu fakat hiç biriyle uzun bir ilişkisi olmamıştı. Hoş 18 yaşında olduğunu düşünürsek bu o kadar da anormal değildi. Lise aşkları genellikle uzun sürmüyordu.
' Neyse... ' dedi dedesi kıp kırmızı olan torununa gülerek bakarken. ' Umarım karşına gerçekten seni seven, sana değer veren biri çıkar Seokjin. Sen çok özel birisin, sana gözü gibi bakması lazım. Yoksa öbür taraftan gelir, haşlarım onu! ' Seokjin dedesinin cümlesi zihninde yankılanırken burukça gülümsemiş, yanındaki bedene dönmüştü.
Taehyung Seokjinin eşofman takımlarından birini giymek yerine şortlarından birini tercih etmiş, üzerine de t-shirtlerden birini geçirmişti. Seokjin diğerinin nasıl üşümediğini anlamıyordu. Sonuçta yerin altındalardı ve ev çok da sıcak değildi.
' Rutundan dolayı olmalı. ' diye düşündü kendi kendine.
Taehyung Seokjinin patlattığı mısırları büyük bir iştahla yiyiyor -aslında Seokjin ona yapmasını söylemişti fakat bütün ev yanık kokmaya başlayınca diğerinin ne kadar beceriksiz olduğunu öğrenmişti- Seokjine yalvararak açtığı filmi büyük bir merakla izliyordu.
Seokjin onun filmi izlediğine minnettardı çünkü Taehyung her iki dakikada bir iç çekiyor, eliyle iki yaparak gözüne sokuyordu. Tanrı aşkına 8 çocuğu nasıl düşünebilmişti ki?
" Seokjin? " bir anda kendisine seslenen bedenle Taehyung'u izlediğini fark etmiş, boğazını temizleyip önüne dönmüştü.
" Ne? " dedi bıkkın tutmaya çalıştığı sesiyle. Aslında bıkmıştı çünkü film hiç ilgisini çekmemişti ve Taehyung yaklaşık 2 saattir film dışında bir şeyle ilgilenmemişti.
