Başlangıç (11) | Final

148 7 4
                                    

Dünya benim için babam benden gittiğinde dönmeyi bırakmış, Onur elimden tuttuğunda yeniden dönmeye başlamıştı.

Onu gördüğümde önüne bir hayat sunulmuştu, nefes sunulmuştu, hepsini de kabul etmiştim, çünkü onun için değerdi. Bakışları dünya gibiydi, beni orada yok edip tekrar var ediyordu. Ona olan sevgim, çok başkaydı, içime sığmıyordu bazen hislerim, haykırmak istiyordum.

Babam benden gittikten sonra bana verilen bir mucize, bir yaşamdı o. Babam gitmişti, o gelmişti.

O hayatımda şu an varsa, sebebi babamın gidişiydi. Babamın gidişinin izini takip edip o izlerin takip ettiği yolun sonunda onu bulmuştu.

Meğer, tüm izleri o çizmiş.

Meğer, benim yaşam sebebim, benim ölüm fermanımı yazmış.

Her şeyim, beni bir hiç yapmış.

Nefesim kesiliyordu, dayanamıyordum sanki orada durmaya. Onur'un yüzüne bakamıyordum ancak onun bana olan endişeli bakışları hissedebiliyordum. Dikkatle beni incelediği fark etmiştim ve bir şey olduğu anlamıştı.

Kulaklarıma sesler doluyordu, ancak hiçbirini birbirinden ayırt edemiyordum, hepsi aynı gibiydi. Elini bıraktığım zaman bütün dikkati bana dönmüştü artık. Yere eğdiğim başımı kaldırdım, babasına son kez baktıktan sonra koşarak oradan uzaklaşmaya başladım.

Onur'un arkamdan geldiğini biliyordum, ayaklarım daha hızlı koşarken adımı haykıran sesi duyabiliyordum. Kolumda bir el hissettimde hızla kolumu çekerek adımlarımı durdurdum, ona baktım. "Ne oldu, Yazgı?" dedi nefes nefese.

Gözlerimin her şeyi bulanık gördüğünü fark ederken dudaklarım aralandı. "Sen mi yaptın gerçekten?" Cümlemi duyduğunda sorgu dolu bakışları anlamsızlaştı. "O adamı, gerçekten sen mi öldürdün?"

Tuhaf bakışları gözlerimde gezinirken "Ne diyorsun Yazgı?" diye sordu.

"Babanın bahsettiği adamı gerçekten sen mi öldürdün?" Yüksek çıkan sesim, onu şaşırtmıştı ve gözlerini kaçırmıştı birkaç saniye sonra.

Durdum, ona dikkatle baktım, dudakları arasından çıkacak tek bir kelimeyi bekledim. Duygularım, hislerim, aşkım, hepsi tek bir cevaba bağlıydı ve beni çok bekletmeden cevabını bıraktı zihnimin, kalbimin tam ortasına. "Evet."

Dünyam yıkıldı, dünyam başıma yıkıldı. Dönüp durduğum, tam ortasında havada kaldığım boşluktan hızla aşağı düşmeye başladım, hislerim, sevgim, hepsinin üzerini bir hüzün yağışı bürüdü.

Canımın içi, dediğim adam, canımı almıştı.

Hayattan sadece birkaç saniyeliğine koptum sanki, öylece düşüncelerimin içine hapsoldum, onları dinledim.

Babamın sesi tekrar yankılandı beynimde, tekrar düştü hafızama ve o sese hapsolmak istedim, durumun farkına varmak istemedim. Ancak gözlerimin önüne tekrar Onur'un yüzü düştüğünde yanaklarıma bir ıslaklık düştü, boynuma doğru süzülmeye başladı.

Onur devam etti. "Ama mecburdum, babam beni zorla bu işlere alet etmişti, onu karşı çıkamazdım."

Susuyordum, tek bir kelime bile çıkamıyordu ağzımdan. Karşında durmuş sadece onu dinliyordum. Elimi tutmak için hareketlendiğinde hızla uzaklaştım ondan. "Yazgı, neden böyle bir tepki veriyorsun? Hiçbir şey anlamıyorum."

Dakikalar süren sessizliğim dudaklarım arasında çıkan tek bir cümleyle bozuldu. "O benim babamdı Onur."

O an, gözlerinden onlarca duygu geçti, görebiliyordum bunu. Ben ona gözyaşları içinde bakıyordum, o bana onlarca duyguyla. Hiçbir şey yapmadık, ne o konuştu, ne de ben. Gözlerimiz konuşuyordu sanki, bir savaş veriyordu.

L: Gece KatilleriHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin