0.4

889 80 117
                                    

herkese selam, biz geldik! bir önceki bölüm yorumlarınızı aşırı eğlenerek okuduk şlskfnaşlksfn bu bölüm sizin daha çok zevk alacağınızı düşünüyoruz!! 💟

yıldıza basmayı ve bolca yorum yapmayı lütfen unutmayın 💟

lilaxayber için 💗

iyi okumalar perisiii 🧚‍♀️

"mutfağının ayrı olması bizim için avantaj aslında," dedi aybike. emlakçı, sözünün devamını duymak istediğinde genç kadın sahte bir gülümsemeyle berk'in koluna girdi. "sevgili eşim yaptığım işe karışmayı çok sever... en azından o salona otururken gereken şeyleri rahatça halledebilirim."

emlakçı, aybike'ye bakarak güldüğünde berk alayla sırıttı. "yemekler senden yani, hayatım? iyiymiş."

"benden tabii..." dedi genç kadın. hemen sonra, emlakçının boşluğundan faydalanarak kızıla doğru fısıldadı. "her şeyi benden beklersen alırsın gece peynir ekmeğini, paşa paşa yersin."

kızıl, imayla kadının vücudunu süzdüğünde gözlerinin içerisine bakarak alt dudağını ıslattı. "geceleri yemek yiyerek geçireceğimi kim söyledi?"

aybike, berk'in yapmaya çalıştığı imayı gayet net anlamıştı. hoş, vücudunu süzmesi bile kafasındaki o düşünceleri anlatır nitelikteydi ama iması şakasına bile olsa fırsat vermek istemiyordu. "kıyamam..." dedi ve parmak uçlarında yükselerek yanağından bir makas aldı. "kafanda nasıl bir evlilik geçirme hayali var acaba?"

emlakçı, telefonundaki işini bitirip yeniden ikiliye döndüğünde berk sadece gülerek önüne dönmüştü. "bahsettiğim gibi 1+1." 

araya girdi, berk. "hayatım, biz neden iki odalı tutmuyoruz?"

"çünkü memuruz, bal peteğim. kiralardan haberin yok herhalde?" 

kızıl, kadını sinirlendirebilmek için emlakçıya döndü. "iki odalı, makul fiyatlı bir eviniz var mı acaba?" diyerek sordu. "hayır, bize tek oda yeter."

"ama hayatım," dedi berk. "bizim doğması muhtemel minik bebeğimiz ömrünün sonuna kadar aramızda mı yatacak?" gözleri şaşkınlıkla aralandı, aybike'nin. "ne çocuğu ge-" hakaret edecekken kendisini durdurdu. "gece kızılım benim, ne çocuğu? ben söylemedim mi sana ilk önce mesleğim diye?"

emlakçı araya girdi. "aaa, ama yenge! çocuk bizde başımızın üstündedir." kıkırdadı, berk. "hah be, konuşun!" 

"öyle, öyle... çocuk bereketidir evin." aybike alayla güldü. "çocuk bereketle gelir diye diye üç tane yaptırdılar, şimdi hangisine bakacağınızı şaşırıyorsunuz ama hâlâ saçmalığınızdan vazgeçmiyorsunuz." zevkle eğlenen kızıla baktı. "çocuk falan yok, bal peteğim. çocuk istiyorsan başkasıyla evlenseydin."

emlakçı, kızıla bakarak iç çekti. "işin zor, komiserim. allah kolaylık versin." kaşlarını çattı, aybike. "size ne pardon?" diyerek yükseltti sesini. "evi tanıtmanız bittiyse özel yaşantımıza bir zahmet karışmayın!" 

evden çıkarken söylenmeye devam etti. "sabır.... ya sabır!"

berk, genç kadının arkasından emlakçıya veda edip evden çıktı. "aç şu arabanın kilidini." berk, arabaya yaklaşana kadar kadını bekletti. hemen sonra kilidi açıp arabaya binerken konuştu. "alış bunlara, alış. ileride gerçek bir aile kurmak istediğinde çok katlanmak zorunda kalacaksın."

emniyet kemerini bağlarken umursamazca konuştu, kadın. "gerçek bir aile kurmak isteseydim sana evlenme teklifi etmezdim, fikrini kendine sakla komiser."

öyle kolay aşık olmam / ayberHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin