2.2

530 50 70
                                    

herkese selam, biz geldik! eğer yıldıza basmayı ve bolca yorum yapmayı unutursanız çok üzülüyormuşuz öyle duydum!! 💗

iyi okumalar perisi ennnnn güzel perilerime! 🧚‍♀️

🎶: aşkın nur yengi - yalancı bahar

genç öğretmen aybike eren, sahte eşinin kırılmışlık hissiyle nöbet yazdırmaya gidişini bir türlü aklından çıkaramamış ve en yakın arkadaşı savcı sarp yılmaz'ı aramıştı. kaan, doruk, emir... evet, hepsi çok özeldi onun için ama sarp hep farklı bir konumda olmuştu. onu çok seviyordu, hiç olmayan bir abisi gibi hissediyor asla çekinmiyordu.

görüntülü konuştuğu savcının sert yüz hatlarına üzgünce bakarak, "pişmanım," dedi ve öne eğdi başını. arkadaşının şefkatli bakışlarını bu sefer hak etmediğini düşünüyordu. "belki de berk'i bu işe hiç bulaştırmamalıydım."

kaşlarını çattı, sarp. "sen bir benim yüzüme bakar mısın?" diyerek sordu. kız kardeşi gibi gördüğü arkadaşının gözlerini yüzünde hissettiğinde ise sözlerini sürdürdü. "sen berk'in kafasına silah dayamadın, ona bir teklifte bulundun ve çıkarları doğrultusunda kabul etti." tek gözünü kırptı öğrenmek istercesine. "şimdi ne değişti, minik kuşum?"

"çünkü benden hoşlanıyor." genç kadının sarp'a kurduğu tek cümle, reddetmek istediği gerçekleri kabullenişine yol açmıştı. 

tebessüm etti, sarp. bunu duymak için çok beklemişti. arkadaşını yoran şeyin gerçeklerden kaçmak olduğunu biliyordu çünkü. 

ve şimdi itiraf etmesi gereken bir gerçek daha vardı. "peki, sen?" diyerek sordu savcı. önündeki cinayet dosyasını bırakıp aybike'ye aşk doktorluğu yapacağını hiç düşünmemişti. ilişkilerin aranan doktoru genelde kaan'dı ve onu bu konuda en çok doruk atakul rahatsız ederdi. 

gözleri doldu genç kadının. ne cevap vermesi gerektiğini bilmiyordu. daha doğrusu biliyordu ama dile getirmekten korkuyordu. sarp yılmaz'a söylemek bir kabulleniş olacaktı, farkındaydı. "ne fark eder?" diyerek sordu titreyen sesiyle. küçük bir çocuk gibi burnunu çekti. "her evliliğin sonu aynı yere çıkmayacak mı zaten, sarp? ben bir aile olmayı beceremem." 

alayla güldü, sarp. "sen?" diyerek sordu inanmayarak. "annenin yaşadığı şeyleri biliyorum, minik kuşum. ne kadar etkilendiğinin de farkındaydım ama aramızda en mükemmel aile olmayı becerebilecek kişi sensin." buruk bir tebessümle ekledi. "benim bir ailem yokken sen kardeşim oldun."

genç kadın tebessüm etti. "keşke sana sarılabilsem tam şu an." 

sarp yüzünü buruşturdu. "sevgi sellerinden hoşlanmam, bilmiyor musun? şimdi sil gözyaşlarını, camı açıp derin bir nefes al. o beynine oksijen gitsin." sinirle söylendi. "aile olmayı beceremezmiş..." 

onun bu hallerine gülecekken hâlâ dolu doluydu gözleri. kapı çaldı, berk mi gelmişti? nöbette olması gerekmiyor muydu onun? 

"sarp, ben kapıya bakayım olur mu?" başını olumlu anlamda salladı, sarp. "lütfen canını sıkma," dedi ve telefonu kapatmadan önce ekledi. "bu grubun aile konusundaki umutsuz vakası benim, tahtımı da vermem sana." 

sarp yılmaz, acılarını hayat karşısında dik durabilmek için alaya almayı çok iyi öğrenmişti. 

buruk bir hüzünle arkadaşının yüzünü hayal etti. o, aralarında en mutlu aileyi kuracak olan kişiydi. 

koltuktan kalktı, kapıya ilerledi. "kim o?" 

"komiser berk özkaya, hakkınızda ihbar var. açar mısınız kapıyı?" 

öyle kolay aşık olmam / ayberHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin