0.9

812 71 84
                                    

herkese selam, biz geldik! lütfen yıldıza basmayı ve özellikle bol bol yorum yapmayı unutmayın! vize haftama girmek üzereyken bölüm yazıyoruzzz 💖🐣

iyi okumalar perisi benim en en en güzel perilerimeeee 🧚‍♀️

genç kadın, çay makinesinin kaynadığını görünce tebessüm etti. gayet iyi bir zamanlamaydı çünkü şu an servis tabağındaki dilim kekleri düzeltmiş, çalan kapıyı açmaya gidiyordu. kızıl komiserin kız kardeşi ışık gelecekti. aybike sabırlı olması gerektiğini biliyordu, sonuçta berk'le çok güzel bir kardeşlik ilişkileri vardı. sert yapması, umursamaz davranmaya çalışması kadar doğal durum yoktu.

üstündeki çiçek desenli pembe mutfak önlüğüne son şeklini verdikten sonra dudaklarındaki geniş tebessümüyle kapıyı açtı. kendisine bakan ışık'a yaklaşıp sarıldı. kızın sarılması sert olsa da genç kadın bunu pek önemsememişti. "hoş geldin." 

ışık kısaca karşılık verdiğinde aybike berk'e baktı. kızıla doğru yaklaşıp kollarını iri bedene doladığında, "hoş geldin aşkım benim!" dedi yüksek bir sesle. kızıl, gülmemek için dudaklarını birbirine bastırdı. "ışık'ın limonlu kek sevdiğini söylemiştin, erkenden onu yaptım. çayımız da hazır üstelik!"

ışık, genç kadının abartılı hallerinde bir gariplik bulup salona ilerlediğinde berk ayağıyla kapıyı kapattı. aybike ise kaşlarını çatıp, "sen mi sildin kapıyı?" diyerek çemkirdi. "kırarım o ayağını!"

berk sırıttı. "kapıyı falan boş ver, sen yapmadın dimi o keki?" diyerek sordu ukalaca. "tüm gün ayaklarını uzatıp dizi izlediğine yemin edebilirim." 

"ama beni kırıyorsun..." dedi genç kadın sahte bir alınganlıkla. "canım kocamın kredi kartı bir baktım sehpanın üzerinde duruyor, unutmuş... e temassızı da varmış, kekleri oradan aldım." berk'in suratı düşerken aybike kıkırdadı. yanağından bir makas alarak, "en kaliteli fırından, endişelenme," dedi. 

berk, genç kadına laf söyleyeceği sırada kız kardeşinin memnuniyetsiz seslenmesiyle bundan vazgeçti. "kapı önünde dikileceksek ben neden salona geldim?" 

kıkırdadı, aybike. "aynı senin gibi..." dedi berk'e. berk, çoktan salona geldiğinden aybike'ye bir yanıt verememişti. "geldim işte, abicim. eşimi özlemiş olamaz mıyım?" ışık yüzünü buruşturdu. "buraya senin aşk özlemini dinlemeye gelmedim, abi."

aybike, elindeki büyük tepsiyle salona geldiğinde keklerin olduğu üç tabağı ayrı ayrı servis etti, çayı da yanına koydu. "şeker kullanıyor musun?" diyerek sordu ışık'a. ışık, aybike'ye karşı başını olumsuz anlamda salladığında genç kadın gülümsedi. 

şekeri, eşine uzatıp "al bakalım bal böceğim," dedi yalancı bir gülümsemeyle. berk, kesme şekerlerden bir tane alıp çayına attığında ışık kaşlarını çattı. "sen şekerli içmezdin?" dedi sorarcasına. 

aybike gururla tekli koltuğa oturup tabağını kucağına aldı. "abin benim elimden olan her şeyi reddetmeden alıyor, ışıkcığım."

kekten bir çatal aldıktan sonra laf sokarcasına konuştu, ışık. "seni hiç tanımadığım için ilişkinizi bilmemem çok normal sanki." berk, gülmemek için dudaklarını birbirine bastırdığında aybike'nin sabırla sınanan yüzüne baktı. ışık gittiğinde kadınla dalga geçmeyi net olarak aklına kazımıştı.

çayından bir yudum alan aybike, "liseden beri peşimden koşuyor abin," dedi özgüvenle. "çok iyi hatırlıyorum, sarp'la beni sevgili sanmış ve tek randevu koparabilmek için kırk takla atmıştı." ışık, aybike'nin anlattıklarını dikkatle dinlemeye başladı. "randevu aldı tabii ki... neden ama biliyor musun?" 

öyle kolay aşık olmam / ayberHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin