herkese selam, biz geldik! eğer yorumlar artmazsa bir daha gelmiyormuşuz öyle duydumsşldkfmaşlsf yıldıza basmayı ve bolca yorum yapmayı unutmayın lütfen 💗
iyi okumalar perisi en güzel perilerime 🧚♀️
aybike, oturduğu koltuğa sırtını rahatça yaslamış ve bacak bacak üstüne atmış bir şekilde salonun içerisinde volta atarak telefonda konuşan sevgili eşini dinliyordu. özel müzik dersi verdiği öğrencisinin abisi, kızıl komiserin aradığı kişi çıkmıştı ve aybike'nin deyimiyle berk, genç kadının avuçlarının arasına düşmüştü.
"hayır, başkomiserim. öğreneceğim detayları aybike'den." karşıdan gelen ses ne dedi bilmiyordu genç kadın, ama kızıl komiserin kulağına işleyen kıkırdaması bunu merak ettirmişti. "evet, evet. öyle başkomiserim." göz ucuyla eşine baktı. "karakola gerek yok, sorgularım ben."
kaşlarını çattı, genç kadın. "kimi sorguluyorsun sen ya?" diyerek fısıldadı. "usulsüzlük yaparsan söylerim sarp'a, ezer kariyerini."
berk, başkomiseriyle vedalaştıktan sonra telefonu kapattı ve sırıtarak genç kadına baktı. "hıhı, yapar kesin." koltuktaki boşluğa, aybike'nin yanına oturdu. "sen bana anlat şimdi, dikkatini çeken bir durum oldu mu?"
aklına gelen fikirle sırıttı, genç kadın. sahte bir şekilde düşünürcesine, "dikkatimi çeken bir şey..." dedi kelimelerini uzatarak. "hah, buldum!" kızıl komiser ciddileşti. aybike ise ciddiyetini boşa çıkaracağı için çok mutluydu, bundan haz alıyordu. "akşam yemeğinde hazırladığı makarna çok güzeldi, kendi tarifi sanırım sosu. harika bir spesiyal..."
kızıl komiserin ciddi bir hale getirdiği yüzü düştü. sinirli oluşunun yanında anlamlandıramadığı, vücudunu ele geçiren o hisle yeniden oluştu yüzünün kıvrımları. "makarna dünyanın en basit yemeği," dedi bu tartışmaya girdiğine inanamayarak. o an mantıksız gelen her şey mantıklı gelmişti sanki. "her sosu uydurursun, basite kaçmış."
genç kadının keyifli yüzünü inceledi. "damak tadın yok gerçekten, hatırlat bir gün yemeğe çıkarayım seni. esas spesiyal neymiş, nasıl olurmuş öğren." kaşlarını çattı aybike. "benim damak tadıma laf edecek en son insansın sen ya... filtre kahve içiyorsun bir kere, midesiz." komiserin konuşmasına fırsat vermeden hızla söze girdi yeniden. "ayrıca her sosu makarnaya uyduramazsın, enfesti."
"ayrıca her sosu makarnaya uyduramazmışım..." dedi kızıl söylenerek. "iyi, artık sevgili öğrencinin abisi hapishanedeyken malzemeleri götürürsün yapar sana makarna!"
omzunu silkti, genç kadın. "yapar..." dedi. "iyi fikir."
kızıl komiser ayağa kalktı, derin bir nefes alarak yeni çıkmaya başlayan sakallarını sıvazladı. ardından, "ne makarnası lan?" diyerek sordu kendi kendine. tek sorunları makarna mıydı şu an?
ellerini göğsünde meslekteki alışkanlığından ötürü birleştirerek, "kod adını nerede kullanıyor bu şerefsiz?" diyerek sordu. aybike ise gözlerini kocaman araladı. "düzgün konuşsana ya, dikkat o ağzından çıkan kelimelere!" dedi uyarırcasına.
ayağa kalktı, önünde dikildi ve işaret parmağını tehdit edercesine salladı. "burası sorgu odan değil, özkaya." cevabını beklemeden ise yeniden yerine oturdu.
genç kadının uyarısına karşı sessiz bir kabulleniş içerisine girdi. biraz haklı olabilirdi çünkü sorgu odasında değildi. aybike'nin aksi bir tutumu olsa en başından aradığı adamın öğrencisinin abisi olduğunu söylemezdi.
"tamam..." dedi ve birleştirdiği ellerini ayırdı. genç kadının yanına nazikçe oturdu, kollarını bacaklarına yaslayıp önüne eğdiği başını usulca genç kadına doğru çevirdi. "kod adını nerelerde kullanıyordu? lütfedip söylerseniz bizi çok çok mutlu edersiniz, aybike hanım."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
öyle kolay aşık olmam / ayber
Fanficevlenmemek için annesinin ayarladığı buluşmalardan kaçan kızıl oğlan, kıvırcık saçlı kızla altı aylık bir sözleşme yapar.