29

17.5K 1.4K 228
                                    

Alara'nın omuzuna yasladığım başımı kaldırdığım gibi direkt karşımıza oturan Gökhan'a doğru baktım. 4'lü İETT koltukları olur ya, onlarda oturuyorduk işte. Neyse detaylara fazla takılmayın da Gökhan'ın bakışlarına takılın!

Gökhan gözlerini bir benim bir de Alara'nın arasında gezdirirken ne yapacağımı ve ne diyeceğimi bilemez bir vaziyetteydim. Şimdi kesin yanlış anlayacaktı. Evet, Yıldıray'ı seviyordum fakat doğru olmayan bir şey işime gelmezdi.

Arkama yaslanıp kollarımı önümde kavuşturdum. Benim bedenimdeki Yıldıray'ın Ruhu ise açık saçlarını kulağının arkasına yerleştirmekle meşguldü. Gökhan da öylece durmuş bir bana bir de ona bakıyordu.

Sonunda sessizliği bozan şey Gökhan'ın kıkırtısı olmuştu. "Ee?" Diye sordu güler bir vaziyette işaret parmağı ikimizi gösterirken. "Siz ne ara böyle yakın oldunuz?" Ardından indirdi ve gözlerini bende sabitledi.

"Biz yakın mıydık ki?" Direkt ağzımdan bu aptal soru çıktığı gibi Gökhan resmen götüyle gülmüştü. Bakışlarım istemsizce Alara'ya doğru kaydığında ise onun da Gökhan'ı izliyor olduğunu görmemle Gökhan'ı işitmem bir oldu, "ulan Yıldıray. Ne taş-" sanırım küfür edecekti fakat Alara'yı fark ettiği gibi dudaklarını birbirine bastırmıştı.

"Sorun değil." Dedi Alara birden. "Rahat rahat konuşabilirsin Gökhan."

"Öyle mi?" Diye sordu Gökhan hafiften şaşırırken. "Kızlar küfür sevmez sanıyordum."

"Ben biraz farklıyım da." Allah aşkına şunun dediği şeye bakar mısınız?

Zaten buradaki tek kız mantıksal olarak bir erkeğin bedenindeydi.

Güldüm. "Evet, o biraz farklı. Yani onun yanında istediğin gibi davranabilirsin Gökhan." İmayla Alara'ya doğru baktım. "O da bizden."

Alara bu imayı anladığı gibi gülerken Gökhan ise ikimize doğru şaşkınca bakıyordu. "Pekala," dedi derin bir nefes verirken aynı zamanda son harfi uzatmış olarak. "Madem Alara da bizdenmiş açık açık konuşacağım."

Nefesimi tuttuğumda tahmin ettiğim şeyi sordu, "ikiniz son bir haftadır baya bir yakınsınız. Sanki birbirinizi yıllardır tanıyor gibisiniz. Halbuki siz en son 10.sınıfta birbirinizi görmemiş miydiniz?" Ardından bakışlarını bana doğru çevirdi. "Yoksa ben mi yanlış biliyorum?"

İnan aramızda doğrunun ne olduğunu bilen yok ki Gökhan.

"Nerden çıkardın bunu?" Diye sordu direkt yanımda duran Alara. Bunu söylerken bile omuzlarımız birbirine çarpıyordu deminki yakınlığımız yüzünden. Hem de koltukta yer olmasına rağmen birbirimize yapışıktık.

Gökhan'ın dudakları hafiften yukarı doğru kıvrılırken "demin otobüse bindiğimde sanırım sizi gördüğümden bihabersiniz." Dedi. "Yıldıray başını senin omzuna yaslamıştı."

"Yaslayamaz mı yani?" Diye sordu Alara agresifçe. Bunu duyan Gökhan'ın yüz ifadesi direkt düşmüştü.

"Hayır... yani... yaslayabilir tabii ama bunun için aranızda bir şeyler olması gerekir değil mi?" Bakışları ardından beni bulduğunda ne diyeceğimi hâlâ bilmediğim için sadece susmakla yetiniyordum.

"Neyi öğrenmek istiyorsun yani?" Yıldıray'ın Ruhu sanırım bugün ters tarafından uyanmıştı.

"Ya... beni yanlış anlamayın. Sadece aranızda bir şey varsa bilmemiz gerekir değil mi?" Ardından tekrardan bana doğru döndü. "Mesela sana bunu önceden sormuştum Yıldıray. Bana bunu anlatabilirdin. Dostuz sonuçta."

"Aramızda bir şey yok." Dedim direkt daha fazla dayanamazken. Yoktu çünkü, yoktu! Kelime oyunu yapmanın ne gereği vardı?

"Sadece çok yorulmuştum." Diye açıklamama devam edip otobüsün camını bakışlarımla işaret ettim. "Başını otobüs camına yaslamamış insan yoktur diye tahmin ediyorum şu dünyada. Hiç konforlu değil. Alara'yı da durakta gördüğüm gibi beraber binmiştik zaten otobüse. Sonrasını da sen tamamla Gökhan."

Alara'nın bakışlarını üzerimde hissedebiliyordum. Acaba bu açıklamam ona nasıl gelmişti bir yandan merak etmiştim. Bu durumda bile bir umut benden hoşlanmış olmasını diliyordum bir zavallı gibi.

Gökhan güldü. "Ciddi misiniz yani?"

Bu çocuğun derdi neydi gerçekten?

Kafamı Alara'ya doğru çevirdiğimde onun tepkisiz bir şekilde Gökhan'a bakıyor olduğunu gördüğüm gibi başımı salladım. "Ciddiyiz tabii ki. Arkadaşız sadece."

Ben de aldım başımı gidiyorum friendzoneluğa.

Gökhan rahatlamış gibi derin bir nefes verdi. "İyi o zaman." Ona doğru merakla baktığımda Alara'ya doğru konuştu, "bak bu aramızda kalacak ama tamam mı Alara? Demin gereksiz bir tepki vermiş olabilirim çünkü biz geçen gün Yıldıray'la bu konuyu konuşmuştuk zaten. Yıldıray'la aranızda bir şey var mı yok mu diye sormamın nedeni Doğukan. Doğukan sana karşı boş değil ve bugün de bir nevi seni aramıza çağırmamızın sebebi de bu."

Kalbime bir sızı girdiğinde devam etti. "Madem Yıldıray'la bu garip yakınlaşmanız arkadaşlıktanmış o zaman soruyorum, Doğukan'ı nasıl buluyorsun? Tamam henüz onu yakından tanımaya fırsatın olmadı fakat bu fırsatı bugün kullanabilirsin. Eğer o da senin hoşuna giderse gerçekten de birbirinize çok yakışan bir çift olacaksınız."

Lan ne diyor bu?!

Sakin kalmaya çalışmak istercesine Alara'ya dönüp baktığımda kaşlarını çatmış olduğunu görmemle tuttuğum nefesimi nihayetinde verdim. Ne Doğukan'ı? Ne çifti? Gerçekten de Doğukan benden hoşlanıyormuş!

"Ee, ne diyorsun?" Gökhan, Alara'ya doğru beklentiyle baktığında Alara'nın bakışları işte o an bana doğru kaymıştı.

Fikrimi mi öğrenmek istiyordu? Doğru ya, ne de olsa Alara bendim. Benim adıma bir karar vermek istemiyor olmalıydı, fakat biliyordu ki benim aslında onu sevdiğimi. Ben onu bu denli severken bırakın Doğukan ile bir şeyler olmayı, Doğukan'ın varlığı bile beni etkilemezdi ki.

Ama işte o an aklıma bir şey gelmişti.

Gerçekten de Yıldıray'ın benim hakkımda ne düşündüğünü, bu süre zarfında ona bir şeyler hissettirebilmiş miyim yoksa hissettirememiş miyim çok merak ediyordum. Acaba beni kıskanır mıydı?

O yüzden de kirli oynamaya karar vererek Alara'ya doğru şunu söyledim, "bence bu iyi bir fikir olabilir. Gökhan'ın da dediği gibi Doğukan'ı bir tanımaya çalış derim. Belki sen de ondan hoşlanabilirsin. Tanışmaktan zarar gelmez."

Alara'nın bakışları birden değişirken bozuntuya vermemeye çalışarak arkama doğru yaslandım. Acaba Yıldıray'ın Ruhu gerçekten de Alara'nın Doğukan ile yakınlaşmasını isteyecek miydi, gerçekten de bana dair hiçbir duygusu bul-

"Hayır." Alara'nın sesini duymamla direkt ona doğru dönmem bir oldu. Direktmen Gökhan'a doğru bakıyordu. "Ben kimseyle falan tanışmak istemiyorum. Kendi halimden gayet memnunum."

Ağzım neredeyse açık kalmış bir şekilde onu dinliyordum.

"Neden ki?" Diye sordu Gökhan her şeyden habersiz. "Gerçekten kalbi temiz bir çocuk ve gerçekten senden hoşlanıyor. En azından bir tanışmayı..."

"Lan anlamıyor musun?" Alara'nın sesi neredeyse bana ait olamayacak kadar sertti. "Tanışmak istemiyorum kardeşim. Zorla mı?" Resmen sinirle soluyordu. "Geldiğime pişman ettirtmeyin beni!"

Yıldıray'ın Ruhu kıskandı mı yoksa bana mı öyle geliyor?!

Sonunda gelmemiz gereken durağı ilk fark eden de o olmuştu hatta. Ani bir hışımla yanımdan kalktı ve inmek için düğmeye bastı.

RUHU RUHUMA Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin