Kitap için bölüm günleri belirledim ama bu günler pazartesiden itibaren geçerli olacak. Bu hafta tatil olduğu için her gün bölüm atmaya çalışacağım. Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın. İyi okumalar.
★
"Karnıma bir kez dokunmana izin vermiş olmam her zaman dokunmana izin vereceğim anlamına gelmiyor." dedi Helena, Regulus'la birlikte bir pastanede yan yana otururlarken. "Sadece geceleri uyumadan önce karnımı okşayıp sonra da ona iyi geceler demene izin veririm o kadar."
"Karnına sadece geceleri birkaç saniye dokunmam yeterli olmaz. En az yarım saat temas hâlinde olmamız gerekiyormuş. Diğer türlü bebeğe büyümü yeteri kadar aktaramam ve sadece senin büyünden beslenirse bir süre sonra bazı büyüleri yapamaz hâle gelirsin."
"Peki tamam." dedi Helena isteksizce, Regulus ona inanmama ihtimaline karşın kitapta yazanları gösterirken. "Kitabı gözüme sokmayı bırak."
Cümlesinin peşi sıra Regulus kitabı geri çekip okumaya devam ettiğinde Helena da poğaçasından bir ısırık daha aldı. "Hani biz şimdi kimseye haber vermeden evlendik ya." dedi sonra da. "Bir de Grimmauld Meydanı'nda yaşamak yerine ayrı eve çıktık. Annenle baban çok sinirlenmedi mi?"
"Sinirlendiler. Hatta sen uyurken annem eve Çığırtkan gönderdi. Seni uyandırmasın diye bahçede açtım. Sonra da bir Muggle'a unutturma büyüsü yapmam gerekti."
"Unutturma büyüsü mü yapman gerekti?"
"Evet, yan komşumuz bir Muggle ve bahçesindeki çimleri biçerken bana bağıran mektubu görünce epey korktu. Ben de gördüğü şeyi ona unutturmak zorunda kaldım. Bu arada gerçekten kilolu birini görmek istiyorsan o adama bakman gerekiyor. İsmi Vernon'du herhalde. Onun karısı da hamileymiş."
"Tanrı aşkına sen bir Muggle'la sohbet mi ettin?"
Helena şaşkınlık dolu bir ses tonuyla konuştuğunda, "Bağırmasana." diye uyardı onu Regulus. "Ben artık eskisi gibi düşünmüyorum." diye ekledi sonra da kısık bir ses tonuyla. "Muggle'ların ya da Muggle doğumluların ölmesi gerektiğini düşünmüyorum yani."
"Ama sen hâlâ-"
"Ölüm Yiyen'likten istifa edemezsin Helena. Ölüm Yiyen'liği bırakmak istersem Karanlık Lord beni öldürür. Sadece beni de öldürmez, beni cezalandırmak için ilk önce sizi - anladın işte."
"Keşke en başında beni dinleseydin Regulus." dedi Helena üzgün bir ses tonuyla. "Sana bunu yaparsan pişman olacağını söylemiştim."
"Evet söylemiştin." dedi Regulus ve yeniden konuşmadan önce içini çekti. "Her zaman haklı olmak yormuyor mu?"
"Yoruyor tabii yormaz mı?" dedi Helena ve poğaçasından bir ısırık daha aldı. "Düğün işi ne olacak şimdi?"
"Annemle babamın siniri geçince yaparız muhtemelen."
"Peki ben düğün yapmak istemezsem ne olacak?"
"Annem başka bir sinir krizi daha geçirir. Ama istiyorsun değil mi?"
Helena sorusuna cevap vermeden önce duraksadığında, "Düğünler çok sıkıcı oluyor." dedi. "Ama gelinlik giymek istiyorum. İlk danstan sonra kaçacaksak olur."
"Kendi düğünümüzden mi kaçacağız?"
"Evet, çocuğumuza anlatacağımız bir anımız da olur işte ne güzel."
"Sonrasında annemden bir Çığırtkan daha alacağım kesin ama tamam anlaştık. Kalkalım mı artık?"
"Olur. Eve gitmeden önce de biraz yürüyüş yapalım."
Regulus başını tamam anlamında sallayıp ayağa kalktığında Helena da onun peşi sıra ayağa kalktı. Sonra da pastaneden çıkıp yan yana yürümeye başladılar.
"Regulus." dedi Helena yavaş adımlarla yürürlerken aniden durup bakışlarını gökyüzündeki yıldızlara çevirmişti. "Küçükken Sirius'la birlikte üçümüz çimenlere uzanıp yıldızları izlerdik hatırlıyor musun? Siz bana isminizi aldığınız yıldızları gösterirdiniz. Sonra hanginizi daha çok sevdiğime dair iddiaya girerdiniz."
"Sen de hiçbir zaman kimi daha çok sevdiğini söylemezdin."
"Seni daha çok seviyordum. Sirius benim için hep bir abi gibiydi ama sana aşıktım."
"Sen... o zamandan beri mi?"
"Evet, o zamandan beri. Nişanlanacağımızı öğrendiğim gün bu yüzden çok mutlu olmuştum. Ama mutluluğum çok kısa sürdü."
Helena'nın sözlerini uzun bir sessizlik takip ettiğinde Regulus aniden Helena'nın arkasına geçip, "Panik yapma ama takip ediliyoruz." dedi kısık bir ses tonuyla.
"Takip mi ediliyoruz?"
Helena da Regulus gibi kısık bir ses tonuyla konuşurken Regulus aniden arkasına dönüp Helena'nın görmediği bir yere bir lanet savurdu. Sonra da Helena'yı hızla yanlarındaki ara sokağa soktu.
"Burada bekle."
"Benim de asam var."
"Aynı zamanda karnında da bebek var. Burada bekle."
"Regulus-"
"Bekle dedim Helena. Sadece dediğimi yap."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DAİMA SAF 【Regulus Black】
FanfictionHelena Fawley kendisini bir anda çocukluğundan beri aşık olduğu Regulus Black ile nişanlı hâlde bulduğunda epey mutlu olmuştu. Ancak bu mutluluğu önce Regulus'un melez bir cadı olan Annabelle White'a aşık olduğunu öğrenmesiyle sarsılmış, sonrasınday...