9-Ballı Süt

2.6K 250 162
                                    

Regulus, Helena'nın odasının kapısını çalıp içeri girdiğinde onu bıraktığı gibi yatağında uzanır hâlde buldu. Sonra da yanına doğru ilerleyip elindeki tepsiyi komodinin üzerine bıraktı.

"Helena biraz konuşabilir miyiz? Seninle küs olarak uyumak istemiyorum."

Sözlerini uzun bir sessizlik takip ettiğinde, "Sana ballı süt getirdim." dedi yatağın kenarına oturarak. "Yanında da çikolata parçacıklı kurabiye var."

Bir kez daha sözlerini uzun bir sessizlik takip ettiğinde, "Özür dilerim." dedi bakışlarını yerdeki halıya çevirerek. "Kiminle görüşüp kiminle görüşmeyeceğine karışamayacağımı biliyorum. Ama seni sevdiğini bildiğim biriyle görüşme ihtimalin beni rahatsız ediyor. Benim Annabelle'le görüşmem de seni rahatsız ederdi. Normal evliler gibi değiliz belki ama sonuç olarak evliyiz. Ben..." Konuşmasına devam etmeden önce derin bir nefes aldı. "Seni hak etmediğimi biliyorum. Ama yine de seni kaybetmek istemiyorum. Bu yüzden Barty'nin seni ikna etme ihtimali beni çok korkutuyor. Belki bencilce ama hep benimle kalmanı istiyorum. Eğer siz bir araya gelirseniz... ben yine yapayalnız kalırım. Sirius beni hiçbir zaman terk etmeyeceğini söylemişti ama beni terk etti. Şimdi sen de beni terk edersen... ben..."

Tüm engel olma çabalarına rağmen gözyaşları yanaklarını ıslatmaya başladığında, "Özür dilerim." dedi boğuk bir ses tonuyla. "Bana ne oldu bilmiyorum. Sirius gittikten sonra kendimi bir türlü toparlayamadım. Aslında olmadığım birine dönüştüm. Ben böyle biri değildim. Yemin ederim."

Sesi öylesine çaresiz çıkmıştı ki Helena kendisine engel olamayarak doğruldu. "Ne olmamızı istiyorsun?" diye sordu sonra da. O da Regulus gibi bakışlarını halıya çevirmişti. "Eskisi gibi arkadaş mı yoksa gerçekten evli mi?"

"Ne önemi var ki? İkisinin de hiçbir zaman olmayacağını söylemiştin."

"Eskisi gibi arkadaş olmak mı istiyorsun yoksa gerçekten evli mi?" diye sordu Helena yeniden ve Regulus sorusuna cevap vermeden önce bir süre duraksadı.

"Gerçekten evli olmak istiyorum."

Fazlasıyla kısık bir ses tonuyla konuştuğunda, "O zaman çabala." dedi Helena. "Seni affetmem için çabala. Seni yeniden sevmem için çabala. Sana seni affedeceğimin garantisini veremem ama çabalarsan en azından seni affetme ihtimalim olur. Bir ihtimal için çabalar mısın bilmiyorum tabii ama-"

"Çabalarım." dedi Regulus. "Çabalayacağım." Yeniden konuşmadan önce derin bir nefes aldı. "Sarılabilir miyiz? Sadece birkaç saniye."

"Tamam." dedi Helena kollarını iki yana açarak. "Sadece birkaç saniye."

Regulus beklemeden kolları arasına girerken yüzünü boynuna gömdü. Birkaç saniye sonraysa hiç ayrılmak istememesine rağmen geri çekildi.

"Ben gideyim artık. İyi geceler."

"Uyumadan önce karnıma yarım saat dokunman gerekmiyor muydu?" diye sordu Helena, Regulus ayağa kalkmak üzereyken. "Onu tek başıma yapmadım değil mi? Sen de onunla büyünü paylaşmalısın."

Regulus, Helena'nın dediği şeyle birlikte tebessüm ederken, "Haklısın." dedi. Sonra da Helena'nın üzerindeki tişörtü yukarıya çekip karnını açığa çıkardı. "Tek başına yapmadın. Birlikte yaptık."

"Bu durum çok hoşuna gidiyor değil mi?" diye sordu Helena, Regulus elini çıplak karnının üzerine koyarken. "Onu birlikte yapmış olmamız yani?"

"Elbette gidiyor. O olmasaydı seni yeniden kazanma ihtimalim olmazdı."

"Çok küçük bir ihtimalden bahsediyoruz. Fazla umutlanma."

"Çok geç, umutlandım bile." dedi Regulus ve yeniden konuşmadan önce yüzündeki tebessüm bir gülümsemeye dönüştü. "Sence kız mı olacak yoksa erkek mi?"

"Kız." dedi Helena. "Hatta onu rüyamda bile gördüm. Tıpkı benim gibi kızıl saçları vardı ama gözlerini senden almıştı. Onu omuzlarında gezdiriyordun. İkiniz de kahkaha atıyordunuz. Biraz büyüdüğü zaman onu omuzlarında gezdirirsin değil mi? Uçmayı da öğretir misin? Ya da bisiklet sürmeyi? Benim babam bunların hiçbirini yapmadı ama normalde babalar bunları yapıyormuş. Hatta kızlarının saçlarını tarayan babalar bile varmış. Benim babam hiç... saçlarımı okşamadı bile..."

Cümlesinin sonlarına doğru sesi titrediğinde Regulus boştaki elini Helena'nın saçlarında gezdirdi. "Eğer kız olursa." dedi sonra da saçlarını okşamaya devam ederek. "Saçlarını taramakla kalmayıp öreceğim. Ama bunun için senin saçlarınla alıştırma yapmam lazım. Yapabilir miyim?"

"Tabii." dedi Helena yüzünde buruk bir tebessüm oluşurken. "Yapabilirsin."

"Onu omuzlarımda taşıyabilmek için de alıştırma yapmam gerekiyor. Bisiklet sürmeyi ben de bilmiyorum ama onu da birlikte öğrenebiliriz."

"Bisiklet Muggle eşyası olduğu için mi nasıl sürüleceğini bilmiyorsun?"

"Büyücü eşyası olsaydı da babam bana sürmeyi öğretmezdi. Bu konuda senin babanla yarışamaz tabii ama o da hiç iyi bir baba değil."

Cümlesinin peşi sıra aralarında uzun bir sessizlik oluştuğunda, "Sadece iyi bir baba olmak için değil, iyi bir eş olmak için de çabalayacağım bundan sonra." dedi Regulus. "Ve aynı şey olmayacak biliyorum ama..." Dudaklarını Helena'nın alnına bastırdığında ikisininin de gözleri kapandı. "Eğer istersen babanla yapamadığın her şeyi birlikte yapabiliriz."

DAİMA SAF 【Regulus Black】Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin