"Regulus." dedi Helena sinir olmuş bir ses tonuyla. Regulus mutfakta kahvaltı hazırlarken kendisine arkasından sarılıp ellerini karnının üzerine koymuştu. "Bebeğine sarılma bahanesiyle bana sarılmayı keser misin?"
"Bebeğime sarılma bahanesiyle sana sarılmıyor. Bebeğime sarılabilmem için mecburen sana da sarılmam gerekiyor."
"Ona sarılmak için doğuma kadar bekle o zaman. Ellerini üzerimde istemiyorum."
"O kadar bekleyemem." dedi Regulus usulca karnını okşarken. "Doğuma daha aylar var."
"Regulus üç saniye içinde ellerini üzerimden çekmezsen kafanı kıracağım."
"Bebeğim görüyorsun değil mi annen beni tehdit ediyor?"
"Regulus!"
"Tamam ellerimi üzerinden çektim sakin ol." dedi Regulus geri çekilerek. Birkaç saniye sonrasındaysa Helena'yı tezgahın üzerine oturttu. "Gerisini ben hallerim. Al sen çilek ye."
Helena bir şey söylemeden çilekleri elinden alırken bir süre çilek yiyip kahvaltı hazırlayan Regulus'u izledi. Sonra da yüzünde oluşan hafif bir tebessümle birlikte karnını okşadı. Dün geceden beri Regulus'la gerçekten bir aile olmanın hayalini kuruyordu ve içi kıpır kıpırdı.
"Regulus." dedi elindeki çilekten bir ısırık aldıktan sonra neşeli bir ses tonuyla. En son ne zaman bu kadar neşeli hissettiğini hatırlamasa da bugün kendisini çok neşeli hissediyordu. Regulus kendisiyle küs uyumak istememişti, ona zorla bir şeyleri kabul ettirmeye çalışmak yerine düzgün bir dille nasıl hissettiğini anlatmıştı. Kendisiyle gerçekten evli olmak istediğini ve onu affetmesi için çabalayacağını söylemişti. Hatta kendisiyle birlikte içinde ukte kalan her şeyi yapmak istediğini bile söylemişti.
İçinde ukte kalan çok fazla şey vardı ama bu bile kendisini üzmüyordu şimdi.
"Ben bir şey yaptım. Ama bunun için bana kızamazsın. Karnımda bebek var sonuçta. Karnında bebek olan insanlara kızılmaz."
"Barty'yi kahvaltıya mı çağırdın?"
Regulus sıkkın bir ses tonuyla konuştuğunda, "Hayır." dedi Helena ve yeniden konuşmadan önce derin bir nefes aldı. Regulus'un kendisine kızmayacağını umsa da yine de biraz tedirgin olmuştu. "Sirius'u çağırdım."
Sözlerini uzun bir sessizlik takip ettiğinde, "Sirius'u mu çağırdın?" diye sordu Regulus afallamış bir hâlde.
"Evet. Onunla barışmanız gerekiyor."
"O mankafayla barışmayacağım ben." dedi Regulus kesinkes. "Buraya da gelmesin, gitsin gerçek kardeşiyle kahvaltı yapsın."
"Onun gerçek kardeşi sensin."
"Hayır." dedi Regulus ve ne kadar gizlemeye çalışırsa çalışsın sesindeki acıyı gizleyemedi. "Onun gerçek kardeşi Potter."
"En azından konuşun." dedi Helena. "Benim için olmaz mı?"
Regulus olmaz demek üzereyken bakışlarının Helena'nın bakışlarıyla buluşmasıyla birlikte duraksadı. "Tamam." dedi sonra da hevesi kırılmasın diye. Zaten bugüne kadar hevesini yeterince kırmıştı, şimdi bir daha kıramazdı. "Senin için."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DAİMA SAF 【Regulus Black】
FanfictionHelena Fawley kendisini bir anda çocukluğundan beri aşık olduğu Regulus Black ile nişanlı hâlde bulduğunda epey mutlu olmuştu. Ancak bu mutluluğu önce Regulus'un melez bir cadı olan Annabelle White'a aşık olduğunu öğrenmesiyle sarsılmış, sonrasınday...