Oy sınırı 50, yorum sınırı 60. İyi okumalar.
★
Helena yatağında sırtüstü uzanırken Regulus da yanına uzanıp elini karnının üzerine koymuştu. Evlendikleri günden beri her gece yaptıkları bir şeydi bu. Regulus her gece en az yarım saat büyüsünü bebekleriyle paylaşıyordu. Sonra da kendi odasına dönüyordu.
Aslında sadece geceleri değil bulduğu her fırsatta karnına dokunuyordu. Aynı zamanda karnını öpüp bebekleriyle konuştuğu bile oluyordu.
Helena'nın hamile olduğunu öğrendiğinde hissettiği ilk duygu şaşkınlık, sonrasında hissettiği duyguysa üzüntü olmuştu. Bebeğini istemediği için üzülmemişti ama. Regulus'un bebeğini istemeyeceğini, onu hiçbir zaman sevmeyeceğini düşündüğü için üzülmüştü.
Bebeğinin de kendisi gibi babası tarafından hiç sevilmeyeceğini, her zaman bir yanının eksik olacağını düşünmüştü.
Ama düşündüğünün aksine Regulus onu sevmişti. Hem de sırf ona hamile olduğu için kendisinin üzerine titreyecek, ultrason fotoğrafını odasının duvarına asacak kadar çok sevmişti.
Bu yüzden çok mutlu olsa da bir yanı hamileliği bittiği zaman Regulus'un eski hâline dönmesinden çok korkuyordu.
Kendisine iyi davranmasının tek sebebi hamile olmasıysa bebek doğduktan sonra kendisine yine kötü davranmaya mı başlayacaktı?
"Helena uyudun mu?"
Regulus'un sorusuyla birlikte gözlerini açtığında, "Hayır." diye mırıldandı. "Ne oldu?"
"Aklıma bir şey takıldı." dedi Regulus. "Hani sen çocukluğundan beri bana aşık olduğunu söylemiştin ya. O zaman niye Barty'yle sevgili oldun?"
"Aşkım tek taraflıydı çünkü." dedi Helena. "Ben de Barty'ye bir şans vermek istedim."
"Sevgililiğiniz çok kısa sürmüştü diye hatırlıyorum. Ona bir şans verdiğin için hemen pişman mı oldun?"
"Ona bir şans verdiğim için pişman olmadım, başka birini sevdiğim için onu kullanıyormuşum gibi hissettim. Ayrılma sebebimiz buydu. Yoksa Barty gerçekten harika biri."
"Kocana başka bir erkeğin harika biri olduğunu söylemen hiç hoş değil."
"Nişanlına başka bir kadının ona kıyasla çok güzel olduğunu söylediğin günlere say. Hem yarım saat dolmadı mı hâlâ? Kendi odana dönsene sen."
"Dolmadı." dedi Regulus ve yeniden konuşmadan önce doğrulduğunda Helena'yla göz göze geldi. "Barty'nin karnına dokunmasına izin vermiyorsun değil mi? Bebeğimizin onun sihrini hissetmesini istemiyorum."
"Karnıma benim haricinde dokunan tek kişi sensin." dedi Helena. "Hadi git artık." diye ekledi sonra da. "Uyuyacağım ben."
"Yarım saat dolmadı. Hem ben senin yanındayken de uyuyabilirsin."
"Tüm gece yanımda uyuyasın diye mi?"
"Biz evliyiz. Niye birlikte uyumamamız konusunda bu kadar ısrarcısın anlamıyorum."
"Nişanlılık dönemimizi düşün. O zaman anlarsın."
***
Helena çayından küçük bir yudum alırken, "Evlilik tarihinizi erkene alma sebebiniz bu mu?" diye sordu Druella, konuşurken karnına bakıyordu ve bu da Helena da kollarını karnına dolama isteği uyandırıyordu.Walburga kendisini çay içmeye davet ettiği için öğleden sonra onun evine gelmişti ve Walburga ile yalnız olacaklarını düşünse de Druella Black ile kızı Narcissa Malfoy'un da Grimmauld Meydanı'nda olduğunu görmüştü.
Druella'nın sorusuna karşılık bir şey söylemediğinde Druella da sonunda bakışlarını Helena'nın karnından ayırıp Walburga'ya döndü. "Oğlunu evlendirmeden önce gelininin kısır olmadığından emin olmak mı istedin yoksa Walburga?" diye sordu sonra da alaylı bir ses tonuyla.
Helena daha önce Druella ile Walburga'nın birbirlerinden hiç hoşlanmadıklarını duymuş olsa da ikisinin birbirlerine bakışlarından aralarındaki şeyin hoşlanmamadan ziyade nefret olduğunu görebiliyordu.
"Ah evet." dedi Walburga, aynı Druella gibi alaylı bir ses tonuyla. "İki kızın da evlendikten yıllar sonra hamile kalabildikleri için kocalarının aileleri bunu yapmadıkları için pişman olmuş olmalılar. Ama benim gelinim bunun için yıllarca beklememize gerek kalmadan karnında Black'lerin varisini taşıyor."
"Bundan o kadar emin olma derim." dedi Druella. "Bebek kız da olabilir. Çayın bittiyse biz gidelim artık Narcissa."
Tıpkı Helena gibi annesiyle halasının konuşmalarına hiç dahil olmayan Narcissa başını tamam anlamında sallayıp ayağa kalktı. Tıpkı annesi gibi sarı saçları olsa da onda da Black'lere özgü gri gözler vardı.
Druella ve Narcissa'nın evden ayrıldıktan sonra Helena'yla Walburga'nın arasında uzun bir sessizlik oluştu.
"Erkek olacak."
Walburga çayından son bir yudum alıp fincanını masanın üzerine bırakırken konuştuğunda Helena, kız da olabilir, demek istese de bunun yerine sessiz kalmayı tercih etti.
Eğer karnındaki bebek kızsa bu Walburga'nın hiç de hoşuna gitmeyecekti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DAİMA SAF 【Regulus Black】
FanficHelena Fawley kendisini bir anda çocukluğundan beri aşık olduğu Regulus Black ile nişanlı hâlde bulduğunda epey mutlu olmuştu. Ancak bu mutluluğu önce Regulus'un melez bir cadı olan Annabelle White'a aşık olduğunu öğrenmesiyle sarsılmış, sonrasınday...