13-Alkol Yasağı

2.6K 267 226
                                    

Kısa oldu ama sonunda bölüm yazmayı başardım. Oy vermeyi ve bol bol yorum yapmayı unutmayın. İyi okumalar.

Regulus, Helena'nın kaldığı odaya hızla girerken onun uyanık olduğunu görerek derin bir nefes aldı. Sonra da yatağının yanındaki sandalyeye oturup bir elini karnına diğer elini de yanağına götürdü.

"İyi misiniz?"

Helena şaşırtıcı bir şekilde yanağındaki elini uzaklaştırmak yerine yanağını eline yaslarken, "Evet." dedi güçsüz bir sesle. "Şifacı stres yaptığım için sancım olduğunu söyledi. Stres yapmamam gerekiyormuş."

"Özür dilerim." dedi Regulus, sesi suçluluk doluydu. "Oraya gittiğim zaman çok stres olduğunu biliyorum. Ama gitmeme şansım yok. Eğer gitmezsem-"

"Biliyorum Regulus." dedi Helena sözünü keserek. "Oraya gittiğin için seni suçlamıyorum. Keşke en başında bu işe hiç bulaşmasaydın ama olan oldu artık. Eve gidebilir miyiz? Burayı hiç sevmiyorum."

"Sirius birkaç saat daha gözetim altında tutulman gerektiğini söyledi. Şifacı öyle söylemiş."

"Sirius nerede?"

"Kapıda bekliyor. Bana karın doğum yapıyor çabuk hastaneye Cisimlen diye Patronus gönderdi manyak. Benim de aklıma bu kadar erken doğum yapamayacağın gelmedi, cidden doğum yapıyorsun sandım."

"Sancım var deyince doğum yapıyor sandım ne yapayım?" diye kendini savundu Sirius içeri girerken. Elindeki tepside dört şişe Ateş Viskisi vardı.

"Niye elindeki tepside dört şişe Ateş Viskisi var?" diye sordu Regulus.

"Niye olacak, içelim diye." dedi Sirius. "Hepimize birer tane getirdim."

"Bebeğe de mi Ateş Viskisi getirdin?" diye sordu Regulus, Sirius'a inanamıyormuş gibi bakarak.

"Evet, yeğenimi dışlayacak hâlim yok ya."

"Tanrı aşkına Sirius alkol tüketemem." dedi Helena. "Bu hamileyken yapılamıyor."

"Ciddi olamazsın."

"Son derece ciddiyim."

"Tanrım hiçbir kızı hamile bırakmayacağım." dedi Sirius dramatik bir iç çekişle. "Hiçbirine bu kötülüğü yapamam. Dokuz ay boyunca alkol yok. Korkunç."

"Keşke tek sorun alkol tüketememek olsaydı." dedi Helena. "Asıl sorun bitmek tükenmek bilmeyen mide bulantıları. Yakında dev bir balkabağına dönüşeceğim gerçeği de var tabii. Doğum anından bahsetmiyorum bile. İçimden bir insan çıkacak."

"Ve tüm bunlara rağmen hamile kaldın." dedi Sirius, şimdi Helena'ya fazladan bir kafası varmış gibi bakıyordu. "Kafayı mı yedin sen?"

"Hayır yemedim." dedi Helena. "Tüm bunlara rağmen o daha doğmadan benim hayatımdaki en değerli insan oldu. Onu kucağıma alacağım anın hayalini kurup duruyorum. Doğduktan sonra yapacağımız şeyleri düşünerek mutlu oluyorum. Dev bir balkabağına dönüşecek olmak hoş değil tabii ama yine de karnım büyüdükçe de mutlu oluyorum çünkü bu onun büyüdüğü anlamına geliyor. O benim küçük insanım ve dünyadaki en sevdiği insan ben olacağım. Bu bütün çektiklerime değer."

"Hâlâ kafayı yediğini düşünüyorum." dedi Sirius ve Regulus yataktaki yastıklardan birini alıp Sirius'a fırlattı.

"Karıma kafayı yediğini söyleme."

"Ama kafayı yemiş." dedi Sirius yastıktan kaçınırken. "Kafayı yemiş bir insanla karşılaştığın zaman vatandaşlık görevini yerine getirerek ona kafayı yediğini söylersin."

"Burada kafayı yemiş tek bir insan var o da sensin." dedi Regulus, Sirius'a ters ters bakarak.

"Tanrım minik Reggie büyümüş de karısını savunuyor. Bu inanılması çok güç bir durum."

"Ben on sekiz yaşındayım."

"Ve bu sayı sana gerçekten büyük göründü öyle mi? Kabul et ya da etme baba olmak için çok gençsin. Ve sen de anne olmak için çok gençsin."

"Biliyorum." dedi Helena, eli Regulus'un karnının üzerindeki elinin üzerinde duruyordu. "Ama olan oldu artık."

"İyi ki de oldu." dedi Regulus. "Yoksa Helena'mı geri kazanmak için bir şansım olmazdı."

DAİMA SAF 【Regulus Black】Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin