on iki

127 16 33
                                    


yirmi7, Birol Namoğlu - Muhtemel Aşk

-

/

Uyandığımda komodinin üstünde bir bardak su, dünki haplar ve bir adet not gördüm. Notu elime alıp gözlerime yaklaştırdım.

"İlacını iç. Yarınki defile için güç topla, iyileş. Görevli olacaksın. İşe geç kalma.
- Jeff Satur."

Verdiği emirlerin sevimliliği gülümsememi sağlarken telefondan saate baktım. Geç kalmamanın verdiği rahatlıkla yataktan kalkıp üstümü giyindim. Bir otobüsü çevirip ofise doğru yol aldım.

-

"Merhaba, yarınki ortak defile için yetkili olan tüm ekibinizi toplantı odasına alabilir miyim?" Dedi Bay Jeff'in karşısındaki adam. Bay Jeff yüzündeki sakinliği ve ifadesizliği koruyarak konuştu. "Tabii."

Elime not defterimi de alıp ayağa kalktım, Bay Jeff ise toplantı olduğunu toplantıda bulunacak olan tüm ekibe duyurduktan sonra odasına geri girdi. Wichapas yanımıza geldi ve üçümüz de aynı anda toplantı odasında yerlerimizi aldık.

Bay Jeff karşıma oturunca her ne kadar nedenini bilmediğim bir telaşa kapılsam da dert etmemeye çalıştım, gözümü sunudan veya not defterimden ayıracağımı sanmıyordum.

Toplantıda defilede izleyiciye sunulacak tüm parçalar gösterilirken küçük küçük notlar aldım. Herkesin fikri ve görüşünü özetle ve kısaltarak defterin bir kenarına yazarken telefonum titreyince elimden kalemi bıraktım.

Öksürerek telefonun ekranını açtım, ellerimin titremesine aldırış etmemeye çalışıyordum.

Bay Jeff
Ceketimi almayı unutmuşum.

Tinnasit
yarın podyum hazırlanırken yanınıza getiririm
yıkamadım ama, aklınızda bulunsun

Bay Jeff
Tamam.

Telefonumun ekranını kapatıp masaya bıraktığım kalemimi elime aldım. Bay Jeff'e baktığımda elleriyle ağzını ve çevresini kapatmış, sunulan yeni sezon parçalarına ve karşı şirketin parçalarına dönmüştü. Yazın geliyor olmasıyla birlikte parçaların da rengi gittikçe pastelleşiyor, işler daha da yoğunlaşıyordu.

-

"Parçalar hazır mı!?" Dedi sahibini tanımadığım, yüksek bir ses. Bir başka tanımadığım ses yine aynı yükseklikte "Yarısı hazır!" diye bağırdı. Alana daha yeni geldiğimden olan bitenden pek haberim yoktu, Jakapan'dan duyduğum kadarına hakimdim.

Elimdeki ceketi bir an önce sahibine ulaştırıp bu yükten de kurtulmak için önümde duran bir kadına seslendim. "Bay Jeff nerde biliyor musunuz?" Dediğimde eliyle sağ taraftaki bölümü gösterdi. Zaten gitmem gereken ve Jakapan ile Wichapas'ın da bulunduğu nokta da orasıydı, gülümsedim.

Perdeyi elimde açıp içeri girdim. Etraf kargaşa içerisinde de olsa Jakapan'ı gördüm, yanına gidip omzunu dürttüm. Bana dönüp gülümsedikten sonra elimdeki ceketi kaşlarıyla işaret etti.

"Bay Jeff'in. Geri vereceğim, burada olduğunu söylediler." Dediğimde gülümsemesini genişletip konuştu. "Arkanda."

Arkama döndüğümde yanında güzel görünen bir kadınla gülüşen bir Bay Jeff gördüm. Tanıdık olduğum nazik dokunuşlarıyla kadının çıplak belinden tutuyor, tüm dikkatini yanındakinin dediklerine vererek onu dinliyordu. Gülümsemesi parlıyordu.

the truth untold ও jeffbarcodeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin