yirmi dokuz

117 11 22
                                    


"Biz geldik!" dedi Jakapan elindeki poşeti bana uzatarak, gülümseyerek aldıktan sonra yana doğru çekilip Wichapas'la içeri girmelerini izledim.

Daha sonra kapıyı da kapatıp mutfak tezgahına elimdeki poşeti bırakıp salona geçtim. Bay Jeff'in yanına oturduktan sonra karşımda kalan ikiliye baktım.

"Hoşgeldiniz..." dedi Bay Jeff mırıldanarak, yüzünden her hâli belli olduğu gibi bu sefer de siniri anlaşılır düzeydeydi. Biraz bana yaklaştı, kulağıma sokuldu. "Keşke gelmeseydiniz."

Bacağını çimdiklememle sesini alçak tutmaya çalışarak acıyla inledi, gülümsememi bozmadan Jakapan'la Wichapas'a bakmaya devam ettim. Bir şey demeden bakışıyorduk, bu durum yüzünden de gittikçe sinirlerim bozuluyordu.

"Dönüyorsun ya, onun şerefine pasta aldık!" dedi Jakapan heyecanla, gülümsemesi içimi ısıtırken ayağa kalktım. "Yiyelim madem."

Mutfağa doğru hızlı adımlarla gidip az önce tezgahın üstüne bıraktığım poşetten pastayı çıkardım, arkamda hissettiğim vücudun etkisiyle tam kafamı döndürüyordum ki dudaklarım Bay Jeff'in dudaklarını buldu.

Yavaş yavaş gözlerimi kapattım, hareketi durdurup kendimi Bay Jeff'e bıraktım. Bundan hoşlanmış olacak ki benimkilerin üstünde kıvırdı dudaklarını, belime doladığı kollarını daha da sıkılaştırdı.

Kollarını tuttum, dudaklarımızı ayırıp derin derin nefes almaya başladım ki ensemde hissettiğim sıcak dudakları irkilmeme sebep oldu. "Si-siz böyle devam ederseniz pasta yiyemeyeceğiz..." diye mırıldandım.

"Niye yemeyelim, koymuyor musun sen?"

"Koyuyorum tabii..." dedim elime bıçağı almaya çalışırken. Doğru düzgün hareket edemiyordum, adam öyle bir yapışmıştı ki arkama. Kıkırdadım, hoşuma gidiyordu. "Biliyorsunuz değil mi siz de ceva-"

Derken ensemi dişlediğini hissettiğimde dudaklarımın arasından sessiz bir inleme kaçırdım, kaşlarımı çatıp yüzümü onu görebilmek için biraz arkaya doğru çevirdim, gözlerimi gözleriyle birleştirdim. "Ba-bay Jeff!"

"Hm?"

"Eğer daha fazla hareket etmeme izin vermezseniz Jakapan'ı çağırırım." dediğimde güldü boğuk boğuk. Ona dönmemle birlikte vücudumu tezgahla kendi arasına iyice aldı. Şaka yaptığımı sanıyorsa yanılıyordu, Jakapan'ı çağırma konusunda gayet ciddiydim.

"Jakapan!" diye bağırdıktan sonra hızlıca ittim göğsünden geriye, munzurca gülümseyerek karşı koymadı. Jakapan mutfağa girdiği gibi selam verip içeri geçti, derin bir nefes aldım.

"Noldu, koyamadın mı?" dedi gülümseyerek, göz devirdiğimde ise kahkahası bu gülümsemeyi takip etti. "Koydurtmadı!"

"Çok ayıp..." Eline bıçaklardan birini alıp pastayı kesmeye başladı, tezgaha koyduğum tabaklara dilimleri yerleştirdi.

"Kahveyle yeseydik, ne diye hemen koyduysak..." dedim Jakapan'a bakarak, yüzündeki ifadeyi gördükten sonra kıkırdadım. Kahve kutusunu alıp kahve yapmaya başladım, Jakapan ise buzdolabına sırtını yaslamış beni izliyordu. Bardaklara birer birer kahveyi döktükten sonra kaynayan suyu ekledim.

Öksürüp kahveyi sırayla doldurdum, tezgaha yaslanarak Jakapan'a baktım. Bir şey diyecek gibi duruyordu, gözlerini bir yere sabit tutmamakla birlikte sürekli dudaklarını aralayıp birbirine bastırıyordu.
"Şu Jeff..."

Dediğini duyduğum gibi duruşumu düzelttim, kaşlarımı çatıp tüm odağımı üstünde topladım. "Ne olmuş ona?"

"Bir sıkıntısı falan mı var, sormadım ama yani..."

"Niye ki?"

"Ne bileyim, deli gibi bakıyor." dediğinde kendimi tutamayarak güldüm gözlerimi kaçırıp. Jakapan'ın beni çimdiklemesiyle gülmemi durdurmaya çalışarak nefes aldım, "Bir şey yok ya."

"Öyle diyorsan." demesiyle kahveleri aldım, o da arkamdan pasta tabaklarını aldı. Dediği şeyin etkisinden tam çıkamamıştım, sırıtarak salona girdim.

Bana bakarak gülümsedi Jakapan Wichapas'ın yanına otururken. İkisi de birbirine baktı, gözlerimi Bay Jeff'e çevirdiğimde çoktan beni izliyordu. Elimdeki pastadan bir çatal alıp gözlerimi ondan ayırdım.
"Nasılsınız daha daha?"

"İyiyiz, siz?" dedikten sonra kolunu omzumdan arkaya atıp iyice sırtını yasladı, Wichapas gülümseyip cevap verdi. "Biz de iyiyiz."

Telefonumun titremesiyle ekranını açtım.

Jakapan~~
Keşke seninle ikimiz çıkıp kutlasaymışız bunu
Bu ikisi beni öldürüyor

Barcode 😺
gerçekten
sanki evde oturup pasta yemiyoruz da
şirkette iş konuşuyoruz

Jakapan~~
İş konuşsak daha iyiydi

Barcode 😺
iş mi konuşsak

Jakapan~~
Saçmalama

"E biz kalkalım madem, misafirliğin kısası makbuldur." Jakapan'ın kalkmasıyla birlikte ben de kalktım, kapıya kadar getirdikten sonra Bay Jeff'le birlikte yolculadık.

"Tinnasit." dedi hızlıca salona geçerken. "Hm?"

"Sen ne tatlısın öyle..." dedikten sonra beni kolumdan hızlıca kendine çekti, nefesi boynuma sertçe çarparken ben de derin derin soluklandım. Dudaklarım aralandı, gözlerine bıraktım kendimi. "Sen böyle oldukça seni kendime sarasım, hiç bırakmayasım geliyor. Kokun benimkine karışsın istiyorum."

"Sizin kokunuz sizde güzel ama..." Göğsünün üstüne başımı koydum, ileri geri sürttüm kafamı. Hoşuna gitmiş olacak ki kıkırdadı, çenesini saçlarımın üstüne koydu.

"Sen de bende güzelsin."

the truth untold ও jeffbarcodeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin