yirmi dört

86 10 7
                                    


"Uyuyacak mısın hemen?"

Ne yapayım şu an?

"Başka ne yapılır ki?" Dedikten sonra gözlerimi açtım, karşımda duran yüzüne baktıktan sonra saçlarına takıldı gözüm. Yavaşça elimi kaldırıp okşamaya başladım, göründükleri kadar yumuşaktılar.
"Bi-bir şeyler konuşabiliriz."

Neden kekelediğini anlayamasam da pek kurcalamadım, gülümsedim sadece. Yüzlerimiz bu kadar yakınken bir de araya cümlelerimi sıkıştırmaya kalkarsam utancımdan ölürdüm herhalde. "Yazışsak olur mu?"

"Niye yazışalım ki?" Dedi gülerek. Onu güldürebilmek aptal aptal sırıtmama neden olurken öksürdüm. "Utanıyorum."

Telefonunu cebinden çıkarıp gözlerini kısarak ekranına odak noktasını çevirdiğinde ben de aynı şekilde yanımdaki komodinde duran telefonumu alıp sohbetimize girdim.

Tinnasit
böyle daha iyi sanki

Bay Jeff
Senin açından diyelim.

Tinnasit
diyelim
de
ben hiç konu açamam ki

Bay Jeff
Ben de öyle.
Bir yerin acıyor mu?

Tinnasit
ah hayır
siz rahat mısınız

Bay Jeff
Hiç olmadığım kadar.

Tinnasit
alay etmeyin

Bay Jeff
Etmiyorum.
Sıkıldın mı?

Tinnasit
çok
derdim olmadıkça yatmayı sevmiyorum 55555

Bay Jeff
Derdin olunca nasıl yatıyorsun?

Tinnasit
ummm
uzanıyorum
sürekli
öyle

Bay Jeff
Kesin mutsuz olduğunda hasta da oluyorsundur.
Vücudun çok hassas ve güçsüz.
Az yemek ye.

Yazdığı mesajları okuduktan sonra içimden yüzüne bakmak geldi. Küçük bir gülümsemeyle ekranına bakıyordu, beyaz ışık yüzünde ahenkle yayılırken gözlerimi kaçırdım. Bana mesaj atarken gülümsüyordu demek ki.

Tinnasit
oluyorum ama benim vücudum gayet güçlü

Bay Jeff
Ya ne demezsin.
O gün kollarımın arasında yatarken elimde hiçbir şey yok gibiydi.

Tinnasit
ajarttınız siz de
abarttınız*

Bay Jeff
Korktum.

Tinnasit
ne zaman

Bay Jeff
O gün işte.

Tinnasit
geçti ama
bakın benimle konuşuyorsunuz

Pikeye sürtünen kumaştan gelen hışırtıyla gözlerimi telefondan ayırdığımda Bay Jeff'in vücudunu bana yaklaştırdığını gördüm. Sesli bir şekilde boğazımı temizledikten sonra elimdeki titremenin tüm vücuduma yayılmasıyla gözlerimi telefon ekranına diktim.

Bay Jeff
Şükür ki.
Sabaha kadar yazışacak mıyız biz böyle?
Utanıyor musun hâlâ?

Tinnasit
evet
isterseniz yatın
hatta yatın
ben sizi buraya uyuyun diye yatırdım

Bay Jeff
Yatırdın?

Tinnasit
yani yatın dedim
offf anladınız işte
hadi uyuyun

Bay Jeff
Ben uyumak için yatmadım ama.

Tinnasit
niye yattınız ya o zaman

Bay Jeff
Yakın oluruz diye.

Tinnasit
hasta adama bu muamele yapılır mı
hiç yakıştıramadım Bay Jeff

Bay Jeff
Şimdi de hasta adam mı oldun?

Boğuk kıkırdama sesiyle gözlerimi Bay Jeff'in yüzüne tekrardan diktim. Bacağımla bacağına yavaşça vurduktan sonra yazacağı şeyi beklemeye başladım.

Bay Jeff
Bence biz ağzımızla konuşalım.
Gözlerin ağrır sonra.

Tinnasit
ama burası daha rahat
konuşma açısından
istediğimi söylüyorum en azından

Bay Jeff
Benimle yüz yüze konuşurken istediğini söyleyemiyor musun?

Tinnasit
bazı şeyler söylenmiyor ama...

Bay Jeff
Hiç denedin mi ki söylemeyi?

Düşündürdü bu soru beni. Hayır, onu sevdiğimi söylemeyi tam bir cümle olarak, "Seni seviyorum." diyerek anlatmayı denememiştim. Hayır, onu öpmeyi ne kadar istediğimi ama bunu yapmak için ne kadar cesaretsiz olduğumu anlatmayı hiç denememiştim.

Denemediğim çok şey vardı ve ben her defasında bunların adına pes ediyordum.

Parlayan ekranı ani bir kararla kapattıktan sonra telefonu elimden bile bırakmadan denemeye bile cesaret etmediğim şeyleri yapmak, söylemek için boğazımı temizledim.
"Sizi seviyorum."

Aralanan dudaklarını gördüğümde içimde biriken tüm heyecanımın bir noktada toplanmasıyla birlikte cesaretim de gölgenin arkasına yavaş yavaş geçiyordu. Bir parmağımı dudaklarının arasına koyup derin bir nefes aldım.
"Ve sizi öpmek istiyorum ama bunun için cesaretim yok."

the truth untold ও jeffbarcodeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin