ilgili olanlar hesabımdan "CK" ficine bakabilir. iyi okumalar ^^ 🪐!-
"Nemlendiricinin tadı güzelmiş."
Öksürdüm. Bana bakan Jakapan'a gülümseyip sırıtan ifademi bozmadan gözlerimi kapattım, uyumak istiyordum ama sanki bir şeyler bunu engelliyordu. İçimde olan bir şeyler, bir duygu veya yanılsama.
Veya bir odada bu kadar fazla adamın olup da hepsinin ayakta dikilmesi uyumamı engelliyor olabilirdi.
"Hepiniz burda mı uyuyacaksınız cidden?" Dedim alay edercesine, hatta etmek için. Evet, beni böyle düşünmeleri ve umursamaları harikaydı ve sevilmeyi de her insan gibi seviyordum. Ama dört kişinin bir odada kalmasına gerek yoktu, en azından bana gereği olmayan bir şey gibi geliyordu.
"Niye olmasın, ben küçükken ayağımı kırdığımda odada altı kişi kalmıştık." Dedi Jakapan. Kendimi tutmaya çalışsam da beceremediğimden boğuk boğuk kıkırdadım, elimi ağzımın önüne götürdükten sonra gözlerimi Jakapan'ın yüzüne diktim. Yüzündeki ifade rahatsız olmuş gibi değildi, rahatladım.
"Yani...""İstemiyorsan gidebiliriz ama." Dedi Wichapas mırıldanarak. Duymayacağımı sandığından yüzüme bile bakmamasıyla birlikte sesli söylese sinirleneceğimi biliyordu, ondan böyle yapıyordu.
"İsteklerim değil ihtiyaçlarınız önemli şu an.""Ben şurda oturur uyurum, yanıma da Wichapas oturur. Onun yanına da Bay Jeff geçer, hiçbir sıkıntı çıkmaz." Dedikten sonra saçımı okşadı Jakapan, gülümsedim. İkna olmaktan başka bir seçeneğim yoktu, inat edecek hâlim kalmamıştı.
Ben yapabileceğimi yapmıştım, sunabileceğim tüm teklifleri ve imkanları da sunduğuma inanıyordum. Tercih onlarındı, elimden daha fazla bir şey gelmezdi.
"Uykun geldi senin, hadi uyu sen Barcode.""Nerde gelmiş uykum, ne alaka?"
"Sürekli gözlerini kapatıp duruyorsun, arada duymuyorsun bile bizi. Yastığını yatır da uyu." Dedikten sonra yastığıma attı elini, ben de karşı koymayıp üstüme pikeyi çektikten sonra Bay Jeff'e baktım. Öylece gülümsüyor, konuşmaya dahil olmaya en ufak bir çaba göstermiyordu.
Yine de bu sessizliği beni kötü hissettirmiyordu, onun burda olması bile içimde barınan siyahları alıp götürebiliyordu, ne garip.
"Uyuyabilirsem uyuyacağım..."
/
Tinnasit'in yatağının yanına koyduğum tabureyi ses çıkmaması için hiç yerinden oynatmadım, oturduktan sonra karşımdaki beyaz koltuğa geçen iki adama baktım.
Odaya bir anda ve o anda gelmeselerdi çok daha güzel bir bakış açısıyla ve tavırla karşılayabilirdim onları.
"Keşke uyandığında arasaydınız, haberimiz olurdu."
"Aklıma gelmedi." Dedim kollarımı birleştirdikten sonra. Zaten uyanalı çok olmamıştı, fazla bir kayıpları yoktu. Büyük ihtimalle verdiğim cevabın kulağa ukala gelişiyle ortamdaki hava soğuyacaktı, Tinnasit de konuşmaya dahil olmadığından büyük bir sessizlik hakimiyeti ele geçirecekti.
"Anladım, insanlık hâli sonuçta." Dedikten sonra gülümsedi Jakapan.Böyle bir cevap beklemesem de şikayetçi değildim. İkisiyle aram iyi değildi, hatta büyük ihtimalle benden nefret ediyorlardı.
"Gerçekten onu seviyorsunuz." Dedi Wichapas."Evet." Dedikten sonra gözlerimi Tinnasit'e diktim. Onu uyurken pek sık görmediğimden böyle anlar daha da özel oluyordu, öylece susup onu izlemek istiyordum sadece.
"Başta inanmamıştım oysa ki sizin onu sevdiğinize veya sevebileceğinize.""Sevebileceğime derken?" Dedim tekrardan odak noktam karşımda oturan adamı bulurken. Yüzündeki ciddi ifadenin yumuşamamasıyla birlikte sözleri ve soruları da soğuk bir yola gidiyordu.
"Sürekli bir yerlerde birileriyle gördük sizi ve sürekli can yaktınız, normal değil mi?"Sürekli can yakmak... Sürekli onun canını yakmak.
"Acısız aşk olmaz, doğru ama bu kadar acı da karşıdaki insanı yorar." Dedikten sonra Tinnasit'e baktı. Bense gözlerimi hiç kaçırmadım, derin bir nefes aldım. Yaptığım hatalardan asla utanmazdım ama yüzüme vurulması tarafında da değildim.
"Onun canını yaktığımda benimki de yandı ama siz onun yanında olduğunuz için hikayenin benim olan tarafını göremezsiniz. Evet, canını yakmış olabilirim ama artık geçeni geçmişte bırakmak gerekmez mi?"
/
-Gözlerimi açtığımda Bay Jeff'i gördüm. Bana bakışları içimde ilk defa kötü bir his yaratırken etrafımda Jakapan'la Wichapas'ı arasam da boşluktu.
Oda aheste aheste karanlıklaştı, zifiri karanlığa dönene kadar da hız kaybetmedi. Nefesimin yavaş yavaş kesilmesiyle birlikte Bay Jeff oturduğu yerden kalkıp vücuduma yöneldi.
Gözleri parlıyordu. Gülümsemesi ilk defa rahatsız ediciydi, kendi gülümsemesi değildi sanki.
"Işıklar..." Dedim nefes almaya çalışırken. Beni dinliyor gibi durmuyordu, bana zarar vereceğini sanmasam da korkuyordum. Karşımdaki Bay Jeff'ti, bana zarar vermezdi.
"Işıkları açalım, lütfen.""Artık ışıklar yok, perden kapanıyor. Buna layıksın." Boğuk sesini duyduktan sonra elindeki bıçağın parlayışını gördüm. Bıçak havaya kalktı, bana doğru alçalmaya başladı. Derin derin nefes aldım, kaderimi kabullendim. Kaçmak da istemiyordum zaten.
Gözümden akan yaşı hissettim fakat silmedim, gözlerimi kapatıyordum ki bir anda tam tersini yaptığımı fark ettim. Gözlerimi açtığımda etrafa bakındım, Jakapan ve Wichapas uyanıktı, Bay Jeff'in olduğu yöne baktığımda yakınımda buldum onu.
"İyi misin, ismimi sayıklıyordun?""Uyandın mı?" Dedikten sonra yatağa yakınlaştı Jakapan. Hızlı hızlı nefes alıp verdikten sonra Bay Jeff'e baktım. Elini kavradım, sıkı sıkı tutup göğsüme bastırdım. "Ka-kabus gördüm."
Gözlerimden akan yaşlar şiddetlenirken Bay Jeff yüzüme eğildi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
the truth untold ও jeffbarcode
FanfictionTinnasit bazı şeyler söylenmiyor ama... Bay Jeff Hiç denedin mi ki söylemeyi? ˏˋ°•*⁀➷ Rutin bir hayatın içinde depar atan Tinnasit, çalıştığı ofisin bölüm başkanı Jeff'le bir konserde karşılaşır. Tinnasit, Jeff'e çarpar. Ertesi gün bu konu hakkında...