"Bir, niye ağlıyordun? İki, niye benden kaçıyorsun?""Kaçmıyorum ki sizden Bay Jeff." Dediğimde inanmadığını ve bu söylediğimin umrunda olmadığını iliklerime kadar hissettim. Yalanlarımı iyi anlıyordu, bu da hâliyle yalan söylememe ihtimal vermiyordu.
Evet, tam olarak ondan kaçıyordum. Belli etmemek için uzaktan uzaktan kaçsam da ben ona ne kadar uzak olursam olayım o hep yanımda gibiydi.
"O zaman ikidir niye ben değil de o? Kaçmasan olur muydu sence böyle?"
O dediği kişi Wichapas olmalıydı. Wichapas'la kafayı niye bu kadar bozduğunu anlamasam da cevapladım. "Wichapas benim çok yakın arkadaşım. Siz ilişkimizi ne sanıyorsunuz bilmiyorum ama sevgili falan değiliz."
Dedikten sonra yüzüne baktığımda garip ama insanı sinir etmeyen bir gülümseme gördüm. Hoşuna gitmiş de ondan gülümsüyormuş gibiydi. Bu hâli veya gülümsemesinin bu tonunu da aklımın bir yerlerine not aldıktan sonra gözlerimi ondan kaçırdım.
"Birinci soruma cevap alayım." Dediği anda gülümsedim ona göstermeden, kendimden haberim olmadan. Neden gülümsüyordum ben de bilmiyordum, benu mutlu edecek bir şey yaşanmamıştı. "İçimden geldi." Dediğimde dudaklarını büzdü.
"Arthit? Wichapas? Hangisi?" Dedi ifadesini sertleştirirken. Sen, diyemedim.
Böyle sinirlenip sorması çok tatlıydı. Güldüm, hoşuma gitti. İkisinden birini söylesem ne olacaktı merak etsem de merakımı kendime sakladım, kafamı hayır anlamında salladım. "Hayır Bay Jeff..." Dedim gülerek.
Gönlüme yine ilkbahar geliyordu.
Derin bir nefes aldım ve apartmanımın önüne geldiğimizi Bay Jeff adımlarını durdurup vücudunu bana döndürdüğünde fark ettim. Ben de durdum, hapşırıp yüzüne baktım.
"İyileşmemişsin, ilaçlarını iç. Erken uyu, yarın yolculuğumuz var."
İçimdeki soruları ona yöneltecek kadar cesareti kendimde bulamadım, sıkıntım arttı. Ama gülümsedim, gülümsemek istiyordum. Daha sonra sorardım. Belki bir gün sorardım.
-
"Masken çok şekermiş!" Dedi Jakapan bana, ben de maskemin altından gülümseyip omzundan yavaşça geriye doğru ittim onu. Böyle itmelerime alışkındı, bir şey hoşuma gitse iterdim konuştuğum kişiyi.
"Tinnasit." Dedi tanıdık ses, arkamı dönüp sesin geldiği yere baktım. Bay Jeff içine beyaz bir tişört, üstüne siyah bir ceket giymiş, yüzünün yarısını kapatan siyah maskesiyle bana doğru yaklaştı. Gülümsememin görünmeyeceğini bildiğimden gönlümce gülümsedim. "Evet?"
"Merhaba Jakapan, Wichapas." Dedikten sonra kafasını eğip selamladı yanımdakileri. Onlar da aynı şekilde Bay Jeff'i selamladıktan sonra tekrar bakışlarını bana çevirdi. Elimdeki valizi önüme çektim bir yandan, o da aynı şekilde valizini hareket ettirerek yanına doğru koydu.
"Otobüs tutar mı seni?" Bay Jeff'e bakıp bana yönelttiği soruyu cevaplamak amacıyla kafamı sağa sola salladım. "Bazen tutar sadece ama nadirdir. Sizi?"
"Tutmaz. Sizi tutar mı beyler?" Dedi Jakapan ve Wichapas'a dönüp. Onlar da kafalarını hayır anlamında salladıktan sonra kafasını tekrar önüne döndürdü. Ceketinin fermuarını açmaya ya da ilerletmeye çalışıyordu ama başarılı olduğu söylenemezdi, fermuar kumaş parçasına takılmıştı belli ki.
Valizi tutmayı bırakıp ceketinin eteklerinden tuttum, o da fermuarı ileri doğru çekti. Gülümsedikten sonra vücutlarımızın çok yakın olduğunu fark ettim ve geriye çekildim. "Durun, fotoğrafınızı çekeyim. Anı kalsın."
Wichapas'ın dediğine karşılık başını omzumun hizasına göre eğdikten sonra kameraya baktı Bay Jeff, ben de dik durarak aynı şekilde kamerada sabitledim gözlerimi. Jakapan'ın arkamızda olduğunu hissetsem de arkama dönemedim.
"Tamam, oldu. Barcode, atarım ben sana." Kafamla onaylayıp valizimi elime aldım tekrardan. Şirketin bünyesiyle birlikte biz de ilerledik ve valizlerimizi otobüsün bagajına yerleştirdik. Bay Jeff yanıma, Jakapan ve Wichapas da arkamıza oturdu.
"2 saatlik bir yolculuk olacak, uykun gelirse uyumaktan çekinme." Bay Jeff bunu derken bir yandan maskesini çıkarıyordu, ben de maskemi çıkartıp telefonumu elime aldım. Yüzüne bakıp gülümsedim. "Siz de."
Jakapan~~
Pişt pişt
Bak ne çektimBarcode 😺
bakimJakapan~~
Bence ben Wichapas'tan daha güzel bir fotoğrafçıyım
Barcode 😺
aybuney
COK GUZEL CEKMISSINJakapan~~
Hehehe 😼😼
Wichapas'ı da çektimBarcode 😺
T.T💜
teşekkür ederiimJakapan~
Rica ederim !!"Bana da at fotoğrafı." Dedi Bay Jeff. Wichapas'ın çektiği fotoğraftan bahsediyordu büyük ihtimal. "Tabii, atınca atarım."
"Jakapan'ınkini." Dediğinde elimdeki telefon kayıp düşüyordu ki Bay Jeff tutup tekrardan elime verdi. Bu mesajlarımızı okusa da sıkıntı yoktu ama eğer başka bir konu hakkında konuşmuş olsaydık iyi rezil olabilirdik.
"Atıyorum." Dedikten sonra telefonumun zaten açık olan ekranına baktım. Bay Jeff'e fotoğrafı attım ve telefonu cebime koydum. "Bana ne kadar resmi yazıyormuşsun sen öyle."
Tekrar bakışlarım onu bulduğunda gülümsedi, elini saçıma götürüp uzun süre saçlarımda tuttu. Ardından elindeki beyaz, pamuk parçasını bana gösterip pamuğun elinden uçması için elini yavaşça salladı.
Yine kalbimin ritmi hızlanıyordu ama bu sefer izin veremezdim.
Boğazımı temizledim, ben de gülümsedim. Otobüs hareket edince anlık sarsılsam da alışkın olduğumdan etkilenmedim, kulaklıklarımı kulağıma takmama rağmen müzik açmadım. Bay Jeff de bana bakmayı nihayetinde kesip kafasını eğmiş, telefonuyla uğraşıyordu. Ben de gözlerimi camdan dışarıya döndürdüm.
Kolumda hissettiğim nazik baskıyla gözlerimi Bay Jeff'in olduğu kısma döndürdüm.
"Yolculuk boyunca susup oturacak mıyız?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
the truth untold ও jeffbarcode
FanfictionTinnasit bazı şeyler söylenmiyor ama... Bay Jeff Hiç denedin mi ki söylemeyi? ˏˋ°•*⁀➷ Rutin bir hayatın içinde depar atan Tinnasit, çalıştığı ofisin bölüm başkanı Jeff'le bir konserde karşılaşır. Tinnasit, Jeff'e çarpar. Ertesi gün bu konu hakkında...