*İyi okumalar
Yüksek ses, kıvrak bedenler arasından geçerken tanıdıklarla selamlaşıyordum.
First Lady, favori pub'larımdan biriydi. Eşcinsellerin de rahat takılabildiği bir mekan olduğundan buraya sık sık kız arkadaşlarımla gelirdim.
Mekana girdikten sonra iki ekip de kendi aralarında ayrı köşelere geçmişti. Yemek masası gibi onları toplayacak ortak bahaneyi burda bulamamıştım. Başta arayı ısıtmaya çalışsam da içkiler geldikçe gevşeyip, herkesi kendi hâline bırakmayı tercih etmiştim.
Dans etmekten yorulmuş bedenimi bar kısmına attım. Taburenin üstüne oturduktan sonra, sahneye doğru dönüp dans edenleri izlemeye başladım.
Gözlem, hayatım boyunca yaptığım bir şeydi. Çocukken maddi yönden, bursla okuduğum özel okullarda hep geride kalmıştım. Çocuklar küçük olsa bile büyük sorunlar çıkarabiliyorlardı. Zorbalık, uzun zaman peşimdeydi. Bu da insanları izlemeye başlamama neden olmuştu.
Zorbalıktan kendim kurtulmuş, herkesin yanında olmak istediği biri hâline gelmiştim. Herkese ihtiyacım yoktu, yanımdakileri seçerken hep dikkatli davranmıştım.
Dans eden bedenler arasında gördüğüm kırmızı tutamlar, sahne ışıklarından daha parlak duruyordu. Belki de Sezgin'in örgüsünü bozduktan sonra taktığı pırlantalı taç yüzündendi.
Banu'yla birbirlerine fazla yakın dans ederlerken onları izlemeye devam ettim. Sırtını Banu'nun göğsüne dayayıp önünde eğilip kalkarak sürtünerek dans ederken kaşlarım havalandı. Kızlar lezbiyen olsun olmasın, erkeklerden daha yakın temaslarda bulunurdu.
Sezgin, lezbiyendi ama onun yakınlığının nedeninin Banu'yla arkadaşlığından öteye gittiğini sanmıyordum.
Sezgin poposunu, Banu'nun önüne dayayıp kalçasını çevirerek dans ettikçe aklımda beliren tek kelime 'erotizm.' oldu. Kızıl, bedenini her salladığında ortamı alev aldırıyordu.
Bazı erkeklerin onlara bakarak fısıldaştığını gördüm. İki kız da kimseyi umursamadan dans ederken, gözlerimi bir türlü onlardan çekemiyor olmak canımı sıktı.
Pub'a girdiğimizden beri Sezgin'in 'Akşamı bekle' sözü zihnimdeydi. Ondan hareket beklediğimden, odak noktam saatlerdir o olup durmuştu. Dans ederken dağılan kafam yine onla dolunca dağılmak için cin istedim.
Elimdeki içkiyi yudumlarken yanıma Kamil ve Nurbanu geldi.
"Artık peşimi bırakır mısın?"
"Kurtları kovalıyorum."
Nurbanu'nun sinirle yanıma oturmasını izledim. Söylenmeleri beni güldürürken Kamil'in kaşlarını çatmasına neden oluyordu.
Kamil, Nurbanu'yu yıllardır fazla önemserdi.
"Niver, Kamil'i başımdan alır mısın?"
İçkimi yudumlarken omuz silktim. Bardağı tezgaha bıraktıktan sonra "Kaçan kovalanır ama kovalayan yolun sonunu göremeyince vazgeçer Nurbanu, biraz daha sabret." dedim.
Nurbanu'nun düşen yüzü dudağımın kıvrılmasına neden oldu. İyi bir gözlemci olduğumdan diğerlerinin aksine Nurbanu'nun da Kadir'de gönlü olduğunu biliyordum.
Sevgi, tek başına ilişkiyi tutamazdı. Güven, cesaret, uyum, değişim ve pozitif duygular da gerekliydi. Nurbanu, Kamil gibi sevgililerinin yüzleri sürekli değişen birine güvenmiyordu.
"Biliyorum, vazgeçer."
"Üç sene oldu gerçi."
"Yüz vermiyorum diye peşimde. Elini tutsam sıkılıp ilk o bırakır."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Seyir Vakti (gxg)
RomanceTiyatro kursunda rolu kapmak için başkana yazan Sezgin, beklemediği bir karşılık alır.