-5-

22 8 19
                                    

Bir sonraki günün akşamına doğru Chung hee hava almak adına dışarı çıktı. Biraz düşünmeye ihtiyacı olduğunu hissetti. Daha dünden tanıştığı kadına güvenmişti. Acaba doğru mu yapmıştı? Gerçi kadın herhangi bir ters harekette bulunursa neler yapabileceği aklından kısaca geçirdi.
Şuanlık güvenmek zorundaydı. Sonuçta kadınla birlikte dahada güçlü olabileceklerine inanıyordu.

Ara sokaklardan birine girdi. Oldukça sessizdi. Bir ses dışında. Sanki biri koşuyormuş gibi sesler yükseliyordu.
Koşma sesleri. Adam aldırmadı. Sonuçta onu ilgilendiren bir şey yoktu. Onun dahada önemli işleri olduğunu unutmamalıydı.Boş vermeye çalışarak yürüyüşüne devam etti. Apartmanlarla dolu ara sokaktan biraz daha  ilerleyecekti ki koluna birisinin sert bir çarpmasıyla yere düştü. Adamın siyah şapkası kafasından çıkmıştı. Düşer düşmez hemen şapkasına uzanıp geri taktı. Ona çarpanın kim olduğuna bakmak için sağına döndü. Bu bir kızdı. Adam toparlanıp ayağa kalktı. Kızda onun ardından ayaklandı. Nefes nefeseydi.

"Çok üzgünüm acelem vardıda."

"Sorun değil. Neden koşuyorsunuz?"

"Birilerinden kaçmam gerekiyor."

"Kimden? Yani yanlış anlamayın merak ettim"

"Şey... Ben..."

Daha sonra ara sokakların birinde bir ses yükseldi. Kız sesle birlikte irkildi ve tam kaçacakken adam onun kolundan yakaladı.

"Sese göre polisten kaçıyorsunuz. Size yardımcı olabilirim."

"Ciddi misiniz? İyi de size neden güveneyim?"

"Neden mi?"

Adam şapkasını biraz yukarı çekerek yüzünün dahada iyi görülmesini sağladı. Kız suratı görür görmez elini açılan ağzına götürdü. Oldukça şaşırmıştı. Nereden bilebilirdi bir gün bir katile çarpacağı?
Adam şapkasını az önce ki pozisyonuna getirerek sordu,

"Eee, ne diyorsunuz?"

"Nereden bilebilirim bana bir şey yapmayacağınızı?"

Polislerin bağırışları ve adımları gittikçe yaklaşıyordu. Fazla vakit yoktu. Kız kararsız kaldı. Belki de katil ona birşey yapmazdı. Onu saklayabilirdi.

"Fazla vaktiniz yok. Ben istersem hemen kaçabilirim ama sizi bilemem"

"Sorduğum soruya cevap vermedin."

"Korkmanıza gerek yok. Endişen olmasın. Seni polislerden uzak tutabilirim."

"Bu yaptığım aptallık gibi olacak ama yinede geleceğim"

"Bence doğru bir seçim."

Tabii adam böyle düşünüyordu. Hemen koşarak uzaklaştılar. Issız bir yere geldiler. En sonunda yer altı evine varmışlardı. Kapının önünde durdular.

"Burada kalabilirsin fakat ilk Rora'ya sormalıyız"

"Rora mı? O da kim?"

Adam bir şey söylemeden demir kapıyı yavaşça açtı. O ve kız sırayla içeriye girdikten sonra kapıyı hızlıca kapadı.
Rora'nın ofiste olacağını düşünerek odanın kapısını açtı. Kafasını uzatıp içeriye bir göz attı. Evet Rora koltuğunda oturuyor, elinde bazı belgeler bulunuyordu. Kapıyı ardına kadar açarak kızın girmesini sağladı.

Rora belgelere oldukça odaklanmıştı. İçeriye birilerinin gelmesini saniyeler sonra fark etti. Kafasını kaldırdı. Daha dün tanıştığı adamın dışında hiç tanımadığı kızı gördü. Meraklı ve sorgulayıcı bakışlarını farketmiş olmalıydı ki Chung hee araya girdi.

─☆𝐔𝐧𝐜𝐚𝐧𝐧𝐲 𝐂𝐨𝐮𝐧𝐭𝐞𝐫/❝(𝐠)𝐢-𝐝𝐥𝐞─ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin