5 kız restorantlarında bulunan bir masaya yerleşip sessizce yemeklerini yiyorlardı. Hepsi düşünceliydi. Soyeon kafasını kaldırdı ve sessizliği bozmaya karar verdi.
"Bildiğim bir limonatacı var bugün oraya gidelim mi?"
"Bir kaç hafta önce birlikte gittiğimiz olan mı?"
"Evet Yuqi. Ne dersiniz?"
"Olur"
Hepsi Miyeon'a katıldıklarını belirtmek için kafa salladılar. Biraz zaman sonra hepsi yemeklerini bitirmiş, dışarı çıkacak şekilde hazırlanmıştı.
Gidecekleri yer çok uzak olmadığı için yürümeye karar verdiler.Hava oldukça güzeldi. Tam yaza geçiş mevsimiydi. Tepede olan güneşe hafif esen rüzgar eşlik ediyordu.
Kızların üstünde yazlık kıyafetler vardı.
Geldikleri yere vardıklarında sırayla içeri girdiler.
İki kattan oluşuyordu. Mekana girer girmez onları bir lavanta kokusu sarmıştı. Mekan oldukça ferah ve bitkilerle dizayn edilmişti.Bir tezgah ve tezgahın arkasında içecekleri hazırlayan elemanlar vardı. Kızlar üst kata çıkmaya karar verdiler.
Taş merdivenlerden yukarı doğru çıktılar. Çok kalabalık değildi. Nasıl olurda insanlar böyle güzel yeri dolup taşırmazdı? Gerçi mekan merkezde bulunan çarşıdan uzak, sokaklardan birinin oraya kuruluydu.Bir masaya yerleştiler. Buranın ana sattığı içecek limonataydı. Onun dışında aromalı limonatalar vardı. Limonata dışında ise küçük kek satıyorlardı. Tam yaz mevsiminde gelinecek bir mekandı.
Hepsi limonata ve birer kek istediler.Kızlar normal bir şekilde sohbet ederken karşı masalarınada birileri oturmuştu.
Arkasındanda başka bir adam o masanın arkasında bulunan masaya oturdu.Biraz zaman sonra kızların limonataları gelmişti. Hepsi limonatalarını önüne alıp içmeye başladılar.
Shuhua'nın gözü ister istemez karşı masanın arkasındaki masaya oturan adama takıldı. Birşeyler seziyordu.Ne olduğunu tam çözememişti.
"Minnie, kötü ruh hissediyor musun?"
"Hayır. Ne oldu ki?"
"Yok birşey fakat şuradaki adam hiç iyi gibi gelmedi"
"Bir şey yok emin ol."
Shuhua sadece kafa sallayabilmişti.
Ancak Shuhua kızlarla olan sohbetinde ki odağını kaybediyordu. Kendisi toparlamaya çalıştı ve sohbete dahil olmaya başladı.
Yarım saatin ardından adam masadan kalkarken önünde duran masada sandalyede duran çantayı kaparak koşmaya başladı. Çantası çalınan kadın çığlık atarak oturduğu sandalyeden kalktı.
O katta bulunan kişiler kadına baktılar.Kadın 'çantamı çaldılar' diyerek çığlıklar atıyordu.
5 kız çoktan kalkıp adamın peşinden koşmuşlardı.
Mekandan çıkıp bulundukları sokakta sağa sola bakındılar. Çok geçmeden gruplara ayrılıp sokağın sağ ve sola doğru giden yolundan ayrıldılar. Minnie, Yuqi ve Soyeon sağ tarafa, Shuhua ve Miyeon sol tarafa gitmişlerdi.Hepside koşuşturuyordu. En sonunda Miyeon koştuğu sokakta bulunan yol ayrımında adamı gördü. Shuhua'nın kolundan tutup hafifçe onu durdurdu. Parmağıyla sokağı gösterdi. Shuhua kafasını sallayıp Miyeon'un hafif gerisinde durdu. Shuhua kulaklığına dokundu,
"Burada. Adresimizi telefondan gönderiyorum"
Bunu der demez telefonundan konum attı.
Bu sırada telefondan kafasını kaldırınca Miyeon'u yanında göremedi. Etrafına dikkatlice bakınırken Miyeon'un adama dahada yaklaştığını gördü.Tam Miyeon'un yanına adım atacaktı ki yanında Soyeon, Yuqi ve Minnie belirdi.
"Siz ne ara geldiniz?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
─☆𝐔𝐧𝐜𝐚𝐧𝐧𝐲 𝐂𝐨𝐮𝐧𝐭𝐞𝐫/❝(𝐠)𝐢-𝐝𝐥𝐞─
Fanfiction~Tamamlandı~ Bu kitap The Uncanny Counter dizisinden esinlenerek yazılmıştır. ~🌷 -Kötü ruhları yakalamak için seçilmiş 5 kız sabahları bir restoran işletmektedir. Yine bir görev zamanında tatsız bir olay gerçekleşir. Bunun üzerine kızlar aralarına...