-16-

19 4 5
                                    

Öğle vaktiydi. Güneş tepedeydi ve bu sıcak herkesi bunaltıyordu. Neyseki kızların restoranında klima vardı ve gelen müşteriler serinleyebiliyordu.

"3 numaralı masanın siparişi!"

Minnie hızlıca kağıtta yazanları Yuqi'nin bulunduğu yere bıraktı. Yuqi'de hızla kağıdı arkasında kalan küçük pencereden tezgaha bıraktı.
Irene hemen kağıdı alıp Miyeon ve Soyeon'un hazırladığı yiyeceklerle tabak hazırlayıp tepsiye koydu ve mini zili çaldı.
Zili duyan Yuqi pencereden tepsiyi aldı ve önündeki masaya koydu.
Minnie geçerken tepsiyide aldı ve 3 numaralı masaya götürdü.

Yuqi arkasında kalan pencereye döndü ve kızlara seslendi.

"Minnie zorlanıyor gibi, Irene istersen sen Minnie'ye yardım edebilirsin."

Irene kafa sallayıp hemen  görev başına geçti.

Öğlenden akşam üstüne kadar bir gayretle çalıştılar. Son müşteriyide gönderdikten sonra açık yazısını kapalı yüzüne çevirdiler.

Hepsi masaya oturdular. Sohbet etmeye başladılar.

" O değilde kadın hapisaneye girmiş."

"Haewon yapıyor bu sporu helal kıza"

"Haewon cidden işinde iyi ciddiyete önem veriyor. Eskidende böyleydi. Hiç değişmedi."

"Haewon'u ne zamandır tanıyorsun?"

"Aslında küçüklük arkadaşıyız. Bir süre birlikte çalıştık sonra ben komaya girdim falan"

"Bir dakika bir dakika sen polis miydin??"

"Evet Yuqi"

"Ay çok havalıı."

"Bilmem öyle diyorsan öyledir Irene."

"Komiser Jeon Soyeon. Vay be!!"

"Abartmayın canım. Çok bir özelliği yoktu"

"Abartmayın mı?? Bunu bize hiç söylemedin bırakta şaşkınlığımızı dibine kadar yaşayalım."

"Doğru haklısınız"

"Keşke bunu Soojin ve Shuhua'da öğrenebilseydi"

Birkaç saniye önce gülen suratlardan eser kalmamıştı. Hepsinin moralini bozmaya bir cümle yeterdi. Bu konu açıldığında hepsi sessizleşiyordu. Bu sessiz garip ortamı Irene bozdu.

"Sessizleşmeyin. Hadi konu falan açın. Oturupta bunları düşünürsek ohoo."

"Irene haklı. Miyeon yarın pazar. Yarın gezebiliriz"

"Ay evet! Piknik mi yapsak?"

"Güzel fikir. Restorandan hazırlayıp açık alanda yeriz."

Hepsi Soyeon'a katılmıştı.

"Bugün hiç kötü ruha denk gelmedik"

"Ay bi zahmet olsun o kadarı"

"Harbiden. Herneyse 2. seviye kadının kötü ruhunu aldığımıza göre herhalde artık iş birlikçisi kalmamıştır, değil mi?"

"Olabilir. Bir ihtimal hâlâ iş birlikçisi olabilir. Her ihtimali göz önünde bulundurmalıyız."

"Doğru."

Biraz daha sohbet edip bir şeyler yerken Minnie'nin kötü ruh görmesiyle durdular.

"Nerede Minnie?"

"Nerede değil neredeler diyecektin sanırım çünkü iki kişiler."

"Seviyeleri?"

"1. seviye ikiside."

"İki kişi gitsek iyi olur."

"Minnie ve ben gideriz"

Bunun üzerine Minnie ve Miyeon restorandan çıktılar. Onlar giderken kızlar sohbete devam ettiler.

Gittikleri sokak sessizdi. Evlerden ışıklar geliyordu. Arada bir kahkaha sesleri yankılanıyordu. Hava henüz kararmamıştı.

"Ee hani neredeler ya?"

"Bilmiyorum. Burada bir yerde görmüştüm."

Minnie anjden elini başına götürdü. Miyeon onun kötü ruhla alakalı bir ön görü gördüğünü anlamıştı.

"Burada değiller. Çok garip. Hareket etmişler."

"Neredeler? Uzak mı?"

"Hayır çok değil. Gel şuradan gitmemiz lazım."

Köşeden döndüler. Koşturmaya devam ediyorlardı. En sonunda tenha bir bölgeye vardılar. Eski, yakında yıkılacak bir büyük eve geldiler.

"Amma büyükmüş"

"Evet ama yıllardır burada yakında yıkılacak"

"Hadi girelim."

"Bekle Miyeon"

Birkaç saniye geçti geçmedi,

"Chung Hee burada."

"Ne?"

"Evet. Kızlara haber vermemiz lazım."

Miyeon hemen kulaklığı ile kızlara ulaştı.

"Kızlar gelmeniz gerek. Chung Hee burada ve yanında Minnie'nin gördüğü kötü ruhlar var. Hemen konum atıyorum."

Karşı tarafın cevap vermesini beklemeden hızlıca konum attı.

"Henüz girmeyelim. Kızları beklememiz lazım."

"Aynen öyle. O zaman şu duvarın arkasına geçip bekleyelim."

Evin bahçesinin duvarına eğilip beklemeye başladılar. Bahçesi oldukça genişti. Evin kendiside öyleydi. İki katlıydı fakat ev yıllardır vardı. Bu yüzden oldukça eskimişti.
Birkaç dakikanın ardından kızlar geldi.
Minnie ve Miyeon ayaklandı.

"Hadi girelim"

5 kız bahçeye giriş yapmıştı. Etrafa kısa bir göz attılar. Yerlerde cüce figüründe eskimiş heykeller  bulunuyordu. Kapıya kadar giden yol taşlıydı. Kızlar taşlı yoldan devam etti.

Irene evin kapısını araladı. İçeriye baktığında kimse yoktu sonra kapıyı tam açtı. Kızlar sırayla girdi. Çok geniş bir kattı.

"Ee hani neredeler? Minnie?"

"Hayır bir yanlışım yok. Doğru yeri gördüm."

"Henüz eve tam bakmış değiliz bu yüzden bakınmaya devam"

Yuqi'nin bunu demesiyle beş kızda farklı yönlerden gidip bakmaya devam etti.

"Aşağıya giden merdivenler var"

"İnelim o zaman"

Miyeon'un bunu demesiyle hepsi Irene'nin yanına geldi.
Merdivenlerden aşağıya inemeye başladılar.
Sonuna geldiklerinde durdular. Etraf biraz karanlıktı.
Sonra hafif bir ışıkla az çok bu geniş yer aydınlanmıştı.

"İlk 1. seviyeleri halletmeye bakın."

Kızlar biraz daha ilerledikten sonra etraf dahada aydınlandı. Artık ışık bütün alanı aydınlatmıştı.
5 kız karşılarında 3 adamı buldular.

─☆𝐔𝐧𝐜𝐚𝐧𝐧𝐲 𝐂𝐨𝐮𝐧𝐭𝐞𝐫/❝(𝐠)𝐢-𝐝𝐥𝐞─ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin