-15-

16 4 6
                                    

Birkaç gün sonra.....

Kızlar kendilerini toparlamış gibiydi.
Fakat Irene kendini toparlamışa benzemiyordu. Kızlar her ne kadar onun kafasını dağıtmasına yardımcı olmaya çalışsada Irene hiç oralı bile olmamıştı.
Kendini iyi hissetmiyordu. Shuhua'dan başka kimsesi yoktu. Bu sefer kendine söz verdi. Shuhua'yı ziyarete gidecekti. Önünde engelde yoktu. Kızların ise hâlâ içinde bir hüzün bulunuyordu. Soojin'den sonra birde Shuhua'yı kaybetmek onlara hiç iyi gelmemişti.

"Tamam, Yungtakiler yeni birini bulana kadar kaldığımız yerden devam etmeliyiz."

"Soyeon söylemesi kolay ama hiç yolunda gitmiyor."

"Biliyorum,farkındayım. Bize acı veren şeyleri geleceğede taşırsak günlerimiz çekilmez olur. "

Soyeon Yuqi'ye cevabını verirken Miyeon Soyeon'a bakıp gülümsedi. Bu sözü Miyeon Soyeon'a söylemişti. Soyeon'un onu umursamayıp kendi bildiğinden gitmediğine sevindi. Emin ol deneyeceğim Miyeon demişti Soyeon. Sözünü tutuyordu genç kız. Soyeon Miyeon'a döndü. O da Miyeon'a gülümsedi.

"Pekâlâ, hem merak etme Irene hep birlikte Shuhua'yı ziyarete gideceğiz."

Irene masumca kafasını salladı. Kafasını eline yasladı. Hâlâ düşünceliydi. Düşüncelerinden kurtulmaya çalışıp kızların arasında dönen muhabbete katılmaya çalıştı.

~°~

"Kızlar size kötü bir haberim var"

"Alıştık artık"

"Sanırım evet. Herneyse 2. ve 3. seviye adamı gördüm. Birlikteler."

"Ne? Ama nasıl!"

"Unutmayın ikisi iş birliği içerisinde. Bu yüzden bir şekilde karşı çıkmalıyız."

"Ama 5 kişiyiz. Yung daha yeni birini bulamadı bile"

"Evet ama yapacak bir şey yok"

"Minnie neredeler?"

"Depo.Limana yakın olan depolardan birinde."

Hemen dışarı çıktılar. Soyeon arabayı restoranın önüne getirdi. Kızlar bindiler ve depoya doğru yol aldılar.

Minnie hangi depo olduğunu az çok görebilmişti. Geldiklerinde, Minnie'nin tarif ettiği depoya gittiler.
Yuqi yavaşça kapıyı araladı. İçerisi biraz aydınlıktı. Hepsi içeri girdi. Kapı her dizideki gibi kapandı.

"Heh bende ne eksik diyordum meğersem her dizide gerçekleşen o klişe arkamızdan kapının kapanması."

"Kesinlikle. Hep dizilerde görürdüm. Şimdi ta kendisini yaşıyoruz."

Biraz daha ilerlediler. Tabii ki karşılarında kötü ruhlu iki kişiyi buldular. İkiside sırıtıyordu. Hemen dövüşmeye başladılar. Yuqi ve  Soyeon 2. seviye kadını yere serdiler ancak kadın tırnaklarıyla hemeb kızların yüzüne saldırmaya başladı. Kizlar ısrarla bırakmayacaklardı ama çok acıdığı için ellerini çektiler.

Miyeon, Minnie ve Irene ise 3. seviye adamla uğraşıyordu. Soyeon ve Yuqi'de onlara katılınca adama bulaşmaları daha kolay olmuştu. Ancak kadın Minnie ve Miyeon'un saçlarından tutup geriye doğru çekti. Kadın iki kızıda çekip geriye attığında pes etmeyip bu sefer kızlar kadının saçına yapıştı. Kadını sertçe saçından çekip yere ittirdiler. Kadın birkaç saniye acıdan kıpırdayamadı. Daha sonra ayaklanmaya çalıştı. Kendini toparlayıp ayağa kalktığında bu sefer arkasından darbeyi yedi ve tekrar yere düştü. 5 kız kadının başındaydı.
Rora etrafına bakındı. Chung Hee ortalıkta görünmüyordu. Gelip onu alması gerekirken nereye kaybolduğunu düşündü.

"Soyeon, adam nereye gitti? "

"Emin değiliz. Size bulaştığını görünce hemen sizin yanınıza geldik."

Kadın sertçe düşüşünden sonra ayaklanmaya çalıştı ancak Irene kadını geri yere ittirdi.

"Evet kızlar kim kötü ruhu almak ister?"

"Taş kağıt makas mı oynasak?"

"Bence Miyeon alsın"

Hepsi onayladı. Irene ve Yuqi kadını ellerinden tutuyordu. Miyeon eğilip kötü ruhu çıkardı. Mavi ışıklar kadının içinden çıkıp dışarıya yöneldi. Kızlar hemen dışarıya çıktı. Gökyüzüne baktılar. Mavi ışıklar gökyüzüne yükseliyordu.

"Ne kadar çoklar"

"Evet maalesef öyle Irene."

Geri içeri girdiler.

"Bir dakika farkettiniz mi kapı açıktı?"

"Aa evet."

"Bu da demek oluyor ki Chung Hee kaçmış"

Kızlar kadının başına geri geldiler.

"Haewon'u arıyorum."

Telefonu çıkardı ve Haewon'u aradı.

"Burada işimiz bitti. Hadi gidelim gerisi Haewon'da"

Kızlar çıkıp arabaya geri bindiler.
Restorana geri geldiler. Vakit geçe geldiği için hepsi yatmaya karar verdi. Haliyle hepsi yorulmuştu.

~°~

"Rosanne?"

"Evet Miyeon?"

"Birini bulabildiniz mi?"

"Hayır henüz değil. Merak etmeyin kısa zamanda bulacağız"

"Dün 2. seviye kadını yendik. 3. seviye adamı nasıl yeneceğiz"

"Merak etmeyin. Kısa zamanda bulacağız."

"İyi de onu eğiteceğiz. Çok vakit kaybetmiş olacağız"

"Yapabileceğimiz bir şey yok maalesef Miyeon. Kuralları biz koymuyoruz bunu gayet iyi biliyorsunuz."

"Evet."

"Buarada önemli bir bilgi edindik."

"Nedir?"

"Chung Hee 4. seviye olmak üzere. 4. seviye olduktan 1 ay sonra ruhların hepsi kaybolur."

"NE!?"

Miyeon'un bu bağırması üzerine bütün gözler Miyeon'a döndü. Hepsi Miyeon'un başına toplandı ve meraklı gözlerle Miyeon'a baktılar.

"Evet maalesef. Ruhlar kaybolursa asla bir daha Yung'a yükselemezler. 4. seviyeye yaklaştı onu bir an önce yakalamalısınız."

"Peki tamam."

Miyeon konuşmayı hızlıca bitirdi. Çok endişeli gözüküyordu. Kızlar başında toplanınca Rosanne ile olan konuşmalarını
en baştan sakin kalmaya çalışarak anlatmaya başladılar.
Kızlar aldıkları haber üzerine mkralleri bozulmuştu

"Yani başaramazsak-"

"Öyle bir şey olmayacak. Soojin'i bu şekilde kaybedemeyiz"

"Soyeon çok haklı. Soojin ve diğer insanları kurtarmak zorundayız."

"Off."

Yuqi'nin oflaması üzerine bir süre sessiz kaldılar. Hepsi kendi düşüncelerine çekildiler. Kimse bir kelime bile etmedi.

Daha sonra ayaklanıp içeceklerini aldılar. Restoranın dışına çıkıp her zaman ki yaslandıkları duvara yaslandılar.

"Buraya arada bir çıkar Shuhua ile yaslanırdık."

"Soojin ile de öyle. Keşke bütün bunlar olmasaydı."

"Tamamen katılıyorum."

İçeceklerinden yudumlayıp gökyüzündeki yıldızları seyrettiler. Hepsi çok güzel görünüyordu.

~°~



─☆𝐔𝐧𝐜𝐚𝐧𝐧𝐲 𝐂𝐨𝐮𝐧𝐭𝐞𝐫/❝(𝐠)𝐢-𝐝𝐥𝐞─ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin