-13-

22 4 22
                                    

Birkaç gün sonra

"Evet, hepimiz iyi olduğumuza göre avcılığı tekrardan sapasağlam devam edebiliriz."

"Evet. Miyeon buarada teşekkür ederim.Kendin iyi hissettikten sonra bizide iyileştirdin"

"Lafı mı olur? Artık hastaneden taburcu olduk olalı sürekli teşekkür etmeyi bırak Shuhua."

"Napayım daha önce hiç kimse beni bu kadar önemseyipte benim için bir şeyler yapmamıştı."

"Ayıpsın Shuhua. Biz ne güne burdayız?"

Shuhua gülümsedi. Miyeon kendini biraz daha iyi hissettiğinde hem Shuhua'yı hem de Minnie'yi iyileştirebilmişti. Bunun üzerine taburcu olmaları daha kolay olmuştu. Şimdiyse hepsi restoranda kendilerine birer sandalye çekmiş oturuyorlardı.

" Bir şey diyeceğim Yung'tan birkaç gündür haber alamadık. Onlarda iyileşmiştir değil mi?"

"Merak etme Shuhua iyileşmişlerdir. Biz iyileştiğimize göre onlarda iyidir."

"Ben yinede seslenmek istiyorum"

"Sen bilirsin"

"Yuna?"

"Shuhua?"

"Sadece iyi misiniz diye sormak istemiştim"

"İyiyiz tabii. Merak etme herkes iyi."

"Tamam."

Shuhua kızlara dönüp,
"İyilermiş."  diyebildi.

Sonra Shuhua sıkıldığı için dışarı çıkmak istedi. Biraz yalnız dolaşmayı tercih etti.
Sokak sokak gezmeye başladı. Yürürken takip edildiğini hissetti. Ya Chung Hee'nin adamlarıysa? Kendisi dalgasını geçiyordu ancak bunun bu kadar hızlı gerçekleşecebileceğini kestirememişti.
Biraz daha hızlı yürüdü ancak en sonunda durmaya karar verdi. Kendisi avcıydı takip ediliyorsa bile dövüşebilirdi. Durup arkasına döndü.
Karşısındakinin hamlesini beklemeden harekete geçmişti bile. Adamı kolundan tutup kolu arkasında kalacak şekilde duvara yasladı.
Daha sonra yasladığı duvardan adamı çekip yere itti. Sert bir düşüş olduğu için adam kolunda acı hissetti.

"Hanım efendi ne yapıyorsunuz? Ben sadece paranızı verecektim. Yere düşürmüşsünüz."

"Ne?Nasıl yani?"

Adam yerden kalkıp üstünü silkeledi. Avcunu açıp parayı gösterdi.

"Ben.. ben gerçekten çok özür dilerim. Sizi başkası sandım."

"Pardon ama bu yaptığınız özür ile bitemez. Sizi polise şikayet edeceğim."

"Ne? Hayır hayır hayır. Lütfen istediğiniz şekilde telafi ederim ama polis olmaz."

"Peki. Kolum için gereken ilaç vs. siz ödersiniz."

"Tabii öderim."

"Sadece bu da değil bu akşam ki yemek paramıda ödeyin."

"Ne? Bu düpedüz kullanmaktır beyefendi."

"Ben anlamam"

"Vay anasını ya bizede böyleleri mi çatar."

"Bir şey mi dediniz?"

"Hayır. Yok bir şey"

"Peki o haldeyse. Beni takip edin."

Elini alnına vurdu Shuhua. Adam düpedüz işin çığırından çıkıp, bu durumu kullanıyordu. Yapacağı pek bir şeyi de yoktu Shuhua'nın. Daha fazla kargaşaya katılmak istemiyordu bu yüzden adamın dediklerini yapacaktı.

─☆𝐔𝐧𝐜𝐚𝐧𝐧𝐲 𝐂𝐨𝐮𝐧𝐭𝐞𝐫/❝(𝐠)𝐢-𝐝𝐥𝐞─ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin