-10-

18 4 7
                                    

Yuqi restorandan önce Haewon'u bırakmak amacıyla karakola uğradı. Haewon arabadan inince doğruca restorana yol aldılar. Geldikten sonra Shuhua çalışmak amacıyla aşağıya indi. Miyeon ise Soyeon'u iyileştirmeye başladı. Diğer kızlarda öbür sandelyede oturmuş dinleniyorlardı.

"Böyle gidersek onları nasıl yakalayacağız?"

"Bilmiyorum. O kadar çalışıyoruz fakat hâlâ  yeterli değiliz sanırım"

"Öyle düşünmeyin her geçen gün dahada geliştiriyoruz kendimizi. Hem Shuhua sayesinde dahada güçlenebiliriz. Unutmayın o bölgemizi açıp kapayabilir."

"Minnie haklı. Böyle düşünerek kendimizi dibe çekemeyiz. En iyisi daha sıkı çalışmak. Ayrıca kimleri yakalamadık ki biz? Elbette bu kötü ruhlarıda yakalayacağız. 5'e karşı 2 olsun yada olmasın. Bu farkettirmez."

"Keşke Soojinde olsaydı. 6 kişi daha güzel olurduk."

"Hayal etmesi bile çok güzel. Unutmayın Soojin'i görebilmemiz için tek şansımız o kötü ruhu yakalamak"

"Merak etme Miyeon. Bu hiç bir zaman aklımızdan çıkmıyor."

Miyeon hafif bir tebessüm etti. Saat akşam vakitlerine geliyordu. Bu yüzden Miyeon dolapta kalan yemekleri çıkarıp ısıttı. Shuhua'yı da çağırdıktan sonra hep birlikte yemek yemeye başladılar.

"Çalışmaların nasıl gidiyor Shuhua? "

" Gayet iyi Yuqi. Sandığımdanda hızlı ilerlediğimi düşünüyorum."

"Umarım çok kısa sürede güzelce kendini geliştirebilirsin. Onlara karşı daha avantajlı olmuş olacağız"

"Evet. Merak etmeyin elinde sonunda arkadaşınızı ve diğer kişileri onların içinden çıkaracağız."

"Umarız"

Hepsi hızlıca yemeklerini bitirip yatmaya gittiler. Biri dışında. Genç kız diğer kızlar uyuduktan sonra restoranın dışına çıktı. Duvara yaslandı ve gökyüzünü izlemeye başladı. Bir kaç geçen sessiz dakikadan sonra sessizliği bozan küçük bir ses geldi. Kafasını yana çevirdiğinde Miyeon'u gördü.

"Uyku tutmamış gibi?"

"Senide öyle"

"Aslında su içmeye kalktım. Seni göremeyincede buraya baktım.Buarada bir sorun mu var?"

"Geçen çok karmaşık duygular içindeydim Miyeon. Bana geçmişimi hatırlatacak bir çok şey karşıma çıktı."

"Ne gibi Soyeon?"

"Boşver. Sadece o kafamı meşgul etti. O kadar."

"Tamam seni zorlamaya zaten hakkım yok. Ancak unutmaki geçmiş geçmişte kaldı. Sana acı veren şeyleri geleceğede taşırsan günlerin çekilmez olur. Her gün o aklını kurcalayacak şeyler beyninde döner durursa anda kalamazsın. O yüzden Soyeon sadece şu ana bakmanı istiyorum. "

" Sağol Miyeon. Emin ol deneyeceğim. "

Miyeon hafif tebessüm etti. Elindeki su dolu bardağı kafasına diktikten sonra içeriye girdi. Onun ardından Soyeon da içeriye girdi. İkisi de alt kata inip yattılar.

                            ~°~
Sabah olmuştu. Miyeon herkesten önce kalkıp sofrayı hazırlamıştı. Bütün kızlar sırayla kalkmıştı. Hepsi uykusunu almış görünüyordu. Bugün de bol bol antreman yapmayı düşünüyorlardı.
Tam kahvaltılarını yaparlarken kapıdan biri içeriye girdi. Ani refleks ile Yuqi kalkıp karşılık verdi.

"Üzgünüz henüz restoranı açmadık"

Shuhua yüzünü kapıda bulunan kişiye çevirince ağzı yavaş yavaş şaşkınlıktan açıldı.

─☆𝐔𝐧𝐜𝐚𝐧𝐧𝐲 𝐂𝐨𝐮𝐧𝐭𝐞𝐫/❝(𝐠)𝐢-𝐝𝐥𝐞─ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin