6. Bölüm

378 42 34
                                    

Şu anda inanır mısınız, Sasha ve konserde görüp beğendiğim çocuğun birbiriyle kahkahalarla konuşmasını izliyorum. Hem de benim evimde. Galiba bunu kırk yıl düşünsem bile akıl edemezdim. Ayrıca Fırat da o kadar hödük biri gibi durmuyor dışarıdan bakınca. Şerefsiz zaten çok yakışıklı.

Düşüncelerim bana doğru bakmasıyla kesildi. Beni dış görünüş olarak beğendiğini söylemişti. Ama yalan da olabilirdi tabii. Sonuçta bunca zaman boyunca yalan söyleyen de oydu. Kendimi onun yanında tipsiz hissettiğim için mi bilmiyorum kafamı başka yöne çevirdim. Benden sonra o da kafasını çevirip, dikkatini yeniden Sasha'ya vermişti. Kolundaki saate baktıktan sonra yavaşça yerinden kalktı.

"Nereye gidiyorsun Fırat?" dedi Sasha birden.

"Saat geç olmuş, gitsem iyi olur artık. Siz de dinlenin iyice. Özellikle Barış sen. Yorulmuşsundur."

Bu adam p!ç smile ifadesinin insan olmuş hâli yemin ederim. İmayla beraber sırıttıktan sonra çıkmak için kapıya yöneldi. O anda Sasha'nın bana bakmasına ardından da Fırat'ın kolundan tutmasına şahit oldum. Anlamaz gözlerle Sasha'ya bakarken, Fırat'ın da benden kalır yanı yoktu. Fırat bir süre Sasha'nın yüzüne baktıktan sonra, işaret parmağını Sasha'ya doğru salladı.

"Bu gece burada kalmamı isteyeceksin değil mi?" dedi kendini beğenmiş gülümsemesiyle.
Bu adamın savcı olduğunu bildiğim için fazla anlam da yüklüyor olabilirim, ama neden her şeyden haberi varmış gibi hissediyorum? Ayrıca Sasha gerçekten Fırat'ın bu gece burada kalmasını mı isteyecek? Bu gerçekten saçma olurdu. Buluşmada olan o kadar rezil andan sonr-

"Bu gece burada kalabilirsin evet."

Ciddi misin Sasha? Gerçekten mi?!

"Hah! Ne klişe ama. Kendimi dizilerde gibi hissediyorum." dedi Fırat. Sasha bu tutuma karşı yüzünü ekşitse de kırılmışa benzemiyordu ki konuşmasına devam etti.

"İki dakika gelsene. Mutfağa geçelim."

Sasha'nın bunu demesiyle aynı anda hem kırgınlık hem de  kızgınlık hissettim. Sanki ben burada değilmişim gibi, sanki arkamdan iş çevirmemişler gibi hâlâ benden bir şeyler saklıyorlar. Bunu Sasha iyiliğim için yapıyor olsa bile bu gerçekten ama gerçekten hoş değil.

"Hey! Farkında mısınız bilmiyorum ama ben de burdayım. Burası aynı zamanda benim de evim, biliyorsun Sasha. Topluluk içinde kulaktan kulağa konuşan insanlardan bir farkınız yok. Ayrıca Sasha. Fırat Bey çok gitmek istiyorsa gidebilir. Onun ne benim burada zorla tutmaya hakkım var, ne de senin. Önceden tanışıyor olabilirsiniz ama yine de bu sana bu hakkı vermiyor." dedim bir çırpıda. Sesimdeki siniri ne kadar en aza indirgemeye çalışsam da kendini oldukça belli ediyordu. Sasha bunu söylememle elini Fırat'ın kolundan çekip bakışlarını yüzümde gezdirdi. Üzgün bakışlar eşliğinde ağzını araladı. Fırat ise her zamanki gibi duygusuz bakışlar atıyordu bana.

"Bak baby... Fırat'ı tanıdığımı saklamamın nedeni, seni daha çok yıpratmamaktı aslında. Ne kadar kabul etmesen sen de bunu biliyorsun bence. Çünkü bunca zaman flörtlerinin, sevgililerinin veya platonik çevrenin bir kısmı benim az çok bildiğim insanlardı ve sonuçlar pek de iyi değildi. Fırat da tanıdığım biri olunca üzülmeni istemedim. Belki de kötü bir ilişki yaşamanın sorumlusu da benim. Bilmiyorum. Gerçekten özür dilerim Barış.
Sadece şunu bilmeni istiyorum ki; Fırat diğerleri gibi değil. Şu anda senden hoşlanmıyor olabilir ama kalbini kıracak biri de değil, emin ol."

Bir süre Sasha'nın söylediklerini idrak etmeye çalıştım. İçinde bulunduğumuz durum o kadar saçmaydı ki, sadece kafamı sallamakla yetindim.

"Pekâla. Fırat. Eğer istiyorsan kalabilirsin. Benim için bir sorun yok. Ama eğer rahatsız hissedeceksen..."

Ciddi bir ifadeyle onayladı beni.

"Benim için de bir sorun yok Barış. Merak etme."

Sasha ellerini çırparak hemen araya girdi. Neden bilmiyorum ama Fırat'ın benden rahatsız olmaması beni mutlu etmişti. Gerçi o kadar  şeyden sonra benim daha çok rahatsız olmam gerekirdi ama neyse.

"Alright! O zaman dedikoduya kaldığımız yerden devam ediyoruz.
_______________________________________________

Günün geri kalanı saçma bir şekilde güzel geçmişti. Ellerimizdeki telefondan online oyunlar oynanıp vakit geçirmiştik daha çok. Sasha ve ben birer gamer twin olduğumuz için Fırat'ı tekte yeniyorduk. Bu tarz oyunlar ona göre değildi sanırım. Ama son turda üçümüz aynı takımda olduğumuzda bile Fırat efendi; biz mahkumların değil de, karşıdaki askerlerin yanındaydı. O da yetmezmiş gibi bir de bize sıkıyordu. Mesleğini bu kadar ciddiye alması bazen beni korkutmuyor değil.

Bizim için erken ama Fırat için geç bir saat olmuş olacak ki, koltukta uyuklamaya başladı. Sasha ile birbirimize baktıktan sonra günün anlam ve önemi olan konuya Sasha girdi.

"Evet, şimdi kim nerde yatacak?"

Uzatılması gereken bir konu değildi aslında.

"Sasha sen kendi yatağında, Fırat benim yatağımda ve ben de koltukta yatacağım. Savcıyı rahatsız etmek olmaz şimdi." dedim keyifli bir tavırla. Ona bakmamla bana göz devirdiğini gördüm. Ay, götüm.

"Merak etmeyin Barış Bey. Bitmek bilmeyen dava gecelerinde sandalyelerde uyuduğumu bilirim ben. Eğer koltukta rahat edemeyecekseniz kendi yatağınızda yatmanızı öneririm. Benim için hiçbir sıkıntı yok çünkü. Bu tür şeylere çoktandır alışığım." dedi Fırat yüzündeki silinmeyen ifadesiyle.
Koltukta yatarsa içimin rahat etmeyeceğini ikimiz de biliyorduk sanki. Fırat öyle bir bakıyordu ki, tüm düşüncelerim alnımda yazıyordu galiba. Öyle mi yoksa?
Gülümsediği gördüm. Bu adam basbayağı kendi ağzımla itiraf etmemi bekliyordu. Ona kıyamadığımı ve koltukta falan da yatırmayacağımın verdiği sinir bozucu tavırlarıyla bana gülümsüyordu.

"Ee?" dedi sorusuna cevap ister şekilde. Lanet olsun! Bu boyla nasıl sığacak ki zaten o koltuğa?

"Koltukta yatmanı istemiyorum Fırat." dedim bir anda.

" İyi o zaman gel koyun koyuna yatakta yatalım Barış?
_______________________________________________

vize haftamdayım ve o kadar yoruluyorum ki..

İkigai / Fırbar Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin