Karanlık tonların hakim olduğu yerde ellerim ve ayaklarım ateşten kelepçelerle hapsedilmiş biçimde sürükleniyordum. Gözlerim etrafımdaki nesneleri seçemeyecek kadar kötüydü. Beni tutan uzun tırnaklı kara ellere baktım. Yangındaki dumanın tende bıraktığı kir gibiydi renkleri. Sesler ise korkutucuydu. Acı insan çığlıkları kulaklarıma dolduğunda ne gibi işkenceler çektiklerini düşündüm.
Az önce geçtiğim yerlerden daha soğuk bir yere geldiğimizde derin bir nefes aldım. Sıcak ve bunaltıcı hava yüzünden ciğerlerime doğru düzgün hava girmemişti. Dudaklarım kupkuru olmuştu.
Az daha sürüklendikten sonra kollarımı tutan eller bir toz gibi havaya karıştı ve yere düştüm. Ellerimle düştüğüm yerden doğrulmaya çalışırken bana doğru gelen birinin ayak seslerini duymamla vücudum kaskatı kesildi.
"Evine hoş geldin Morgana."
(M)"Ben Morgana değilim."
"Her şey açıklığa kavuşacak."
(M)"Göremiyorum."
Alev kadar sıcak ellerinden biri çenemi tuttu, öbürü ise gözlerimin üstüne bir perde gibi örtüldü ve biraz öyle kaldı. Ellerini çektiğinde gözlerimi açtım, eskisinden de net görüyordum. Gözümdeki azıcık bozukluk bile iyileşmişti sanki. İlk önce karşımdaki kadına baktım.
Hela.
Mükemmel derecede güzeldi. Upuzun boyu, ürkütücü bir yüzü ve otoriter bakışları vardı. Dimdik duruyordu. Orta uzunluktaki siyah saçları ona bir kimlik kazandırmıştı sanki. Sütbeyaz tenini ortaya çıkarıyordu. Loki ile akılalmaz derecede benziyorlardı, acaba oda mı evlatlıktı diye düşünmeden edemedim.
(H)"Kalk ve beni takip et."
Zar zor ayağa kalktım. Üstümdeki elbise toz duman olmuştu. Kocaman adımlarına yetişmek için çok hızlı yürümek zorunda kalıyordum. Etrafı incelemeye başladığımda duvarların taştan ve dümdüz olması ürpermeme sebep oldu. Ölü ruhların acı çektiği bir yerde sanki kalenin de ruhu ölmüştü. Burayı yaşanacak bir yere benzetecek hiçbir şey yoktu. Karanlıktan ibaretti. Taş bir mezardan farksızdı.
Sessiz ve uzun bir yürüyüşten sonra kocaman, kömür karası bir kapının önünde durduk. Yanımda duran Hela ise karşıma geçti ve gülümsedi.
(H)"Tüm sırlar açığa çıkacak Morgana."
(M)"Bana neden Morgana diyorsun?"
(H)"Tüm sırlar açığa çıkacak."
Attığı bir adımla kapı açılmaya başladı. Bulunduğum yerdeki tüm büyüyü ensemde hissettim. Bana benden daha yakındı ve az sonra tamamiyle içimde olacaktı.
Hela'nın peşinden içeri girdiğimde kocaman bir kütüphane olduğunu gördüm. Eski sayfaların kokusu ve toz burnumu karşındırdığında hapşurmamak için kendimi zor tuttum. Hela ise kütüphanenin merkezi gibi görünen -ortada bir kürsü ve üstünde de açık bir kitap vardı- yere geçti.
(H)"Dokuz diyar oluştuğundan ve ruhlar birer birer bedenlerine ulaştığından beri Hellheim'e tanrılar gönderildi. Görevleri kötülerin cezalarını çekmelerini sağlamaktı. Kadın erkek farketmeksizin her günahkar ölümle buluşacaktı. Ama tanrılar sapkınlık yaptılar ve kurulu düzenin altını üstüne getirdiler! Büyük savaşlar oldu, çok kayıp verildi. En sonunda Hellheim'e tanrıların girmesi yasaklandı ve yönetime tanrıçalar getirildi."
![](https://img.wattpad.com/cover/332833043-288-k909181.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DO İ KNOW YOU?《》bucky barnes
Fanfiction"Ben hep burada olacağım, seni bekleyeceğim." #1 memories