DO İ KNOW YOU?《》bucky barnes

SEVİYOR? SEVMİYOR?-11

(M)"Camila, sesi duydun mu?"

(C)"Hayır ne sesi?"

(M)"Shhh! Sessizce bekle orda."

(B)"Ahhhh!"

(M)"Bucky?"

(B)"Bucky, evet Bucky. O tahta nerden çıktı? Ve o kim, Camila mı?"

(M)"Gecenin bir yarısı odamda ne işin var? Ve evet Camila burda kalıyor. Tahta ise, bir fikrim yok şurada duruyordu."

(B)"Ya dışarı çıkmıştım, geçerken bi bakmak istedim öyle, güvenlik amaçlı."

(M)"Bucky! Sizin evin yolu bizimkine ters bir kere! Bahane uydurma! Of, başın iyi mi bari?"

(B)"Pijaman güzelmiş."

(M)"Ayı severim."

(C)"Sevgilinden belli Maria."

(B)"Tamam Camila çok kıskandın seninki senden ayrıldı diye. Herneyse pijama partinize devam edin. İyi geceler!"

♤♡◇

"Bu ne salak anı be!" Diye geçirdi içinden Bucky. Gördüğü tüm anılarda ağırlıklı Maria, aralarda Steve vardı.

Bucky yaklaşık üç aydır kulede kalıyordu ve zaman geçtikçe düzelmeye başlamıştı. Saldırgan davranışları azalmış, kendi halinde takılıyordu. Steve ve Tony günün çoğu kısmını Bucky'i temize çıkarmak için çalışmakla geçiriyorlardı. Onlara cidden minnettardı, onun için bu kadar uğraşmaları kalbinde bir kıvılcım oluşturmuştu sanki.

Bir anda acıktığını hissetti ve mutfağa indi. İçeri girdiği anda ise burnuna hoş bir koku geldi.

Burnu için hoş, başı için kötü bir kokuydu çünkü kokuyu duyduğu gibi bayni ters dönmüştü sanki.

Yinede içeri girdi ve tek başına kurabiye yiyen Maria ile karşılaştı.

Maria
Tanıdık koku
Baş ağrısı

"Bu kurabiyelerden daha önce yapmış mıydın?"

"Şey ne dedin özür dilerim dalmışım. Ne istemiştin?"

"Kurabiye diyorum, daha önce yaptın mı?"

"Çok kez, tadını çok beğenirdin."

Tereddüt etmeden bir tane yedi Bucky. Kokusu kadar tadı da güzeldi. Başının tekrar zonglamaya başlamasıyla beyninde bir ses duydu.

"Kurabeiyeler çavuşun midesinde!"

Güldü. Bu onun sesiydi.

Maria ise ona bir bira uzattı.

"Yadırgamayacağına eminim."

"Kurabiye ve bira mı? Bu ikisini birleştirecek tek aptal ben olmalıyım."

Cidden beğenmişti. Birayı Maria'ya uzattı.

"A-, sağol ama ben içmiyorum."

Ve tekrar bir anı

"Onu bunu bırak ben içkinin tadına baktım ve bu kadar abarttığın ne vardı anlamadım. Boğazımı yakmaktan öteye geçemedi. Size kocaman bir sıfır veriyorum bay Barnes."

"Boğazını çok yaktı mı?"

"Ne, anlamadım? Ne yaktı mı?"

"Bana kocaman bir sıfır verdiğin zaman hani. İçki, çok yaktı mı boğazını?"