Minnie'nin kolunu dürtüp sürekli aynı şeyleri tekrarlıyordum.
"Yemin ederim ki ters giden bir şeyler var Minnie!"
"Ters giden bir şeyler olduğu kesin...."
Garip davranışlarımı kastettiğini biliyordum ama yine de ısrarlarıma ara vermedim. Bu doğru değildi, burada olmamam gerekiyordu.
"Daha dün kendi evimde doğum günümü kutladım ama bugün buradayım ve... Sen de Londra'dan dönmüşsün."
Bileğimi tutup sakince gözlerime baktı.
"Bir kez daha söylüyorum Lisa. Londra'ya hiç gitmedim. Saçma bir rüya görmüşsün ve etkisinde kalmışsın sadece. Ama şu an bunu seninle tartışmaya vaktim yok, derse geç kalıyorum."
"Sen üniversiteyi çoktan bitirdin Minnie!"
Bıkkın bir ifadeyle elindeki kalın kitabı kaldırdı.
"Keşke öyle olsa. Ama bana hiç de bitmiş gibi gözükmüyor."
Başımı öne eğip tırnaklarımı yemeye başladım. Minnie elimi tutarak dudaklarımdan uzaklaştırdı ve bana gülümsemeye çalıştı.
"Hep garip rüyalar görürsün zaten Lisa. Eminim onlardan biridir."
Masasından aldığı çantasını sırtına koluna geçirip kapıya doğru yürümeye başladı.
"Hadi sen de giyin geç kalacaksın!"
Bana uzaktan bir öpücük gönderip odadan çıktı. Ona daha fazla garip gözükmemek için gülümseyerek el salladım. Ama o odadan çıkar çıkmaz başımı ellerimin arasına alıp düşünmeye başladım.
Bunun doğru olmadığına emindim. Daha dün Jennie'yle beraberdim. Bana hazırladığı sürpriz doğum günü partisindeydik. Bir hafta sonra yıldönümümüzü kutlamak için tatile gidecektik, bu onun bana doğum günü hediyesiydi. Ne kadar mutlu olduğumu hatırladım. Gördüklerim rüya olsa ne kadar mutlu olduğumu nasıl hatırlayabilirdim ki?
Jennie'nin hafif parfüm kokusu ve çalan tüm müzikler de net şekilde aklımdaydı. Bu rüya olamazdı. Kesinlikle rüya olamazdı.
Telefonu elime aldım. Jennie'yi aramalıydım. Onunla konuşacaktım, eve dönecektim ve sonra bu saçma şakayı bana kimin yaptığını öğrenecektim. Ya da belki uğraşmayacaktım bile. Sadece eve dönmek istiyordum.
Rehberi açtım. Jennie isminde kayıtlı biri yoktu. Onu zaten ismiyle kaydetmemiştim. Kaydettiğim ismiyle de bir numara yoktu. Telaşa kapılmadan ona kullandığım tüm hitapları tek tek arattım. Yoktu.
Bunun eski telefonum olduğu düşünülürse Jennie'nin kayıtlı olmaması normaldi. Bu telefonu kullanırken henüz tanışmamıştık, kendi telefonumun nerede olduğunu da bilmediğim için numarasını ezberden tuşladım.
"Aradığınız numara kullanılmamaktadır."
Sinirle telefonu yatağa fırlattım. Bu iş çığırından çıkmaya başlamıştı ve kesinlikle eğlenmiyordum. Bir süre daha başım ellerimin arasında sallanarak düşünmeye başladım.
Düşüncelerimi telefonun zil sesi böldü. Aceleyle fırlattığım yerden alıp ekrana baktım. Arayan ismini görmemle rahat bir nefes aldım. Chaeyoung'tı. O da dün partideydi ve şimdi söylediklerimi onaylayacaktı. Telefon daha fazla çalmadan açtım.
"Günaydın doğum günü kızı!"
"Günaydın Chae."
"Seni kaçta alayım?"
Demek kendi arabamla gelmemiştim ve Chaeyoung beni alıp eve bırakacaktı.
"Fark etmez..."
Chaeyoung kısa bir düşünme arasından sonra cevapladı.
"Hmm... Ders 10'da...yarım saat sonra gelirsem dışarıda kahvaltı etmeye de vaktimiz olur, ne dersin?"
Bıkkınlıkla kıkırdadım.
"Sen de mi bu işin içindesin Chae?"
"Ne işi?"
"Hadi ama büyük bir eşek şakasının hedefi olduğumu biliyorum!"
"Ama ben bilmiyorum...Minnie sana şaka falan mı yaptı?"
"Chaeyoung gerçekten...sürdürmene gerek yok her şeyin farkındayım."
"Lisa gerçekten anlamıyorum..."
"Pekala... Dün Jennie'nin düzenlediği sürpriz partide saatlerce eğlendik ve büyük ihtimalle Jennie izin vermese de birkaç kadeh içtim bu yüzden buraya ne zaman geldiğimi hatırlamıyorum. Sonra bir uyanıyorum ki biri en ince detayına kadar düşünmüş, eski telefonumu bulup tarihi değiştirmiş... Üstelik Minnie ve sen de dahil olmak üzere bu sabah görüştüğüm herkes gerçekten 2018'deymişiz gibi yapıyor."
Chaeyoung cevap vermiyordu.
"Gördün mü? Sana her şeyi anladığımı söylemiştim. Minnie'ye ve diğerlerine söyle şu şakayı kessinler."
Chaeyoung tereddütlü bir sesle konuşuyordu.
"Lisa ben..."
"Tanrım Minnie bu saçma şaka için ta Londra'dan gelmiş, gerçekten çok garipsiniz!"
"Minnie Londra'da mıydı?"
Hala şakayı sürdürmeye çalıştığına inanmak istesem de sesi gerçekten ne dediğimi anlamadığını ele veriyordu. Sadece iç çektim. Ben cevap vermeyince Chaeyoung tekrar söze girdi.
"Ayrıca... Jennie de kim?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Stuck In Time | jenlisa
FanfictionLisa, neredeyse kimsenin onu tanımadığı bir sabaha uyanır.