Denemediğim son bir yöntem kalmıştı ve bu aralarında en korkuncuydu.
Ama bir kere işe yaradıysa ikinci kez neden işe yaramayacaktı ki?
Gerçekliklerden birinde Jennie'yle kaza yaptığımızı hatırladım, sonrasında yine geçmişte uyanmıştım. Şu an Jennie'yi bulup arabaya bindirmem mümkün gözükmüyordu. Ama ben...eğer bilinçli şekilde bir kaza yaparsam....
Evet düşüncesi bile korkunçtu ama artık kaybedecek bir şeyim yoktu. Bu hayatta özleyebileceğim bir şey yoktu, yapayalnızdım. Ama eğer düşündüğüm şey işe yararsa o zaman belki tekrar bir hayatım olabilirdi.
Evden bir kez daha çıkıp arabaya atladım. Jennie dışında her şey eksiksiz olmalıydı, hatırlamaya çalıştım kaza yaptığımız zaman bizim şarkımız çalıyordu. Belki de şarkıyı dinlemem gereken yer baştan beri burasıydı.
Şoför koltuğuna yerleştim, direksiyonu tutmaya çalışırken elim belli belirsiz titriyordu. Başta şarkıyı radyodan bulmaya çalıştım ama olmuyordu, bu radyonun hiçbir kanalında parazit yoktu ama şarkı da çalmıyordu.
Telefonumu arabanın radyosuna bağladım ve şarkıyı oradan açmaya karar verdim, işe yaramasını ummaktan başka bir seçeneğim yoktu. Şarkı çalmaya, ben de gaza basmaya çalıştım.
Ana yola çıktığımda gözlerimi kapadım ve ellerimi direksiyondan çektim. Eğer etrafımı görürsem içgüdüsel olarak kazadan kaçabilirdim, o zaman her şey boşuna olacaktı.
Artık hangisinin gerçek hayatım olduğunu bilmesem de, bu hayatımda yaptığım en delice şeydi, ama artık korku bedenimi tuhaf bir şekilde terk etmişti, büyük ihtimalle kaybedecek bir şeyim olmamasının sonucuydu bu.
Gaza gitgide daha fazla basıyordum, hız göstergesini görmesem de oldukça hızlı gittiğimi hissedebiliyordum, ayrıca ısrarla çalınan birkaç korna yaptığımın işe yaradığını gösteriyordu.
Her şey kararmadan önce son kez uzun ve gürültülü bir korna duydum, sonrasındaysa sağır edici bir çarpışma sesi.
...
Gözlerimi açtım. Hala arabanın içindeydim ama bu sefer hava karanlıktı, araba sapasağlamdı sanki az önce bir şeye çarpmamışım gibi. Radyonun altındaki boşluktan gelen ışığı fark ettim, ışık telefonumdan geliyordu.
Biraz yavaşlayıp telefonu elime aldım, Jennie'den bir yeni mesaj.
Jennie'den.
Gözlerimi kırpıştırıp bildirimi tekrar tekrar okuduktan sonra fazla umutlanmamaya karar verip mesajı açtım.
"Ne zaman burada olursun sevgilim?"
İşe yaramıştı, tekrar bildiğim yerdeydim, Jennie beni tanıyor ve sevgili olduğumuzu hatırlıyordu. Ayrıca bu mesaj tuhaf şekilde hiç de yabancı değildi, sanki bir kez daha aynı şekilde aynı mesajı almıştım.
Ancak Jennie'nin bahsettiği yeri hatırlamıyordum. O sırada telefonu aldığım yerde bir kağıt olduğunu gördüm. Elime aldım, bu bir bale gösterisine biletti. Birkaç gün önce o garip salonda gördüğümün aynısı, sadece bu sefer adres ve birkaç bilgi daha vardı.
"Kuğu Gölü Balesi, baş dansçı: Mina Sharon Myoi, Tarih: 27 Mart 2023."
Kafam karışmıştı, acaba yine mi yanlış bir yerdeydim? Ama elimdeki adresi okuduğumda gidecek başka bir yerim olmadığını görüyordum.
Sonuçta Jennie beni hatırlıyordu, eğer başka bir pürüz çıkmadıysa bu gerçekliği kabul edip hayatıma bu noktadan devam edebilirdim.
Jennie'ye cevap yazıp telefonu yerine koydum, kontrol etmek için radyoyu açtım. Birkaç kanal atladıktan sonra yine bizim şarkımıza denk geldim. Ne parazit, ne tersten çalma ne de bozuk bir ses söz konusuydu. Oldukça net ve düzgündü, hatırladığım gibiydi.
Sonunda rahat bir nefes aldığımı hissediyordum, gülümseyerek sesi açtım. Tam şarkıya uygun ritim tutmaya başladığımda kör edici bir ışık arabanın içini doldurdu, sağ tarafıma baktığımda son hız bana yaklaşmakta olan bir arabayı gördüm.
Kafamı direksiyona çarparken şarkıyı zar zor durmaya başlamıştım, ama kırılan camların her biri sanki başka bir cümle söylüyordu.
"Mina'nın gösterisi..."
"Herkes burada olacak sevgilim..."
"Aramızda kalsın ama Jennie senin için bir şeyler hazırlıyor..."
"Ne zaman burada olursun sevgilim?..."
Belli belirsiz duyduğum bu solgun cümlelerin hiçbiri bana yabancı değildi.
Artık hatırlıyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Stuck In Time | jenlisa
FanfictionLisa, neredeyse kimsenin onu tanımadığı bir sabaha uyanır.